Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı babanın alkol ve uyuşturucu madde kullanımı tedavisi görmesi ve müşterek çocuğun yaşı, bedeni ve fikri gelişimine göre müşterek çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki çoktur. Mahkemece, davalı babanın alkol ve uyuşturucu madde kullanmasının müşterek çocukla kurulacak kişisel ilişki süresine etkisi görevlendirilecek uzman vasıtasıyla belirlendikten sonra daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

    DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; çocukla kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocukla kişisel ilişki kurulmasına veya kaldırılmasına ilişkin davalar basit yargılama usulüne (HMK m. 316) tabi işlerden olmadığı gibi çekişmesiz yargı işlerinden de değildir (HMK m. 382). O halde mahkemece, dilekçelerin teatisinin yapılarak (HMK m. 139), ön inceleme (HMK m. 140) ve tahkikat (IHMK m. 143 vd.) aşamaları tamamlanarak, gösterdikleri takdirde tarafların delilleri de toplanarak hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu işlem ve aşamalar tamamlanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usııl ve yasaya aykırıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mahkemece, suç tarihinde onbeş-onsekiz yaş aralığında olan mağdurenin herhangi bir cebir, tehdit veya hile olmaksızın evden ayrılarak bir süredir flört ettiği suça sürüklenen çocukla buluşup istanbul iline gitmek üzere yola çıktığı ve ... ilinde yolculuk yaptığı otobüste suça sürüklenen çocukla beraber yakalanarak ailesine teslim edildiği oluşa uygun olarak kabul edildiği halde, iddianamedeki anlatıma göre suça sürüklenen çocuğun eyleminin çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturduğu, mağdurenin annesi ve babasının şikayetçi olup kamu davasına katıldıkları gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği de değerlendirilerek TCK.nın 234/3. maddesi uyarınca cezalandırılması...

          CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemediğini, çocuğun baba ile vakit geçirmekten mutlu olduğunu, davacı kadın ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve protokolde ortak çocukla kişisel ilişki kurulması konusunda anlaştıklarını, buna rağmen kadının işbu davayı açmasının iyiniyetli olmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. III....

            Aile Mahkemesinin 2015/667 Esas 2016/267 Karar sayılı boşanma ilamı ile müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocukla davalı arasında aynı şehirde ve farklı şehirde olmak üzere iki farklı şahsi ilişki kurulduğunu, davalının fiilen Bilecik'te ikamet ettiğini ancak adresini Konya'nın Yunak ilçesine aldırdığını, davalının müşterek çocukla sanki aynı şehirdeymiş gibi kişisel ilişki kurduğunu, davalının müşterek çocuğu alarak her hafta sonu Bilecik'e götürdüğünü, müşterek çocuğun her hafta böyle uzun yolculuk yapmasının menfaatine olmadığını, müşterek çocuğun teslim saatine hiç uyulmadığını, bu nedenle davacının Cumhuriyet Polis Merkezi Amirliğine 19/09/2021 tarihinde şikayette bulunduğunu, müşterek çocuğun kişisel ilişki nedeniyle etüt derslerine katılmadığını ve yorgun düştüğünü iddia ederek davalı ile müşterek çocuk arasındaki şahsi ilişkinin çocuğun okul, etüt, ikametgah, iş ve sosyal yaşamları gereğince yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir....

            Gününde yatılı temmuz ayında 15 gün yatılı ve sömestri tatilinde bir hafta yatılı olacak biçimde kurulduğu, düzenlenen sosyal inceleme raporu içeriğinden ve tanıkların anlatımlarından babanın çocuğa yönelik ihmal ve istismarının ispatlanamadığı, cari şahsi ilişkinin yeterli düzeyde tesis edildiği, şahsi ilişkinin daraltılmasında ya da kaldırılmasında çocuğun üstün menfaatinin bulunmadığı, taraflar ve yakınları arasında gerçekleşen adli olayların çocukla baba arasında şahsi ilişkinin kaldırılmasını ya da daraltılmasını gerektirmediği, zira bu olayların çocukla baba arasındaki ilişkiye yansıyan olumsuz yönün ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddi kararında isabetsizlik olmadığından istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            Aile Mahkemesi’nin 07.04.2016 tarihli anne ile kişisel ilişkinin kaldırılmasına dair kararın ibrazı sonucunda icra müdürlüğünce infazın yapılmadığı ve anne tarafından bu işlemin iptali için icra mahkemesine başvurulduğu, ilk derece mahkemesince kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verildiğinden alacaklı anne tarafından takip başlatılmasının kötü niyetli olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, davacının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurduğu, bölge adliye mahkemesince çocukla şahsi ilişkinin kaldırılmasına ilişkin hukuki tasarruf konu olarak “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayıp sonuçları itibariyle çocukla anne-baba arasındaki ilişkiyi düzenlemekle, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp infazı için kesinleşmesine gerek olmadığından takip konusu ilamın çocukla şahsi ilişkiyi düzenleyen kısmı Kayseri Aile Mahkemesi kararı ile ortadan kaldırıldığından...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : 2004 sayılı İİK'nun "Çocuk Teslimi" başlıklı 25., "Çocukla Şahsi Münasebet Tesisine Dair İlamın İcrası" başlıklı 25/a maddesi 24/11/2021 tarihli 4373 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 32.maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 4373 sayılı Yasa 30/11/2021 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, anılan yasa ile çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda 41.ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile, 5395 sayılı Yasa'nın 41/C maddesinin 1. fıkrasına göre artık, çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararı, yükümlüsü tarafından rızasıyla yerine getirilmediği takdirde, hak sahibi, ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesi için müdürlüğe başvurabilir. Aynı yasanın 41/C 2.fıkra uyarınca talebi alan müdürlük, her türlü iletişim vasıtasını kullanarak yükümlüyle irtibata geçer....

              Dava; çocukla kurulan kişisel ilişki şartlarına uyulmaması nedeniyle gereğinin yapılması istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu