Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/10/2014 tarihinde kesinleşen 2014/72 E. - 2014/1125 K. sayılı ilamı ile ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden önce mirası reddettikleri anlaşıldığından, olayda İİK'nun 53. maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı/borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olmakla, takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinden ve borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak mahkemece bu yöndeki talebin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi yerinde değildir....
Hukuk Genel Kurulu’nun,19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E.-2014/929 K. sayılı kararında borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olduğu, itirazın ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması ve imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazların borca itiraz olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir....
Davalı ... mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine dayanak çek'in keşide yerinin ... olduğu, çekte borçlu olarak gözüken tarafında ... ilinde ikamet ettiğini belirtilerek yetki itirazında bulunduğunu, çek üzerindeki imza ve yazıların tarafına ait olmadığını, davacı alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, haksız ve yersiz olarak açılan icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı alacaklı tarafından süresinde ibraz edilmemiş çeke dayalı olarak yapılan ilamsız takipte borçlu davalı tarafından borca ve yetkiye itiraz edilmiş, itiraz üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali isteminde bulunulmuş, cevap dilekçesinde davalı borçlu tarafından ... Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu itirazında bulunulmuştur. Yargıtay 19....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İlamsız takip yolunda borca yönelik itirazların İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Müdürlük yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Dava dilekçesinde ödeme emri tebliğ edilmediği için borca itiraz edilmediği belirtilmiş olup, icra müdürlüğüne yazılı veya sözlü itirazda bulunulduğu iddia edilmemiştir. Davacı yargılama aşamasında alınan beyanında, icra müdürlüğü görevlisinin "biz itiraz dilekçesini kabul etmiyoruz, icra mahkemesine gitmen gerekir" demesi üzerine bu dilekçesini atarak, mahkemeye hitaben dilekçe yazdırdığını ve dava açtığını belirtmiş ise de, davacı bu iddiasını ispatlayamadığı gibi, borca itirazın reddi konusunda icra müdürlüğünce verilen bir karar da bulunmamaktadır....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde Alanya 1.İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibinde davalı borçlunun süresinde yetki ve borca itiraz ettiği, davacı alacaklının yetki itirazını kabul ettiği, dosyanın Bakırköy 7.İcra Müdürlüğüne tevdi edildiği, ancak Bakırköy 7.İcra Müdürlüğünce yeniden bir ödeme emri düzenlenip borçluya gönderilmediği, başka bir ifade ile geçerli bir icra takibi ve itiraz bulunmadan bu davanın açıldığı, itirazın iptali davasının gerekli şartlarından birisinin geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması ve bu icra takibine süresi içinde yapılmış bir itirazın bulunması olduğu, bu şartların oluşmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/545 Esas sayılı dosyasından menfi tespit davasının açılmış olduğunu, ancak başlatılan icra takibinde müvekkili şirket ciranta olmasına rağmen takip talebinde ve ödeme emrinde müvekkili şirketin çek tazminatından sorumlu tutulduğunu, faiz oranına itiraz ettiklerini ve işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürerek itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, " mahkememizin 2021/170 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından borca itiraza ilişkin bu davadan önce 11.02.2021 tarihinde Mahkememiz nezdinde 2021/170 E. Sayılı dosya ile yetki itirazında bulunduğu, söz konusu itiraz dilekçesinde sadece yetkiye itiraz ettiği, sonraki tarihli işbu davada öne sürdüğü borca itirazın esasına ilişkin itirazlarını da 2004 sayılı İİK'nın 50. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince işbu yetki itirazına ilişkin 2021/170 E....
Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, davalı borçlu vekili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine sunulan ve dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçesinde yukarıda yer verildiği gibi sadece "yetki" itirazında bulunulmuştur. Borca ve fer'ilerine yönelik bir itiraz yoktur. "...İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, alacaklının itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku Ders Kitabı,19.Bası,s.124)....
İcra Müdürlüğü'nde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine alacaklının yetki itirazının kabulü nedeniyle dosyanın ...İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, yetkili icra dairesince çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihli itirazının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce 06/02/2015 tarihli kararla reddedildiği, borçlunun red kararının iptali ve tebligat usulsüzlüğü şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz dairede yaptığı borca itiraz yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemenin ......
takibe konulan çekteki imzanın müteveffaya ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini beyanla müteveffa Ali Çelik'e hiç tebligat yapılamadığından usulsüz tebligat nedeniyle kesinleşmediğinden takibin durdurulmasını ve iptalini, takip dayanağı çekin onaylı bir suretinin gönderilmemesi, takip dayanağının ne olduğunun bilinmediği müteveffanın ve müvekkilinin alacaklı şahsı hiç tanınmadığı ve borç söz konusu olmadığından takibin iptaline, takibe dayanak çek ödeme ödeme emri ekinde gönderilmediğinden kambiyo senedi niteliğine haiz değilse takibin iptaline, çekteki imzanın müteveffa Ali Çelik'e ait olmaması nedeniyle imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasını ve takibin iptaline, alacaklının kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine takibe girişmesi nedeniyle % 20'den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi ile değişik İcra ve İflas Kanununun 364/1 maddesi uyarınca 12/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin karar verildi. Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Selvinaz BULUT Üye 37474 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Hatice DEMİRÖRS Katip 93534 e-imza...