Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme tarafından gerekçeli kararda,” TMK 324/2 maddesinde kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunu tehlikeye girmesi durumunda kişisel ilişki kurulma hakkının reddedilebileceği yönünde düzenlemenin bulunduğu ayrıca kişisel ilişki kurulmaması durumunun kesin hüküm teşkil etmediği, her zaman talep ve dava edilebileceği, davalı ile çocuk arasında sağlıklı her iki tarafında da menfaatine olabilecek şekilde kişisel ilişki kurulabilmesi için davacı, davalı ve müşterek çocuğu da kapsayacak şekilde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda düzenlenen danışmanlık tedbirleri bünyesinde uygulanacak tedbirler kapsamında aile bağlarının tekrardan güçlenip onarıldıktan sonra kişisel ilişki hususunun değerlendirilmesinin gerektiği (bu hususta mahkememizce yargılama devam ederken hem mahkememizce danışmanlık tedbirine karar verildiği, hem de çocuk mahkemesine bu hususta ihbarda bulunulduğu) anlaşılmış bu aşamada müşterek çocuğun üstün menfaati de göz önünde bulundurularak müşterek çocuk ile davalı baba arasında...

Aile Mahkemesi'nin 2016/851 E. 2016/843 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, müşterek çocukları Beyza'nın velayetinin kendisine verildiğini ve davalı ile arasında kişisel ilişki düzenlendiğini, davalının kişisel ilişki hükümlerine uymadığını, 2017 yazında çocukla kişisel ilişki çabasına dahi girmediğini ancak 2018 yazında icra yoluyla çocuğu tehdit ederek aldığını, çocuğu kendisine karşı doldurduğunu, davalının ancak boşanırsan çocuğu görebilirsin dediğini, davalının eşinin çocuğun psikolojini olumsuz etkilediğini bu nedenlerle davalının çocuk ile mevcut ilişkinin yeniden düzenlenerek yatılı olarak kalması kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md. 181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

Davaya konu çocuk Nurullah Balmum 28.10.2010 doğumlu olup anne ve babası boşanmış, boşanma kararı ile velayet davalı babaya bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Tanık anlatımları, sosyal inceleme raporu ve idrak çağındaki çocuğun beyanı birlikte değerlendirildiğinde anneannenin torununu görebildiği, davalı babanın kişisel ilişkiye engel olabilecek olumsuz bir durum içinde bulunmadığı, davacının torunuyla görüşmesine annenin engel çıkarmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, anneye tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Foça Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/7 Esas ve 2018/59 Karar sayılı ilamı ile 04.05.2018 tarihinde boşandığı, boşanma kararı ile müşterek çocuk 26.11.2007 doğumlu İrem'ın velâyetinin davalı babaya verildiği, davacı anne ile çocuk İrem arasında; yarıyıl tatili, dini bayramlarda ve Temmuz ayında kişisel ilişki kurulduğu, dinlenen davacı tanıklarının beyanların bir kısmı duyuma dayalı olup, bir kısım beyanlardan anlaşılacağı üzere boşanmadan sonra süreçte davacının bir süre çocukla telefon yoluyla iletişim kurduğu, davalı telefonu değiştirince davacının davalının annesi vasıtasıyla bir süre kişisel ilişki kurduğu, 2019 yılından beri davacının çocukla kişisel ilişki kurmadığı, icra yoluna da başvurmadığı, dinlenen davalı tanıklarının beyanların bir kısmı duyuma dayalı olup bir kısım beyanlardan anlaşılacağı üzere, davacı kadının boşandıktan sonra çocuğa...

      baba ve müşterek çocuk arasında arasında kişisel ilişki tesisi kurulmasına karar verilmiştir....

      Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....

      Mahkemece; "Dava; çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması talebine, birleşen dava; velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir....

      ne şekilde kişisel ilişki kuracağının anlaşama protokolunde açıkça belirtildiğini, davalının okula giderek okul görevlileri ile görüştüğünü ve müvekkilinin kızı hakkında bilgi sahibi olmasını engellediğini, velayet hakkını kötüye kullandığını, çocukla kişisel ilişki kurulmasını engellemesi velayetin değiştirilmesini gerektiren hallerden sayıldığını, davalının tek gayesinin müvekkilinin kızı ile olan irtibatını kopartmak ve anne-kız ilişkisini müşterek çocuğa tamamen unutturmak olduğunu, ayrıca davalı müşterek çocuğunu da alıp Almanya ülkesine yerleşeceğini aile çevresinde dile getirdiğini, müvekkilinin kızı ile yaptığı görüşmede üst dudağının şiştiğini gördüğünü, kızının babasının tokat atması sonucu olduğunu söylediğini, başka bir gün yine kızının parmaklarının yandığını gördüğünü, kızının babasının çaydanlığı getirmesini istediğinde kaynar su ile elini yaktığını söylediğini, davalının çalıştığı için gün içerisinde 70 yaşındaki babaannesi Eylül'e baktığını, bir çocuğun sağlıklı mental...

      Mahkemece anne ile çocuk arasında, boşanma davasında kararlaştırılan ve devam eden kişisel ilişkinin tarihlerini değiştirmeksizin 2015 yılı yaz ayında müşterek çocuğun İzmir'deki akrabalarının nezaretinde akrabalarının evinde üvey baba ile yalnız kalmaksızın annesi ile kişisel ilişki kurmasına, ilerleyen yıllar için kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Boşanma ilamında yer alan kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girdiğine veya annenin bu hakkını çocuğun bakım ve eğitimi ve yetiştirilmesine ilişkin yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığına dair dosyada bir delil bulunmadığı gibi, mevcut kişisel ilişkinin değiştirilmesinin çocuğun menfaatini gerekli kıldığına ilişkin de bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda davanın tümünün reddi gerekirken; yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

        UYAP Entegrasyonu