Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu süresinde sadece yetki itirazında bulunmuştur. Davalı borçlu asıl alacak tutarı olan 66.260,00 TL'yi 26.08.2014 tarihinde davacının hesabına yatırmıştır. Davacı alacaklı yetki itirazını kabul ederek .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/16920 nolu dosyalarında 05.09.2014 tarihli ödeme emrini çıkartmıştır. Borçlu, alacak ödendiğinden ve temerrüt oluşmadığından alacağa ve ferilerine itiraz etmiştir. Bu durumda ilk takip yetkisiz yerde yapıldığı ve borç da ikinci ödeme emri tebliğinden önce ödendiğinden yetkisiz yerde yapılan takip nedeniyle davacı tarafın takip masrafı talep hakkı bulunmamaktadır. Alacaklı taraf yetkili yerden çıkarmış olduğu ödeme emrine itiraz üzerine ise bu yetkili yer takibi nedeniyle de ortada asıl borç bulunmadığından ve davada işlemiş faiz talebi olmadığından takip gideri talep edemez. Mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2022 NUMARASI : 2022/91 ESAS 2022/176 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 20/06/2019 tarihinde borçlu şirkete tebliğ edildiği, 08/02/2022 tarihinde de T1 tebliğ edildiği, 14/02/2022 tarihinde T1 vekilince ikame edilen işbu dava ile, tüm borca, ferilerine ve zamanaşımına itiraz edildiği, takipten 14/02/2022 tarihinde haricen haberdar olunduğu, tebligatın usulsüz olarak TK 21/2 uyarınca yapıldığını, takibin 18/11/2018 tarihinde başlatıldığı, üç yıldan fazlaca süre müvekkil aleyhine zamanaşımını kesen icra takip işlemi yapılmadığını...

    İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, 18/07/2019 tarihinde takipten haberdar olduklarını, ayrıca kambiyo takiplerinde uygulanan faiz türünün avans faiz olduğunu, takipte fahiş faiz istendiğini, işlemiş faiz, faiz çeşidi ve faiz oranına itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 18/07/2019 olarak kabul edilmesine, faize itirazları yönünden takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin ciro yolu ile hak sahibi olduğunu, kambiyo senetlerinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde yetki ve imza itirazının ileri sürülmesi gerektiğini, itiraza konu ödeme emrinin 11/01/2021 tarihinde tebliğ olunduğunu, itiraz süresinin 16/01/2021 tarihinde dolduğunu, ancak davacının 18/01/2021 tarihinde yetki ve imza itirazında bulunduğunu, süresinde yapılmayan yetki ve imzaya itirazın reddinin gerektiğini, ayrıca borlunun itirazının hukuki dayanağının bulunmadığını, kambiyo senetlerinde soyutluk ilkesinin geçerli olduğunu, senedin dolayısı ile borcun doğması için keşidecinin senedi tanzim etmesi ve muacceliyet tarihinin gelmesi ile alacaklının borcu talep etme hakkının doğacağını, bu sebepten asıl borca ilişkin olarak borçlunun iddialarının ciranta olan müvekkiline karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığını, borçlunun borcu olmadığı veya borcun itfa veya mehil verildiği iddiasını yalnız resmi veya imzası alacaklı...

    kesinleşmediğinden hacizlerin de usulsüz olduğunu, aynı zamanda asıl alacağın, fer’ilerini ve takip giderlerini çok büyük ölçüde aşan haciz uygulandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, imzaya ve borca itiraz talebinin kabulüne, takibin durdurulmasına, usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri kesinleşmediği için hacizlerin iptaline, bilahare borcu çok aşan aşkın hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece açıkça imzaya itiraz etmelerine rağmen davanın niteliği itibariyle borca itiraz olarak değerlendirip imza örnekleri almadan davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçelerinde konu, sonuç ve talep kısmında borca ve ferilerine ve imzaya itiraz ettiklerinin açıkça belirtildiğini, yerel mahkemece dava dilekçelerinin eksik özetlendiğini, İstanbul Anadolu 1.İcra Müd.2020 /16295 sayılı takibe konulan 10.11.2018 tanzim 17.07.2019 vade tarihli 30.000,00- TL tutarlı senetteki imzanın kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, Adil Üstündağ, Zafer Gökmen ve T3 isimli şahısların sahte imzalarla ya da mobing ve zorla işçilere boş senedi imzalatarak piyasaya sürdüklerini, dava konusu senedin ise sahte imza ürünü olduğunu, bu takibe karşıda yetki itirazında bulunduklarını ve menfi tespit davası açacaklarını, yetkili icra müdürlüğünün Seyhan İcra müdürlüğü olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına...

    Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, Bakırköy ....ATM dosyası, icra dosyası, sicil kaydı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İİK ' nın 171 . maddesinde icra memurunun, senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri göndereceği ,ödeme emrinde alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ise , borcun ve takip masraflarının beş gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarını, kambiyo senedine ve borca dair her türlü itiraz ve şikayetlerini sebepleriyle birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile beş gün içinde icra dairesine bildirmesi ihtarını, beş gün içinde borç ödenmediği, itiraz ve şikayet edilmediği takdirde, alacaklının ticaret mahkemesinden borçlunun iflasını talep edebileceği ihtarını içereceği düzenlenmiştir....

      A.Ş ne ödeme emri 16/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, vekili tarafından süresinde 20/09/2019 tarihinde verilen itiraz dilekçesi ile İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmiştir. 22/ 11/ 2019 tarihinde alacaklı-davacı vekili tarafından borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı kabul edilerek dosyanın İstanbul Anadolu İcra Dairelerine gönderilmesi talep edilmiştir. İcra Dosyasının gönderilip esas aldığı İstanbul Anadolu ... İcra dairesinin ... Esas sayılı dosyasında yeniden ödeme tebliği üzerine bu kez borçlu vekili tarafından borca 17/02/2020 tarihinde süresinde itiraz etmiştir. Yetki itirazı yoktur....

        İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca itiraz ederek takibi durdurmuştur. Açılan itirazın iptali davasında mahkemece ... İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz edildiği, ... İcra Dairesince yeniden ödeme emri tebliğ edilmeden itirazın iptali davası açılamayacağı, yeki itirazı üzerine şikayet yoluna gitmeyen davacının dosyasının ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesini isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlamsız icra takibine karşı borçlu icra dairesinin yetkisine, borca ve varsa takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edilebilir, Yetki ile birlikte borca da itiraz edilmişse açılacak itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını İİK.’nun 50. maddesi uyarınca inceleyecektir. Yetki itirazına karşı alacaklının şikayet yoluna gitme zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkeme ... İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazın İİK.’nun 50. maddesinin atıf yaptığı HUMK’nun 9 vd....

          Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatın usule uygun olduğunu, imzaya itirazın süresinde olmadığını, imza incelemesinin usule uygun olarak yapılması gerektiğini, borca itirazları ispatlar delilin de bulunmadığını beyan etmiş, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle, buna dair şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 26/03/2018 olarak düzeltilmesine, aldırılan ATK ve Jandarma Kriminal raporları aynı yönde olduğundan ve imzanın davacının eli ürünü olduğu tespit edildiğinden imzaya itirazın reddine, borca itirazın ise İİK'nın 169/a maddesindeki deliller ile ispatlanamadığından reddine, davacı aleyhine tazminata ve para cezasına karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu