Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324). Velayetin düzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339). Velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkı mevcuttur. Aynı zamanda bu ilişki çocuk yönünden de bir haktır....
Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK md. 183.) Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Vesayeti anneannede olan çocuk ile baba arasında talep olmamasına rağmen "aynı yer", "ayrı yer" ayrımı yapılarak, covid izni sonrası kişisel ilişki tesisi şeklinde terditli şahsi ilişki tesisine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden çocuğun yaşının küçük olması, babayla 10 yılda sadece bir kere görüşmüş olması, çocuğun bakım ve gözetimin yapılacağı ortamın belirsiz olması nedeniyle kurulan kişisel ilişki süresi uzundur....
H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü yazısı dikkate alınarak her ayın ilk Pazartesi günü 08.30-09.15 saatleri arasında kişisel ilişki kurulduğunu, cezaevinde bulunan tutuklular veya hükümlüler ile hafta sonları açık veya kapalı görüş imkanının bulunmadığı, 07.11.2022 tarihli ve 2022/1338 Esas, 2022/1745 Karar sayılı ilamındaki kişisel ilişki düzenlemesinde hükmün tamamlanmasını gerektirecek veya tereddüt yaratacak bir husus bulunmadığı, davalı baba vekilinin talebinin hükmün infazının yerine getirilmesi usulünün kararda belirtilmesi olduğu, çocukla kişisel ilişki tesisine dair verilen kararların icrasının 30 ... 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı İcra İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Dair Kanunun 39uncu maddesi ile 03.07.2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 41 ... maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 41/A maddesi ile "(1) Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemeleri tarafından verilen ilam veya tedbir kararları...
Aile Mahkemesi TARİHİ : 04/11/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir (TMK m. 325/1). Davacı büyükanne ile küçükler arasında kişisel ilişki kurulmasını gerektirecek olağanüstü haller ispatlanamadığı gibi, kişisel ilişkinin küçüklerin menfaatine uygun düştüğü hususu da ispatlanamadığı halde, davacı büyükanne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.02.2016 (Salı)...
Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Bu tür kişisel ilişki çocuğun yüksek yararları gerektirdiği taktirde veya ana veya babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir. Somut olayda; her ne kadar davacı tarafça rapora itiraz ve istinaf dilekçesinde davalı babanın şiddet eğiliminde olduğu, çocuğun yanında da bu eylemini gösterdiği, bu durumun kişisel ilişki süresi yönünden dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de; buna ilişkin delil olarak ibraz edilen İzmir 2....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması talebine ilişkin olduğu, kadının iştirak nafakasına yönelik bir davası bulunmadığı, ayrı bir dava açarak bu talebini ileri sürmesi gerektiği, çocuğun 2017 doğumlu olduğu, yaşı itibariyle baba ile yatılı şekilde kişisel ilişki kurulabileceği, dava aşamasında da çocukla babanın kişisel ilişki kurması sebebiyle artık baba ile çocuk arasında yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasında bir sakınca bulunduğuna dair dosyada somut bir veri olmadığı, davacının babalık duygularını tatmin ve çocukla baba arasında ebeveynlik ilişkisinin gelişmesi açısından da yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün menfaatlerine uygun olacağı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne, velâyeti davalı annede olan tarafların ortak çocuğu...
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....
Mahkemece davacıların yaşadığı Mersin’de düzenlenen sosyal inceleme raporunda, davacıların kişisel ilişki konusunda istekli oldukları ancak kişisel ilişki kurulduğu takdirde bu ilişkinin çocuğun ikametinin bulunduğu Malatya’da kurulmasının gerektiği belirtilmiş, çocuğun yaşadığı yer olan Malatya’da düzenlenen sosyal inceleme raporunda ise; çocuğun babaannesiyle ve dedesiyle görüşmek istemediği, yaşadığı korku ve kaygı nedeniyle yaşam kalitesinin düştüğü, kaçırılmaktan korktuğu için okula dahi gitmek istemediği, uyku düzeninin bozulduğu, akademik başarısının düştüğü, günlük yaşamsal rutinlerini aksatacak düzeyde korku ve kaygı yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda çocuğun ruh sağlığını korumak amacıyla çocuğun da beyanları neticesinde davacılarla kişisel ilişki kurmamasının uygun olacağı yönünde görüş beyan edildiği anlaşılmıştır. Çocukla kişisel ilişki kurulmasında asıl olan çocuğun üstün yararıdır....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; velayetine bırakılan çocukla davalı arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kararla müşterek çocuğun velayeti davacıya bırakılmış, davalı ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmiş, karar davacının sadece kişisel ilişki yönünden temyizi üzerine, Yargıtayca 25.02.2013 tarihinde kişisel ilişki yönünden "eksik araştırma" sebebiyle bozulmuştur. Taraf vekilleri, bozmadan sonra ki 12.09.2012 tarihli oturumda "bozmaya uyulmasını" istemişlerdir. Mahkemece, bozmaya uyulup uyulmaması hususunda bir karar verilmeksizin, bozmada açıklandığı yönde bir araştırma ve inceleme de yapılmaksızın, kişisel ilişki konusunda bozulan ilk hüküm gibi hüküm kurulmuştur. Bu haliyle karar direnme niteliğindedir....
gerekçesi ile; "1- Davacının şahsi ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, 2- Müşterek çocukla baba arasındaki şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine, her ayın 2. Ve 4. Cumartesi 11:00- 18:00 saatleri arasında kişisel ilişki kurulmasına,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması veya yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir....