birlikte yakalandığı anlaşılan olaya ilişkin sanığın eylemlerinin bir bütün halinde tek fiil kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve göçmen sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınabileceği gözetilmeden, sanık hakkında ... ve ...’ın yurtdışına çıkmasına imkan sağlamaya teşebbüs eylemlerine ilişkin ayrı ayrı iki kez mahkumiyet kararı verilmesi, 3- Sanık savunmaları,...’nın anlatımları ve tüm dosya kapsamıyla,...’nın yasal olmayan yollardan yurtdışına çıkmasını sağlamak amacıyla sanıklar ... ve ... tarafından gerçekleştirilen eylemlerin, hazırlık hareketi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve göçmen kaçakçılığı suçu yönünden icrai hareketlere başlandığının kabul edilemeyeceği gözetilmeden, teşebbüs aşamasına ulaşmayan eylemler nedeniyle sanıklar hakkında beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı, sanıklar...ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, bozma kararının, 1412 CMUK'nın 325...
. … İSTEMİN_ÖZETİ : Davacı tarafından, büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlarının yurtdışına çıkışlardan önce İçişleri Bakanlığı'ndan yazılı izin almalarına ilişkin İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün "Yurtdışına Çıkışlar" konulu, … tarih ve … sayılı Genelge ile bu Genelge esas alınarak davacının yurtdışına çıkış talebinin uygun görülmemesine ilişkin … tarih, … sayılı işlemin iptali istenilmektedir....
Somut olayda, davacı, dava dilekçesinde hangi tarihten itibaren davalı şirketten çıkmasına izin verilmesini istediğini belirtmediği gibi davacı tarafından bu konuda ıslah da yapılmamıştır. Uyulan bozma ilamında belirtildiği üzere mahkemenin hüküm kurmadığı bir konuda tavzih yolu ile hükme ekleme yapamayacak olmasına ve davacının çıkmasına izin verilmesine ilişkin asıl kararın Dairemizin 2015/611 esas – 2015/5481 karar sayılı ilamında tavzih kararına dair bozmanın kapsamı dışında kalmış olmasına göre, mahkemece davacının hüküm fıkrasına ''dava tarihi olan 02/12/2011 tarihinden itibaren'' ibaresinin eklenmesine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 26 ve 27.maddelerine göre davacının Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği anlaşılmakla "çıkma izin belgesi" nin davacıya imza karşılığı teslim tarihinin Nüfus Müdürlüğünden sorularak alınacak yanıt ve belge eklendikten sonra gönderilmek üzere, Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
engel olduğunu, hazırlık için kitapları almadığını, davalının müvekkilinin balkona çıkmasına dahi izin vermediğini, kavga çıkardığını, davalının cep telefonundan pornografik içeriklere girdiğini ve müvekkiline bunları birlikte izlemeyi teklif ettiğini, davalının müşterek çocuğun yanında pornografik içeriklere girdiğini, bu nedenlerle müvekkilinin evi terk edip anne ve babasının yanına sığındığını, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir....
Neticede TTK'un davamızla ilgili 638/2 maddesindeki haklı sebeplerin davacı yararına oluştuğunun kabulü ile, davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının davalı şirket ortaklığından çıkma isteminin KABULÜNE, buna göre davacı ...'un davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR Dosya kapsamından Davalı ...’nın ve ...’nın mevcut nüfus kayıt örneklerinin incelenmesininde; Davalı ...’nın nüfus kaydının düşünceler kısmında “403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunun 20. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 23.12.1998 gün ve 98/122264 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmiş olup Almanya vatandaşlığına geçtiğinden Türk vatandaşlığından çıkma belgesini teslim aldığı 08.06.1999 tarihinde vatandaşlığımızı kaybetmiştir.” ibaresinin yer aldığı ve adresinin Heidweg SC/ALMANYA olduğu, diğer davalı ...’nın ise nüfus kaydının düşünceler kısmında “403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunun 20. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu7nun 10.09.1998 gün ve 11798 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmiş olup Almanya vatandaşlığına geçtiğinden Türk vatandaşlığından çıkma belgesini teslim aldığı 22.04.1999...
nun göçmen kaçakçılığı suçundan beraatine ilişkin hüküm Özel Dairece, sanığın sabit olan eyleminin göçmen kaçakçılığına kalkışma suçunu oluşturduğundan bahisle bozulmuş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise, kaçakların kuru yük gemisine bindirilmeleri ile yurtdışına çıkmaya imkân sağlanmış olduğunu, bu nedenle suçun tamamlandığını belirterek itiraz etmiştir. Çözümü gereken sorun, sanık İ...... C.........'nun göçmen kaçakçılığı suçunun tamamlanıp tamamlanmadığı noktasında toplanmaktadır. İncelenen olayda; Yurtdışına kuru yük nakleden Ş..... isimli geminin eski tayfası olan sanık R...... U...'un temin ettiği beşi Türk biri yabancı uyruklu toplam altı kişiyi para karşılığında kaçak olarak yurtdışına göndermek üzere geminin personeli olan sanık A... B.... ile 11.04.2003 tarihinde görüşüp anlaştığı, sanıklardan Ö.... K.....'ın işlettiği restaurantta gerçekleşen ve yine gemi personeli olan sanık İ...... C.........'...
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliler ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile diğer ortak arasında anlaşmazlıkların bulunduğu, bu anlaşmazlıkların zaman zaman hakaret ve küfürleşme düzeyine ulaştığı, davacının şirkete sokulmadığı, şirketin hiçbir faaliyetine katılmasının mümkün olmadığı hatta şirket defterlerinin incelenmesine de izin verilmediği, şirketi temsil yetkisinin elinden alındığı ve aralarındaki mevcut anlaşmazlıklar nedeniyle tarafların bir araya gelerek ortaklık ilişkisini devam etmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı tarafça, davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi, bunun mümkün olmaması halinde şirketin fesih ve tasfiyesi istemleri ile açılan işbu davada, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
deki ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, davacının ayrılma akçesi talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkarılma istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ortaklıktan ayrılma talebinde haklı olduğuna kanaat getirildiğine göre 6102 sayılı TTK'nın 638. maddesi uyarınca ortaklıktan çıkmasına karar verilmesi gerekirken, davacının şirketteki ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine şeklinde hüküm kurulması doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekmekte ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....