, davacı tanıklarının beyanı kapsamında çocuğun baba ile şahsi ilişki günlerinde bir problem yaşanmadığı, mutlu olduğu, anneanneye teslime giderken tavır değiştirdiğine ilişkin beyanlar olduğu, yine özellikle sosyal inceleme raporunda çocuğun okul yetkilileri ile yapılan görüşmede "çocuğun anneanne yanında yaşadığı bazen anne yanına gittiği, çocukla ilgili konularda daha çok anneanneyle iletişim kurdukları, bazen anneyi aradıkları, annenin üvey kızını okula götürüp getirdiği, iki çocuğun arasının iyi olup okul başlangıcında iki çocuğun aynı sınıfta olmasını istedikleri, babanın okul yönetimiyle çocuk hakkında görüştüğüne" dair bilgiler verdikleri görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Adın Değiştirilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar dava dilekçesinde, müşterek çocuklarının nüfus kaydındaki .... adının Türkçe bir anlamı olmadığı gibi örf ve adetlerde manasının bulunmadığını, bu adın çocuğun arkadaşları tarafından alay konusu edildiğini belirterek 18.02.2016 doğumlu oğulları ....'ın adının ... olarak değiştirilmesini istemişler; mahkemece, davacıların müşterek çocuğu ....'...
(HGK 06.06.2018 tarihli 2017/2- 2069 Esas 2018/1179 Karar sayılı ilamı) Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde; tarafların gayri resmi birlikteliklerinden 25/01/2017 doğumlu Batu Koç'un dünyaya geldiği, babanın çocuğu nüfusta tanıdığı, yasa gereği evlilik dışında doğan çocuğun velayetinin annede olduğu (TMK.md.337/1), davacı - davalı annenin iştirak nafakası davası açması üzerine davalı - davacı baba tarafından eldeki birleşen velayetin değiştirilmesi davasının açıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 09/12/2019 tarihli uzman raporunda annenin velayeti kullanmasına engel bir durumu olmadığını, çocuğun alışkın olduğu düzenin değiştirilmesinin çocuğa fayda sağlamayacağı ve çocuğun mevcut velayet düzenlemesinin devam etmesinin uygun olduğunun rapor edildiği anlaşılmıştır....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir( TMK 348 vd. md.). Davacının istinaf başvurusunun incelenmesinde; 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
Dava; velayetin değiştirilmesi, olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. Dava, 30.11.2020 tarihinde Aydın 1. Aile Mahkemesinde açılmış, davalı kendisinin ve çocuğun İzmir'de ikamet ettiğini ileri sürerek yetkisizlik itirazında bulunmuş; mahkemece de, genel yetki kuralı esas alınarak "davalının ve müşterek çocuğun son yerleşim yerinin İzmir olduğu” gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Oysa dava “velayetin değiştirilmesi" isteğine ilişkin olup, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m. 382/2- b- 13- 15). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Dava, davacının oturduğu yerde açılmış, davalı da bunun aksini iddia etmemiştir....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....
Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK m. 385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "Davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Taha 28.09.2011 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla ortak çocuğun velayeti davalı anneye bırakılmış, karar 19.04.2017 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise, 02.01.2018 tarihinde açılmıştır....
Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Neslihan 24/08/2011 doğumlu olup idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....