Anılan hükümler çerçevesinde, birden fazla borçlu varsa, bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak anılan hüküm, borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Somut olayda, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu Ercan Hurdacılık ve Kağıtçılık San ve Tic. Ltd. Şti'ne 17/01/2014 tarihinde ödeme emri Denizli adresinde 17/01/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, takibin, adı geçen borçlu yönünden itiraz tarihi olan 09.07.2020 tarihinden önce kesinleşmiş ise de; borçlu Ercan Hurdacılık ve Kağıtçılık San ve Tic. Ltd. Şti'nin yerleşim yeri Afyonkarahisar ili olmadığından Afyonkarahisar İcra Daireleri genel yetkili icra dairesi olmaması nedeniyle HMK'nun 7. maddesinin uygulama alanı yoktur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takibe konu bononun keşide yerinin İstanbul olduğunu, takibin İstanbul da başlatıldığını ve yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Müdürlüğü'nün olduğunu, davacının yetki itirazlarının reddi gerektiğini, takibe konu senedin ön yüzünde davacı borçlunun imzasının bulunduğunu ve bu nedenle keşidecinin avali konumunda olduğunu, TTK. Md 702 gereğince keşideci şirket gibi yetki sözleşmesine bağlı olduğunu, yerel mahkemece eksik inceleme yapıldığını, davaya konu protokol ve ödeme aracı olarak bononun usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiğini, borçlular tarafından imzalandığını, usulüne uygun olarak düzenlenen bononun kambiyo vasfının da haiz olduğunu, davacı tarafça imzaya ilişkin iddialarını ispatlayamadığını ve davanın reddi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle;Beyşehir İcra Müdürlüğü'nün 2019/748 Esas sayılı takip dosyası ile müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, takibe konu bononun 10.000,00 TL bedelli olup tahrif edilerek 70.000,00 TL olarak düzenlendiğini beyan ederek takibin teminatsız olarak durdurulmasını, dosyada mevcut yakalamaların kaldırılarak yakalanan araçların müvekkilini teslimi talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın beş günlük yasal itiraz süresini geçirmiş olduğunu, takibe konu bononun yazı ve rakam kısımlarında tahrifat bulunmadığını belirterek, davanın reddine, davacı tarafın %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre; icra dosyası incelendiğinde, davacılar aleyhine önce Burdur İcra Dairesinin 2019/6213 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, daha sonra ödeme emrinin davacılara tebliğ edildiği, davacılardan İbrahim'in takibe herhangi bir itirazının bulunmadığı, bununla birlikte davacılardan Ender ve Tahsin'in Burdur İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/152 Esas 2019/178 Karar sayılı dosyası ile icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettikleri ve bu davacılar yönünden yetki itirazının kabulüne karar verildiği, ancak icra dosyasının Bucak İcra Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine davacı İbrahim yönünden de ödeme emri düzenlenerek ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, Bucak İcra Müdürlüğü takip dosyasında davacı İbrahim taraf olmadığı halde, ödeme emrinde borçlu olarak gösterilmesi ve kendisine tebligat çıkartılması usul ve yasaya aykırı olduğundan ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan mahkemece davacı İbrahim'e çıkartılan ödeme emrinin iptaline karar verilmesi...
Hukuk Genel Kurulu’nun,19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E.-2014/929 K. sayılı kararında borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olduğu, itirazın ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması ve imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazların borca itiraz olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Takip konusu edilen bonolar yönünden ise; 03/07/2008 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin T3 07/07/2008 tarihinde, Türkmen Mühendislik Firmasına 08/07/2008 tarihinde tebliğ edildiği, Borçlu T1’e çıkarılan ödeme emri tebliğinin bila ikmal iade edildiği, T1’e ödeme emrinin 09/01/2018 tarihinde yenileme emri ile birlikte tebliğ edildiği, süresinde takibe itiraz edilmediğinden takibin 15/01/2018 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten önce Borçlu T1 aleyhine yapılan hacizlerin dayanaktan yoksun olduğu ve kaldırılması gerektiği, Borçlu T1’e 09/01/2018 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ve içeriğinde ödeme emri bulunmadığına ilişkin şikayetin tebligatın usulüne uygun yapılmış olması ve tebligat zarfında zarf içeriğinin “yenileme ve ödeme emri” olarak gösterilmesi karşısında yerinde görülmediği, T1 yönünden takipten önceki zamanaşımı iddiasının itiraz niteliğinde olduğu ve süresinde zamanaşımı itirazının İcra Hukuk Mahkemesi...
Davalı tarafından davacı aleyhine 10.11.2009 tarihinde, 09.10.2009 vadeli 27.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak takibe geçilmiş, ödeme emri borçluya 16.12.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu 26.11.2009 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmeden önce takip konusu borcu icra dosyasına ödemiştir. Takip borçlusu ... ödeme emri tebliğinden sonra süresinde 21.12.2009 tarihinde icra takibine itiraz ederek icra takibinin iptalini istemiştir. İcra Mahkemesinin 22.04.2011 tarihli kararı ile 2009/1431 sayılı icra takibinin iptaline karar verilmiş, bu karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 08.03.2012 tarih, 2011/21486 esas, 2012/6898 karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Takip borçlusu 22.12.2011 tarihli dava dilekçesi ile icra takibinin icra mahkemesince iptal edildiğini, bu nedenle davalıya ödenen paranın iade edilmesi gerektiğini, bu amaçla 15.12.2011 tarihinde takibe geçtiğini, davalı borçlunun (...) takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali davası açmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; somut olayda davalı borçlu T3 çıkarılan ödeme emri tebligatının 28/06/2022 tarihinde bila tebliğ iade edildiğini, borçlunun 29/07/2022 tarihinde takibe itiraz ettiği görülmüş, ilgili takipte borçluya ödeme emri çıkarılmış ve ödeme emri 28/06/2022 tarihinde bila iade olmuş, fakat borçlu takip ve ödeme emrinden haberdar olarak 29/07/2022 tarihinde vekili aracılığıyla ödeme emrine itiraz etmiş, Yargıtay 12....
Başvuruyu alan icra müdürü, önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun olarak bir ödeme emri düzenleyip borçlu veya borçlulara göndermelidir. Somut olayda davacı, takip yolunu değiştirmişse de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipteki ödeme emrindeki borç miktarı ile iflas ödeme emrindeki borç miktarı aynı değildir. Bu husus gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." şeklindedir. Somut dosyada; ilamsız takibe ilişkin ödeme emri ile takip yolunun değiştirilmesi üzerine gönderilen iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrindeki miktarlar aynı ve iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emri düzenlenmiş olup, İİK'nun 43/2 maddesinde öngörülen usule uygundur. 2004 sayılı İİK'nun 154/1. maddesi uyarınca iflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir....
nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu kiracı ...’e ödeme emri tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz....