Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde, Ankara .......

    Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

      K A R A R Dava, davacıya Kurum tarafından gönderilen, 2011/2800 takip numaralı ödeme emrinin borçtan sorumlu olmadığı nedeniyle iptali ile Kurumdan kötü niyet tazminatının tahsili istemine ilişkindir Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. 6183 sayılı Kanun’un “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58’inci maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği ya da zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz / ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur....

        Davacı tarafından 09.04.2015 tarihinde başlatılan icra takibi ile 2.806,20-TL kira alacağı ile 11,65-TL işlemiş faizin tahsili talep edilmiş olup bu istek üzerine düzenlenen 13 örnek ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilememiş, bila tebliğ iade olunmuştur. İ.İ.K.'nun 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup, anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Mahkemece itiraz hakkı doğmadan, itirazın kaldırılması istenemeyeceğinden istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

          İİK’nun 168/....maddesi ile borca ve ödeme emrine itiraz için sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine başvurulacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda alacaklının başlattığı takipte ödeme emri borçluya ....01.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, İİK'nun 168/....maddesinde belirtilen yasal beş günlük sürenin son günü tatile rastladığından ....01.2016 tarihinde icra mahkemesine itiraz edilmiş olmakla itiraz yasal beş günlük sürede olup mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı tarafından 23.10.2014 tarihinde başlatılan icra takibinde 120.886-TL kira parasının tahsili talep edilmiş olup bu istek üzerine düzenlenen 13 örnek ödeme emri kiracıya tebliğ edilememiş, bila tebliğ iade olunmuştur. İ.İ.K.'nun 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup, anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Mahkemece itiraz hakkı doğmadan, itirazın kaldırılması istenemeyeceğinden istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

              Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılmış olan takibe taraflarınca itiraz edildiğini, yargılamanın sürdüğünü, takip yolu değiştirilerek bu sefer de kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibe geçilerek müvekkillerine gönderilen ödeme emrine hali hazırda ortada icra takibine yapılmış bir itiraz varken, tekrardan bir daha itiraz etmelerine neden gerek olduğunun anlaşılamadığını, bu durumun ne usul ekonomisine ne de ilk başta takibe yapılmış olan itirazlarıyla bağdaşmadığını, bir takibe itiraz edildikten sonra takip yolu değiştiğinde hali hazırda itiraz etmiş oldukları icra takibine yekün olarak itiraz etmelerinin hukuken bir anlamı kalmadığını, aynı takip üzerinden hakkını deneyen alacaklının takip yolunu değiştirerek adeta kendine yeni bir hak sağladığını, Yargıtay 12....

              tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (iş mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabileceği bilgidirilmiştir. 6183 sayılı Yasa hükümleri kamu düzenine ilişkin olup şeklidir. 58. maddede ki Ödeme emrine itiraz süresi olan 7 günlük hakdüşürücü süre öğrenme ile değil ancak ödeme emrinin tebliği ile başlayacağından ödeme emri davacı tarafa 7.12.2005 tarihinde tebliğ edilip dava 13.12.2005 tarihinde 7 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığından mahkemece davacının borçlu şirketin hak edişlerinden 10.8.2005 tarihinde kesinti yapılması nedeniyle takibi 10.8.2005 tarihinde öğrendiği 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın 13.12.2005 tarihinde açıldığı, gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....

                Ödeme emri borçlu kiracıya 05.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu süresinde verdiği dilekçe ile borca itiraz etmiştir. Borçluya tebliğ edilen ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verilmiştir. Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK'nun 269/1.maddesi uyarınca, yasal 30 günlük süre beklenmeden 22.01.2015 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamaz....

                  Dosyanın yapılan incelemesinde, şikayetçi alacaklı tarafın müdürlüğe ödeme emrinin tebliğinden önce borçlunun yaptığı itirazın geçersiz olduğundan takibin devamı talebinin reddine ilişkin 17/08/2022 tarihli müdürlük kararına şikayet edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İİK.nın 62.maddesinde "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (Değişik ikinci cümle: 17/7/2003- 4949/13 md.) İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur. Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur....

                  UYAP Entegrasyonu