göstermesi bakımından önem arz ettiği gözetilerek babanın yurtdışında yaşaması, yaklaşık 2 yıldır çocukla görüşmemesi, davalı babanın velayet görevini fiilen kullanmaması sebebiyle küçüğün babada olan velayetinin kaldırılarak anneye verilmesine karar verilerek davalı babanın Türkiye'de bulunduğu süreler içerisinde çocuk ile yatılı şahsi ilişki kurmasının çocuğun yüksek yararına olacağı düşünülmüştür....
yalnızca 250,00 TL'den ibaret olduğu hususları dikkate alınarak birleşen davada davacının velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine ve ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişkiye dair asıl davada hüküm verildiğinden davacı babanın kişisel ilişki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davanın kabulü ile velayeti annede olan T5'un velayetinin anne T3 alınarak, davacı baba T1 verilmesine, anne ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müşterek çocukla ilgilendiğini, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, verilen kararın yerinde olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava velayetinin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Taraflar arasındaki karışılıklı görülen velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne, birleşen davada davacı kurumun aktif husumet ehliyeti ile davada hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın birleşen davada davacı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2021 NUMARASI : 2020/1349 ESAS 2021/983 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Ancak davacının talebi içinde müşterek çocukla kişisel ilişki istemi de bulunduğuna göre ve müşterek çocuk ile davacı baba arasında kurulacak kişisel ilişkinin müşterek çocuğun üstün yararına olduğu, baba ve çocuk arasındaki bağın kuvvetlenmesine ve ebeveynlik duygularının tahmininin sağlanmasında da önemli olduğu gözetilerek müşterek çocuk ile tanıma suretiyle soybağı kurulan baba arasında kişisel ilişki tesisi gerekirken bu yönden karar verilmemesi doğru değildir. Bu nedenle hükmün kaldırılması ve yeniden aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir....
Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocukların şahıslarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır.Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Bununla birlikte velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....
Aile Mahkemesinin 2012/1093 sayılı Kararıyla iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verdiği tarihe kadarki ödenen 3.600 TL'nin iadesini, çocuk için 350 TL iştirak nafakası ile davalı için ödediği yoksulluk nafakasının kaldırılmasını ve fazla ödendiğini iddia ettiği yoksulluk nafakasının iadesini talep etmiş; mahkemece, davacının açmış olduğu yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, geriye dönük yoksulluk ve iştirak nafakalarının tahsiline yönelik taleplerinin velayetin davacı babaya verilmesine dair kararın kesinleşme tarihi de dikkate alınarak reddine karar verildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tam olarak tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, Bursa 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet düzenlenirken, göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararıdır (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 6). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlar, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Mahkemece, 12.11.2004 doğumlu ortak çocuk ......