"İçtihat Metni" Uyuşmazlık; müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocuğun üstün yararıdır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi, yüksek yararına ters düşmedikçe idrak çağındaki çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemin verileceğini öngörmektedir (Söz.m.6/b). Davacı babanın, intihar teşebbüsünde bulunduğu da kesin olarak kanıtlanamamıştır. Bu sebeple davacı baba hakkında rapor aldırılmasında da hukuki yarar bulunmamaktadır. Davalı annenin de yoğun çalışması nedeniyle çocuğu ile yeterince ilgilenemediği anlaşılmaktadır....
getiremediğinden müşterek çocuğun velayetinin babadan alınıp anneye verilmesini istemiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/662 Esas 2021/19 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuk Süleyman Bera'nın velayetinin anneye verildiği, baba ile kişisel ilişki kurulduğu, eldeki davada davacının çocuğun velayetini talep ettiği, davalının davanın reddi talebinde bulunduğu, mahkememizce toplanan deliller ve dinlenen taraf tanık beyanlarına göre davacının vinç operatörü olduğu, Mut ilçesi dışında farklı şehirlerde çalıştığı, Mut'a gelme durumunun işine göre değiştiği, bazı dönemler uzun süre gelemediği, çocuğun velayetini alması durumunda çocuğa anne ve babasının bakacağı, bu durumda anneden uzak olan çocuğun babadan alması gereken ilgi ve sevgiden de mahrum kalacağı, müşterek çocuğun anne yanında olduğu, 4,5 yaşında olan çocuğun halihazırda anne sevgisi ve şefkatine muhtaç olduğu gerçeği, 27/10/2021 havale tarihli sosyal inceleme raporun içeriğinden ilgili çocuğun annesi tarafından tüm ihtiyaçlarının karşılandığı ve bakımının layıkıyla yapıldığı, davalının yaşantısında çocuk için sakınca...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; tebligatların usulsüz olduğunu, savunma hakkının kısıtlandığını, çocuğun iki ay önce evden kaçarak polis karakoluna sığındığını, şuanda kendisiyle birlikte yaşadığını, Silivri Aile Mahkemesinin 2021/992 Esas sayılı dosyada açtığı velayetin değiştirilmesi davasının derdest olduğunu belirterek davanın kabul kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Tarafların Silivri Aile Mahkemesinin 2012/365 Esas 2012/334 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği sabittir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Kadir Efe'nin karaciğer hastası olduğunu, müvekkilinden parça alınarak çocuğa nakil yapıldığını, müşterek çocuğun tedavi ve kontrolü için her ay düzenli olarak Antalya'ya götürülmesi gerektiğini, velayeti kendisinde olan annenin bu sorumluluktan kaçındığını ya velayetin babaya verilmesi ya da annenin çocuğun masraflarına destek olması gerektiğini, müşterek çocuğun masraflarının hesaplanarak eşit olacak ölçüde ikiye bölünmesi gerektiğini belirterek, davanın kabulü ile talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, davacı tarafından ödenen iştirak nafakasının kaldırılarak davalının 200 TL iştirak nafakası ödemesine karar verilmesini, çocuğun tedavisi için yapılan masrafların paylaştırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir....
Mahkemece; "Davanın, tarafların müşterek çocuğunun davalı baba üzerinde olan velayet hakkının değiştirilmesi talebine ilişkin olduğu ve davacı tarafça, müşterek çocuğun velayet görevinin davalı tarafından gereği gibi yerine getirilmediği iddia edilerek, müşterek çocuğun davalı baba üzerinde bulunan velayet görevinin kaldırılarak müşterek çocuğun velayetinin kendisi tarafından yerine getirilmesine karar verilmesinin talep edildiği, TMK m.348 hükmü gereğince, velayet görevi kendisine verilen anne veya babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri nedenler ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi ile çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya çocuğa karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklanması durumlarının mevcut olması halinde, müşterek çocuğun velayetinin verildiği anne veya baba üzerinden kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar verilebileceğinin düzenlenmiş olduğu, yine emsal içtihatlar gereğince, velayetinin kaldırılması veya değiştirilmesi...
Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33).Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, davalı babanın çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, çocuğun yaşamını annesi ile geçirdiğini, her türlü işini kendisinin yerine getirdiğini ve resmi işlemler ile çocuğun okul hayatında bu durumun dezavantajını yaşayacağını ileri sürmüş, davacı tanıkları da davalı babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, çocuğu görmeye gelmediğin anlatmışlardır....
Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması hallerinde velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliği ve istikrarı zedeleyeceği gibi asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacaktır....