OLAY VE OLGULAR Mağdurenin Çocuk Büro Amirliğinde alınan ifadesinde suça sürüklenen çocuk ile olaydan önce bir süredir duygusal anlamda arkadaşlıklarının olduğunu, annesinin normal zamanlarda dışarıya çıkmasına izin vermediğini ancak ramazan ayı olduğundan dışarıya çıkabildiğini, dışarı çıkmadan önce annesinin telefonundan suça sürüklenen çocuğa mesaj attığını, suça sürüklenen çocuğun da mahalleye geldiğini ve buluştuklarını, arkadaşlıklarının bu şekilde devam ettiğini, Kurban Bayramının 3....
İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı işverence dosyaya davacı imzalı yıllık izin cetveli sunulmuştur....
in, şirket müdürü ve yöneticisi olduğu, şirketin zorunlu defterlerinin tutulup tutulmadığının, hesapların doğru tutulup tutulmadığının tespit edilemediği, şirket mal varlığının ve gerçek aktiflerinin, gerçek değerinin tespitinin mümkün olmadığı, şirketin kötü yönetildiği, kar dağıtılmadığı ve hesap verilmediği, davacı hakkında ortaklıktan çıkma için muhik nedenlerin gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirketteki ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... temyiz etmiştir. (1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı ... her ne kadar karşı dava açtığını belirtmiş ise de, usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı şirket tarafından ihraç edilmediği ileri sürülen 15 ton ihraç malı buğday ununu fiilen yurtdışına ihraç ettiği, bu nedenle şirketin Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamındaki toplamda 650 ton miktardaki buğday ununu yurtdışına ihraç ettiği ve yükümlülüğünü yerine getirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 36,15 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 25.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davacının nüfus kaydının vatandaşlıktan çıkmasına izin verilmesi nedeniyle kapalı olduğu, bu nedenle nüfus kayıtları üzerinde herhangi bir işlem yapılmayacağı gözetilmeksizin adının düzeltilmesine ilişkin davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 30/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/12/2013 tarih ve 2012/408-2013/642 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin ortağı olan müvekkilinin hissesinin tamamını noter senedi ile devretmiş olmasına rağmen halen şirkette ortak olarak göründüğünü ileri sürerek, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, davacının haklı sebebin varlığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı dava dilekçesinde, şirket ortakları N... A... ve C... A....'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 25/03/2009 tarihli olay tutanağı içeriğine, şikayetçi kamu görevlilerinin anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre, suç tarihinde duruşması nedeniyle adliyeye gelen sanığın, girişte polis kontrol noktasına bırakmış olduğu çakı bıçaklarının kendisine tesliminden sonra adliye dışına çıkmak istemesi üzerine, görevli polis memurlarının davanın diğer tarafı ile meydana gelmesi muhtemel bir olayı önlemek amacıyla dışarı çıkmasına izin vermeyip elindeki bıçağı almak istemeleri ve sanığın da teslimden kaçınması üzerine zor kullanılarak bıçakların alınması şeklinde gerçekleşen olayda, 5237 sayılı TCK'nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir ve/veya tehdit unsurunun ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde tartışılıp açıklanmadan yetersiz gerekçelerle yazılı...
Dosya kapsamından, davacının 403 sayılı Kanunun 20. maddesine istinaden Bakanlar kurulunun 26.11.1985 tarihli kararına istinaden vatandaşlıktan çıkmasına izin verildiği, davacının çıkma belgesini teslim aldığı 26.12.1986 tarihi itibariyle vatandaşlığı kaybettiği, davacının 1961 ila 1965 yılları arasında 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi) kapsamında çalışmaları bulunduğu, 04.04.2014 tarihli Almanya sigorta merciince düzenlenen sigortalılık belgesinde, davacının 18.08.1969 ila 22.10.1984 tarihleri arasında zorunlu prim ödemesi, işsizlik yardımı bildirimleri olduğu, 01.05.1987 – 31.12.2004 tarihleri arasında emekli olduğu, askerlik şubesinden gelen belgeden, davacının 23.05.1966 – 23.05.1968 tarihleri arasında askerlik hizmeti bulunduğu anlaşılmaktadır....
Bu nedenlerledir ki; ülke imkanları ile yurtdışına gönderilecek öğretim elemanları için belirli bir yaş sınırı aranması hizmetin niteliği gereğidir. Bu durumda, Yükseköğretimin amacı çerçevesinde lisansüstü öğrenim görmek üzere yurtdışına gönderilecek araştırma görevlilerinin belli yaş sınırlarında olması gerektiğinden, olay tarihinde 38 yaşında olan davacının lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilmemesi işleminde kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır. Nitekim, dava konusu işlemden sonra Yükseköğretim Yürütme Kurulunun 20.11.1996 gün ve … sayılı kararı ile; lisansüstü eğitim amacıyla yurt dışına gönderilecek adaylarda aranacak koşullar belirlenmiş ve lisans derecesine sahip adaylarda 25, yükseklisans derecesine sahip adaylarda 27 yaş sınırı getirilmiştir. Bu durumda davacının yurtdışına gönderilmemesi yolundaki işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2021/611 Esas KARAR NO : 2022/121 DAVA : ORTAKLIKTAN ÇIKMAYA İZİN VERİLMESİ DAVA TARİHİ : 13/10/2021 KARAR TARİHİ : 28/02/2022 YAZIM TARİHİ : 28/03/2022 Mahkememizde açılan ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili ; Davalı şirketin iki ortağından biri olduğunu, şirketi temsil yetkisinin diğer ortağa ait olduğunu, bu ortağa ulaşamadığını, şirketin ticari faaliyeti olmadığı halde SGK ve vergi borçları olup, bu amaçla icra takipleri yapıldığını, kar payı ödemesi yapılmadığını belirtip, haklı nedenle şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı şirkete davetiye tebliğ edilmesine rağmen yanıt verilmemiştir. DELİLLER : -Davalı şirketin ticaret sicil bilgileri, -SGK ve vergi borçları nedeni ile davacının yaptığı ödemelere ilişkin dekontlar, -Davacının yönetici ortağa düzenlediği ihtar, -Tanık beyanı....