Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple davacı-davalı babanın bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir, 3-Davacı-davalı babanın çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı babanın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    İlk derece mahkemesince "talebe tedbire ilişkin ölçülülük ilkesi göz önüne alınarak çocuk teslimi/çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine muhalefet nedeniyle "disiplin hapsi" şartlarının oluşmaması nedeniyle talebin REDDİ" gerekçesi ile "1- T3 hakkında çocuk teslimi/çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine muhalefet nedeniyle "disiplin hapsi" talebinin REDDİNE" karar verilmiştir. Talep eden erkek vekili; talebin kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Çocuk Teslimi Ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin ilam Ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesine Dair Yönetmeliğin 52. Maddesinde 50 nci madde uyarınca aile mahkemesince verilen kararlara karşı, 46 ncı madde uyarınca itiraz edilebileceği düzenlenmiş olup, Mahkeme kararı istinafa tabi kararlardan değildir....

    Mahkemece bu yasal zorunluluk yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, boşanma hükmünün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı babanın ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulmasına ilişkin birleşen davası, mahkemece; "birlikte görülen boşanma davasında baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiği" gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulması davasının (TMK m. 197/4) açıldığı 23.05.2014 tarihinde tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, ortak çocuğun fiilen anne ile birlikte kaldığı, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını engelleyecek bir halin de (TMK m.324/2) mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir ve davaların birlikte görülmesi halinde her dava bağımsız niteliğini korur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet hakkına sahip olan davacı, çocukla diğer taraf (babası) arasında tesis edilen kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun bozulduğunu, davalının uyuşturucu madde kullandığını, çocuğuna ilgisiz olduğunu, ileri sürerek, kişisel ilişkinin kaldırılmasını, bunun kabul edilmemesi halinde süresinin sınırlandırılmasını ve uzman eşliğinde kişisel ilişki kurulmasını istemiş, mahkemece çocuğun kişisel ilişki kurmayı istemediği ve babasına ''o kişi'' diye hitap ettiği gerekçesiyle kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir....

        Bu sebeplerle her ne kadar tek taraflı olarak tarafımca görüşme yapılmış olsa da davalı babanın müşterek çocukla şahsi ilişkisinin kısıtlanmasında somut bir bulgu ya da gözlemin olmadığı, tam tersi müşterek çocukla babanın şahsi ilişkisinin daha da kısıtlanmasının ebeveyne yabancılaşma sendromuna sebep olabileceği bu sendromunda müşterek çocuk açısından travma yaratıcı etkilerinin olabileceğinin unutulmaması gerektiği düşünüldüğünden müşterek çocukla davalı babanın düzenli şahsi ilişki kurmasının... gerektiği belirtilmiş olup baba ile müşterek çocuk arasındaki ilişkinin kaldırılmasının müşterek çocuğun yararına olmayacağı ancak şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesinin çocuğun menfaatine olacak şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir....

        çocukla davacı baba arasında her ayın 1. ve 3....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne ortak çocukla baba arasında hafta sonları ve dini bayramlarda yatılı olmayacak halde şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince istinaf edilmiş, Davalı kadın vekili şahsi ilişkinin kaldırılması, ya da süresinin kısaltılması, Davacı erkek vekili yatılı şahsi ilişki tesis edilmesi Talepleri ile kararı istinaf etmişlerdir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava çocukla kişisel ilişkinin tesis edilmesi isteminden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden tarafların 19.07.2017 tarihinde boşandıkları, ortak çocuk Derin'in boşanma kesinleştikten sonra 02.08.2017 tarihinde dünyaya geldiği çocuğun evlilik birliği içerisinde ana rahmine düştüğü dolayısıyla çocuğun evlilik birliği içerisinde doğduğunun kabul edilmesinin gerektiği anlaşılmaktadır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davası, birleşen dava ise çocukla şahsi ilişkinin kurulması davasıdır....

          Buna karşılık çocukla baba arasındaki soybağı "ana ve babanın sonradan evlenmesiyle" (TMK. m. 292) kurulmuş ise, ana ve babanın yasal mirasçıları (m.294/1), bu yolla kurulan soybağına itiraz edebilmektedirler....

            DAVA Davacı baba vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının boşandığını, ortak çocuğun velayetinin anneye verildiğini, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisi için gidildiğinde davalının ailesinin tartışma ve kavga ortamı yarattığını, ortak çocukla baba arasında geçerli olan kişisel ilişkinin yatılı olmadığını, müvekkilinin de davalının da Ereğli de yaşadıklarını belirterek hafta sonları sömestri tatili dini ve milli bayramlar, yaz tatili için yatılı olacak biçimde kişisel ilişki tesisine, babalar günü için günlük kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

              UYAP Entegrasyonu