Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, aralarındaki anlaşmaya göre tarafların boşanma tarihinden Ekim 2021 tarihine kadar ortak çocuğun haftanın 3 günü babada, 4 günü annede olmak üzere çocukla birlikte olduklarını, aynı zamanda babanın istisnasız her gün ortak çocukla en az 2, 3 saat vakit geçirdiğini, müvekkilinin yıllık izinlerinde davalının da onayıyla ortak çocukla tatillere çıktığını, ancak Eylül 2021 tarihinde müvekkilinin yeni bir evlilik yapması üzerine süre gelen durumun bozulduğunu, davalının tüm tutum ve davranışlarının değişerek ortak çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiyi engellediğini, müvekkilinden sürekli artan ve değişen taleplerde bulunduğunu belirterek; müvekkili ile davalı arasında mutabık kalınan protokol doğrultusunda süregelen şekilde çocukla baba arasında iki haftada bir hafta sonuna denk gelecek, diğer...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece taraflar arasında görülen davacı tarafından açılan ortak çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasında mahkemece dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden yetkisizlik kararı verilmiştir. 01/10/211 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m.116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m.117/3) düzenlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 164. maddesinde gösterilmiştir....
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Tüm dosya içeriğine göre; velayeti babada olan çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişki çocuğun üstün yararına uygun olup değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda da her zaman istenebileceğinden ilk derece mahkemesinin çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi bu aşamada usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun ana veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında analık veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocukla anne arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da anne sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Yarı yıl tatili ve yaz tatili döneminde de daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekildeki düzenleme doğru bulunmamıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda, küçüğün üstün yararları da dikkate alınarak daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocuklar ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
kurulan kişisel ilişkinin tümüyle kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine, davalı ile müşterek çocuk Yiğit arasında; Ankara 8....