Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra ve İflas Kanunu’nun 264/son fıkrası hükmüne göre ihtiyati haciz ödeme emrine itiraz süresinin geçirilmesi, itirazın kaldırılması ya da iptali hallerinde kesin hacze dönüşür. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine itiraz, kural olarak takibi durdurmazsa da, ihtiyati haczin kesinleşmesini (İİK.m.265/I’deki durum dışında) engeller. Bu durumda mahkemece davalı şirketin alacağı için konulan ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarih saptanmak ve varılacak uygun sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İtirazın iptali davasının dava şartlarından birisi de, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmesidir. Oysa dava konusu Demre İcra Müdürlüğü'nün 2006/163 (Kale İcra Müdürlüğü'nün eski 1999/195) sayılı takip dosyasında davalı Nursem Tekstil Rek. Org. Paz. ve İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.'nin ödeme emrine karşı yaptığı bir itiraz bulunmamaktadır. Mahkemece, adı geçen davalı hakkında açılan davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... Ltd. Şti.'nin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      belgenin ödeme emrine eklenmemesi sebebiyle takibin iptaline yönelik itiraz yönünden de, fiili öğrenme tarihinin esas alınması gerektiğini, ödeme emrine konu alacağın kira ilişkisinden kaynaklandığını, ödeme emrine dayanak belgenin eklenmesinin zorunlu olduğunu, müvekkili ile karşı taraf arasında birden fazla sözleşme olduğunu, takip talebi ve ödeme emrine dayanak belge eklenmediğinden, hangi kira ilişkisi olduğunun anlaşılmadığını, kusurları olmadığı halde aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin kendisine yasaların tanıdığı imkandan faydalanarak şikayet hakkını kullandığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir....

      - K A R A R - Davacı vekili; davalının kredi borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava konusu icra takibindeki ödeme emrinin mahkemece iptalinden sonra müvekkiline gönderilen yeni bir ödeme emri bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; itiraza uğrayan ödeme emrinin iptali ile itirazın askıda kaldığı, sonradan davalıya tebliğ edilen yeni bir ödeme emri ve borca itiraz bulunmadığı davalının yeni ödeme emrine karşı itiraz edip etmemesine göre işlem yapılması gerektiği, itirazın iptali davasına konu edilebilecek geçerli bir ödeme emri ve dolayısıyla davalının da bir itirazı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü - K A R A R - Dava, icra ödeme emrine karşı, (icra takibine) itiraz istemine ilişkindir. İstanbul 7.İcra Hukuk Mahkemesince, İİK’nun 79/2. maddesine göre talimat yoluyla yapılan icra takip işlemlerinde şikayeti inceleme yerinin talimat icra dairesinin bağlı bulunduğu İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Beyoğlu 3. İcra Hukuk Mahkemesi ise, talimat üzerine istinabe olunan icra dairesince haciz konulduğunu, hacze karşı şikayet bulunmadığı icra emrine karşı itiraz olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, İstanbul 5....

          İcra Müdürlüğünün 2013/971 Esas sayılı dosyasında davalı borçlu şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı tarafından ödeme yapılmadığını, takibin iflasa dönüştürülerek davalı borçlu şirkete iflas ödeme emri tebliğ edildiğini, ödeme emrine itiraz edilmediğini ve borcun ödenmediğini ileri sürerek; depo emri çıkarılmasına, borcun ödenmemesi halinde davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kesinleşmiş icra takibine ve tebliğ edilen depo emrine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "DAVANIN KABULÜ ile; 1- Ödeme emrine konu davalı Kurum borçları zamanaşımına uğramış olduğundan davalı Kurumca davacı aleyhine düzenlenen 2005/14360 nolu ödeme emrininin iptaline" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda; ödeme emrine konu borcun 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zamanaşımına uğramış borcun ödenebilir olma niteliğini kaybetmediğini ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Davacı adına 2005/14360 takip nolu ödeme emri düzenlenip 15.11.2019 tarihinde tebliğ olunduğu, iş bu davanın 15 günlük hak düşürücü süresi içinde açıldığı, ödeme emrinin 2002/10- 2004/12. ay arasına ait prim borcuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

              Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece görev nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 15.6.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı 19.6.2009 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 15.6.2009-15.12.2009 arası altı aylık kira bedeli toplamı 4.200 TL'nin tahsilini istemiş, davalı borçlu gönderilen ödeme emrine yasal süresinde itiraz etmediğinden takip İİK.nun 269/a maddesi gereğince kesinleşmiştir. Bu durumda davalı borçlu kira ilişkisini ve kira miktarını kabul etmiş olup, borçlu kira bedelini ödediğini kanıtlamakla yükümlüdür....

                Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve %40 icra tazminatı isteminde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu