Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

    Somut olayda davacı taraf dava dilekçesinde, takip kapsamında düzenlenen ödeme emrinin yasaya aykırı biçimde düzenlendiğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgelerin gönderilmediğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ işleminin iptalini talep etmektedir. Bu taleplerin ilki İİK’ nun 60. ve 16.maddesi kapsamında ödeme emrine karşı şikayet, diğer talep ise İİK’ nun 61. ve 16.maddesi kapsamında ödeme emri tebliğ işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Bu iki talebin de icra mahkemesince şikayet olarak değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken mahkemece taleplerin genel haciz yolu ile yapılan takipte borca itiraz ve usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilmesi ve bu yönde hüküm tesisi isabetsizdir. O halde mahkemece, uyuşmazlık konusu talepler ödeme emrine karşı şikayet ve ödeme emrinin tebliğ işlemine karşı şikayet olarak çözümlenmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir....

    tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

      Somut olayda; davacı tarafından davalılar aleyhine Alaşehir İcra Müdürlüğü'nün 2019/3803 Esas sayılı dosyasında davalı borçlu ve diğer borçlulara karşı ilamsız takip başlatılmış olduğu, örnek 7 nolu ödeme emrinin borçluya velayeten annesine tebliğ edildiği ve 09/08/2019 tarihinde ödeme emrine vekil aracılığıyla itiraz edildiği görülmüştür. Ödeme emrine süresinde itiraz ile takibin durdurulmasına karar verilmiş olup, borçlu vekili tarafından icra dosyasına yapılan itirazın duruşmadan önce ibraz edilen vekaletname ile geçerli hale geldiği, dolayısıyla takibin durdurulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla mahkeme kararı yerindedir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davalı aleyhine İzmir 2.İcra Müdürlüğünün 2017/... sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, 12/09/2017 tarihinde 3.091,48 TL tutarında ödeme yapıldığını, Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2017/... sayılı dosyasında ödenen bu bedele de yeniden ödeme emri gönderilince ödeme emrine itiraz edildiğini belirterek davacının reddine ile %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini taleph etmişlerdir. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2017/... sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Davacı daha önce icra takibini İzmir 2.İcra Müdürlüğünün 2017/... sayılı dosyasında 05/09/2017 tarihinde başlatmıştır. Davalı taraf 12/09/2017 tarihinde 3.091,48 TL tutarında ödeme yapmıştır. Taraflar arasında ödeme konusunda ihtilaf yoktur....

        emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

          . - K A R A R - Dava, davacının lehdar, davalının keşidecisi bulunduğu bonolara dayalı olarak davalı hakkında yapılan iflas yolu takipte iflas ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine açılan iflas davasıdır. Davalı vekili, takibe konu bonoların sıhhatinin tartışmalı olduğu, müvekkilinin davacıdan alacağı bulunduğunu, bu nedenle takas mahsup talebinde bulunduklarını belirterek iflas davasının reddine karşı dava olarak 100.000.00.-TL’nin tahsilini istemiştir. İflas davasının niteliği gereği karşı dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davalının çıkartılan depo emrine rağmen ödeme yapmadığını, bu nedenle davalının iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            İtirazın iptali davası takip alacaklısı tarafından itiraz eden takip borçlusuna karşı açılır, borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ise alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı yoktur. Somut olayda davalı ...’un takibe itiraz etmediği gözetilerek bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi doğru ise de, ödeme emrine itiraz edilmesi itirazın iptali davası açılabilmesinin ön şartı olduğundan bu davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 7/2.maddeleri uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, ...’nun sorumluluğunun 70.718.47 YTL olarak gösterilip davalı hakkında bu miktar üzerinden takip yapıldığı gözden kaçırılarak 108.432.53 YTL üzerinden takip yapılmışcasına reddedilen kısım üzerinden davacı aleyhine yazılı şekilde fazla vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli değildir....

              ya tebliğ edilmiş, dosyada vekaletnamesi ve itiraz dilekçesi bulunan davalı-borçlu vekili Avukat ... tarafından 2.9.2010 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edilmiştir. Davalı vekili, vekil sıfatı ile icra takibine katılmış ve ödeme emrine iti- razda bulunmuştur. Bu durumda yetkili İnegöl 1.İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin davalı-borçlu vekiline tebliği gerekirken, asıla tebliğ edilmesi usul ve tebligat yasası hükümlerine uygun değildir. Tebliğ usule aykırı olup davalı-borçlu vekili yetkili icra müdürlüğü tarafından davalı asıla gönderilen ödeme emrinden 2.9.2010 tarihinde haberdar olduğunu ve aynı gün itirazda bulunduğunu beyan ettiğine göre beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi ve ödeme emrine itirazının süresinde olduğunun kabulü zorunludur. Süresinde yapılan itiraz nedeniyle takip kesinleşmemiştir....

                ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu