YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile davacı arasında imzalanan 18/06/2020 tarihli kira sözleşmesi gereğince ödenmeyen kira alacaklarının tahsili için icra takibi başlatıldığını, ödeme emri ve takibin dayanağı belge suretlerinin davacıya tebliğ edilemediğini, 01/07/2021 tarihli talep dilekçesi ile davacının mernis adresine tebligat gönderilmesinin istenildiğini, 02/07/2021 tarihinde davacıya tebligat çıkarıldığını, söz konusu tebligatın henüz davacıya tebliğ edilmediğini, davacı vekili tarafından ödeme emri ve diğer belgeler tebliğ edilmeden 24/06/2021 ve 28/06/2021 tarihlerinde itiraz dilekçesi verildiğini, ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmesi ve İİK'nın 269/1 maddesi gereğince ödeme emri davacıya tebliğ edilmediği için davacı vekilinin takibin durdurulmasına ilişkin talebinin reddedilmesi gerektiğini, şikayete konu kararların hukuka, usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2021/8693 Esas sayılı takip dosyası ile örnek 10 kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ödeme emri düzenlenmiş ve müvekkil şirket adresine 26.04.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, müvekkili aleyhine başlatılan işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ödeme emrinin iptal edilmesi gerektiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 17 dolayısıyla bonodaki yetki sözleşmesi bir tacir veya kamu tüzel kişisi temsilcisi tarafından düzenlenmiş ve alacaklısı da bir tacir veya kamu tüzel kişisi idiyse geçerli, aksi takdirde bonodaki yetki şartı hukuken geçersiz olduğunu, takibe konu senet incelendiğinde açıkça görülecektir ki senedi düzenleyen kişinin gerçek kişi olduğu ve herhangi bir tüzel kişiliğe sahip olmadığının aşikar olduğunu, dolayısıyla yetki sözleşmesi baştan geçersiz olup ciro edildiği takdirde işbu geçersizliğin diğer cirantalar ve yetkili hamile sirayet edeceğinden yetki sözleşmesine dayanarak takibin İstanbul İcra Müdürlüklerinde açılması mümkün olmadığını, davalı yanın ödeme...
, davacıların yetki itirazları yerinde olmadığından yetki itirazlarının reddine, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulüne karar verilmesi nedeni ile yetki itirazları kabul edilen davacıların ödeme emri ve ödeme emri tebliğine ilişkin şikayetlerine ilişkin hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, gerçek kişi davacıların şikayetlerine ilişkin değerlendirme yapılarak hüküm oluşturulmak üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verildiği, Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesinin 2019/974 Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır....
Esasa yönelik olarak, İİK 168/5 maddesi gereğince yetki ve borca itirazın 5 günlük süre içerisinde yapılması gerektiği, davacının dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik herhangi bir iddiasının bulunmadığı, ödeme emrinin davacıya 10/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında, dava tarihi olan 20/12/2021 tarihi itibariyle eldeki yetki ve borca itiraza yönelik davanın süresinde olmadığı, mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile verilen hüküm isabetsiz olduğundan, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerektiği anlaşılmıştır....
Abonenin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olacaktır" şeklinde yetki şartının bulunduğu, ayrıca taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu, sözleşmelerde yetkili icra dairesinin, sözleşmenin ifa yeri olduğu görülmektedir. (yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılması itirazın iptali davasında özel dava şartıdır.) İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olduğu, İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemeyeceği, borca itiraz eden davalı ... Şirketi adresinin ... Mah. ... Cd. ... /KONYA olduğu, davalı borçlu ... Şirketi tarafından Konya . İcra Dairesi'ne verilen dilekçe ile borca ve takip ile faize itiraz ettiğini, takibin ilamsız takip olduğunu ve itirazın süresinde yapıldığını, Yargıtay üyesi ......
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2020/192 2021/535 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya müdericatına tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2020/2145 Esas sayılı dosyasında takibe konu çek üzerindeki imza ve kaşenin şirketlerine ait olmadığını, takibe konu olan davalıya böyle bir borçlarının olmadığını, çek sahibi gözüken Auto Lojistik A.Ş....
Ancak ödeme emrinin tebliğinden itibaren borçlu vekili tarafından süresi içerisinde borca itirazda bulunulduğundan ve istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde de " itiraz dilekçemizde tarafımızdan zaten borcun sebebi ve konusu dahil her konuya itiraz edilmiştir " şeklindeki davacı vekilinin beyanından borca tüm itirazların yapıldığı, takibin durdurulduğu ve ödeme emrinin vekil yerine asile tebliğ edilmiş olması nedeni ile tüm itirazlarını ileri süren borçlu taraf açısından savunma hakkının kısıtlanmamış olduğu bu nedenle tebligata yönelik şikayette hukuki menfaat bulunmadığından istinaf talebi yerinde olmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Küçükçekmece 2....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 58, 61. maddeleri uyarınca ödeme emri ile birlikte takip dayanağı senet suretlerinin gönderilmediği şikayeti, İİK'nın 169. maddesi uyarınca yetki ve borca itiraza ilişkindir. İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2019/13440 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında 5.500,00 TL miktarlı 01/05/2017 tanzim, ilki 15/10/2017 vade tarihli toplam 11 adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibi olduğu, ödeme emrinin davacıya 04/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet ve itirazın yasal sürede olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davacı borçlunun yetki itirazının kabul edilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, 2020/1251 E. 2021/489 K. Sayılı karar ile, "itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğü açıkça gösterilmediğinden, HMK’nın 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazından söz edilemez....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/4974 esas sayılı dosyası ile davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmış ve ödeme emri gönderildiğini, ilgili icra dosyasında borca ve imzaya süresi içerisinde itiraz ettiklerini, davacının alacaklı tarafa her hangi bir borcu bulunmadığını ve borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davacılara 04.12.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini ancak ödeme emri ekinde kambiyo senedi örneğinin gönderilmediğini, takibe dayanak senet üzerindeki imzaya itiraz ettiklerini, tüm bu nedenlerle öncelikle icra takibinin yargılama sonuna kadar geçici olarak durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine, imza incelemesinden sonra itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, %20'den az olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Zonguldak 2. İcra Müdürlüğü'nün 2020/4974 esas sayılı dosyası....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Çanakkale İcra Müdürlüğü'nün 2021/13878 Esas sayılı dosyasında yetkiye, imzaya, borca itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı tarafça, yetkiye, borca itiraz istemiyle birlikte imzaya itiraz istemi de ileri sürüldüğü halde mahkemece, her bir talep ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....