Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyize konu kararda, her ne kadar davacı tarafından ödeme emri içeriği borçların tamamı için mahsup talebinde bulunulduğu, mahsup talebi sonuçlandırılmadan dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin iddia edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, davacının iade şartlarını taşıdığı ve mahsup talebinin yerine getirilmesi gerekirken bunun yapılmadığı, dava konusu ödeme emri içeriği borçlar için mahsup talebi üzerine davacı hakkında yapılan incelemenin devam etmesine rağmen dava konusu ödeme emri ile takip edildiği, davacı tarafından talep edilen KDV iade ve mahsup talepleri kesin bir şekilde sonuçlanmadan düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmiş olsa da, olayda ödeme emri içeriği borçların davacının kendi beyanı üzerine tahakkuk ederek kesinleşen borçlar olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, davacının mahsup talebinin sonuçlandırılmaması veya reddedilmesine yönelik işlemlerin ise ayrıca dava konusu edilebileceği dikkate alındığında düzenlenen...

    ileri sürerek ödeme emri tebligatının, takibin ve yenileme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin 21.05.2014 olarak düzeltilmesi ile asıl borcun 5.000 TL olarak kabulüne, arta kalan talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      Ltd.Şti'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen …tarih ve …2, 3, 4, 5 ve 6 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir....

        Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır....

          ödeme emri için 2012/4- 6, 2012/10- 12 ve 2013/1- 5 dönemine ilişkin 817,31 TL damga vergisi, 2014/069120 takip numaralı ödeme emri için 2013/10- 2014/1 dönemine ilişkin 85.517,08 TL prim borcu, 2014/069121 takip numaralı ödeme emri için 2013/10- 2014/1 dönemine ilişkin 5.204,29 TL işsizlik sigortası primi, 2014/069122 takip numaralı ödeme emri için 2013/6- 2014/1 dönemine ilişkin 623,27 TL damga vergisi, 2015/018915 takip numaralı ödeme emri için 2013/12 dönemine ait 980,02 TL idari para cezası, 2016/027519 takip numaralı ödeme emri için 2010/4- 11 ve 2014/2 dönemine ait 119.079,34 TL prim borcu, 2016/027520 takip numaralı ödeme emri için 2010/4- 11 ve 2014/2 dönemine ait 6.650,08 TL işsizlik sigortası primi, 2016/027521 takip numaralı ödeme emri için 2010/4- 11 ve 2014/2 dönemine ilişkin 585,90 TL damga vergisi borcunun bildirildiğini, 2010, 2013 ve 2014 dönem borçlarından yönetim kurulu üyesi olmadığından, sorumlu tutulamayacağını, anonim şirketlerde şahsi sorumluluğun, ortağın taahhüt...

          Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 2005/11013 takip sayılı dosyanın, davaya konu... plakalı aracına konulan haczin, davaya konu 2012/014615 sayılı ödeme emri gereği konulup konulmadığı, haczin dayanağının söz konusu ödeme emri olması halinde ise davacıya tebliği ile kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmişse gerek ilgili haciz dosyasının gerekse ödeme emrinin tebliğ belgeleriyle birlikte Kurumdan celbi, gelen yazı cevapları dosya arasına alındıktan sonra temyiz incelemesi için gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/01/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İN DÜŞÜNCESİ : Eşyanın yurt içinde bırakılması suretiye transit rejiminin ihlal edildiğinin tespit edildiğinden bahisle davacı adına ödeme emri düzenlenmiş ise de; ödeme emri içeriğinde yer alan vergilerin ödenmesi istemiyle yazılan yazının şirket adresinde, şirket çalışanına tebliğ edildiğinin görüldüğü, dolayısıyla davacıya ev adresinde tebliği yapılmadığı anlaşılan kamu alacağından davacının bilgisi olduğu kabul edilemeyeceğinden, tahakkukun kesinleştiğinden de bahsedilemeyeceği, bu itibarla, kamu alacağının tahsil edilmesine yönelik olarak tesis edilen ödeme emrinin iptali yönünde verilen kararda sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığı düşünülmektedir....

              GEREKÇE: Şikayet dilekçesinin netice ve talep kısmında ihalenin feshi istenmekte ise de, dilekçenin açıklamalar kısmının 2 no lu başlığı altında açıkça ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü sebebiyle öncelikle ödeme emri tebliğ tarihinin 27/07/2020 olarak düzeltilmesinin akabinde ihalenin feshine karar verilmesinin istendiği görülmektedir. Bu haliyle davacı tarafın iki talebi mevcuttur. Bunlardan birincisi ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 27/07/2020 olarak düzeltilmesi, ikincisi ise ihalenin feshine karar verilmesine ilişkindir. Mahkemece, birinci taleple ilgili olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış, sadece ihalenin feshi şikayetinin reddine dair karar verilmiştir. Davacı taraf ise sair sebeplerin yanında, tüm tebligatların usulsüz olduğunu ve itiraz sebeplerinin tamamı hakkında irdeleme yapılmadığını da ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

              Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davalılara önce İİK'nun 149.maddesi uyarınca örnek 6 icra emri çıkarıldığı, ancak bu ödeme emrinin icra hukuk mahkemesince kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğinden iptal edildiği, davacı tarafın takibin halen devam etmesine ve İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ ettirmesi gerekmesine rağmen örnek 7 ödeme emri gönderttiği, bu durumda ortada usul ve yasaya uygun ödeme emri olmadığı , dolayısıyla dava şartı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, dava ön şartı yokluğu nedeniyle reddedildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7.maddesi gereğince...

                İcra Müdürlüğünün 2002/1316 sayılı dosyasından ödeme emri tebliğ edilemediği ve dosyanın 29.12.2003 günü de işlemden kaldırıldığı görülmüştür. Yukarıda gösterilen ilkeler ve somut duruma göre davacı alacaklı vekili, borçlunun İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı çerçevesinde işlem yapmakla, yetkili bir icra müdürlüğünde usulüne uygun bir takip yapmadığını kabul etmiştir. Yetkili icra müdürlüğünce gönderilen bir ödeme emri ve buna vaki bir itiraz da bulunmadığından, itirazın iptali için dava şartı oluşmamıştır. Açıklanan nedenle itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan, açılan karşı davanın ise mevcut bir asıl dava olmadığından usulden reddine karar verilmek gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu