Kişisel ilişki düzenlemesinin bilirkişi tarafından yapılması doğru olmadığı gibi, velayeti anneye verilen çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken, babalık duygularının tatmini ilkesi gözetilerek karar verilmesi gerekir. Dosya içeriğinden davacı baba ile ortak çocuk arasında yatısız kişisel ilişki kurulmasını gerektiren somut bir olgu ispat edilmemiştir. Kaldı ki yarıyıl tatilinde ve yaz tatilinde de mahkemece yatılı kişisel ilişki kurulmuştur. O halde, hafta sonları da ortak çocuk ile davacı baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemişse de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından, kişisel ilişki süresi yönünden; davalı tarafından ise, duruşmalı olarak tamamına yönünden temyiz edilmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369.maddesinde torunla kişisel ilişkinin kurulmasına ilişkin verilen davaların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine dair hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine karar verilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç...
Somut olayda, dosyada çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal yoktur. Davalı annenin davacı baba ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik savunması incelendiğinde; somut olarak kişisel ilişkinin küçüğün yararına olmadığını ispatlayamamıştır. Kurulan kişisel ilişki süresi de çocuğun yaşına uygun bulunmuştur. Çocuğun anne ve baba ile görüşmesinin çocuğun yararına olduğu, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, çocukla kişisel ilişki kurulması istenilmesine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Üçüncü kişilerin koşulları gerçekleştiği taktirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak kişisel ilişki süresi aile bağlarını güçlendirmek ve geliştirmeye elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Davacı amca ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması, her ne kadar babanın ölümünden sonra anne ile amca arasında babadan miras kalan taşınmazlarla ilgili sorun yaşandığı belirtilse de, kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı, kişisel ilişki nedeniyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi veya davacının bu hakkı amacına aykırı şekilde kullanması durumunda kişisel ilişkinin kaldırılması veya koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği hususları dikkate alındığında ve de uyuşmazlığın çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil dosyada bulunmadığından doğrudur....
Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı takdirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde yeniden kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir....
içinde kurulmasına yönelik kararın da doğru olmadığı, kişisel ilişki kararında, ilişkinin bir kısmının Bozüyük sınırları içinde kurulmasına karar verildiği halde, çocukla baba arasında Temmuz ayının 1. günü ile 5. günü arasında kurulan ilişkide bu şartın aranmamasının da kararın kendi içinde çelişki oluşturduğu gerekçesi ile davacının hükmün düzenlenmesinde yapılan hata nedeniyle istinaf talebinin kabulüne diğer istinaf taleplerinin reddine davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının 1.paragrafının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/120 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararı ile çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki kararının değiştirilerek, "...velayeti annede olan küçük ... ile davalı baba arasında, her ayın 1. ve 3....
Davalı baba ile velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk 25.04.2013 doğumlu ...arasında kişisel ilişki tesis edilirken günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında, aynı şehir-farklı şehir ayrımı yapılması doğru olmadığı gibi, tarafların ayrı şehirlerde yaşamaları halinde çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
Bu durumda, tarafların görüşü de alınarak belirlenecek davalının yakınlarından birinin gözetiminde kişisel ilişki kurulmalıdır” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuş, mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiştir. Uyma kararından sonra yapılan yargılama sırasında davacı-karşı davalı erkeğin duruşmada gösterdiği tutum ve davranışları gerekçe göstererek her zaman yeniden kişisel ilişki tesisinin talep edilebileceğini şimdilik çocuk ile kişisel ilişki tesisine yer olmadığına karar vermiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin duruşmada sergilediği davranışlar, refakatli görüşme kararına tepki olarak gelişmiş olup çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimine etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılmasına göre çocuk ile kişisel ilişki tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....