Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortak çocuk ... idrak çağında olup, bu sebeple ilk derece mahkemesince babasıyla kişisel ilişki kurulması konusunda bizzat veya istinabe yoluyla bilgilendirilerek, kişisel ilişki hususundaki görüşünün sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5), çocukla görüşmek suretiyle rapor istenip çocuğun sağlıklı gelişimi için babası ile kişisel ilişki kurulmasına engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve diğer deliller de gözönüne alınmak suretiyle babayla ortak çocuk ... arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine olup olmayacağı tespit edilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre ortak çocuk ... yönünden kişisel ilişki konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayeti anneye bırakılan 2012 doğumlu ortak çocuk Emir ile baba arasında mahalli mahkemece "İstanbul Anadolu 5....

      Çocukla kişisel ilişki kurulmasına veya kaldırılmasına ilişkin davalar basit yargılama usulüne (HMK.md.316) tabi işlerden olmadığı gibi çekişmesiz yargı işlerinden de değildir.(HMK.md.382) Mahkemece uyuşmazlığın basit yargılama usulüne tabi olduğu kabul edilerek yargılama yapılmış ise de, davalı tarafın davaya cevap vermesi ve delillerinin toplanması nedeniyle hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmediğinden bu yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Kişisel ilişki tesis edilmesine yönelik kararlar kesin hüküm oluşturmaz.Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK.m.183). Kişisel ilişkin düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....

      İliş, 112 ada 16 ve 46 parsel sayılı taşınmazların kendisine ait olduğu iddiası ile dava açmıştır. Yargılama sırasında ... ve müşterekleri irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 8 ve 46 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davaya katılmışlardır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda Hazine tarafından açılan davanın reddine, davacı ve katılanların davasının kabulüne, çekişmeli 112 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı ... İliş adına, 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davalılar Kadir ve ... paylarının iptali ile 17/102 payın katılan ..., 17/102 payın katılan ... adına, kalan payların ise tespit gibi tesciline, 112 ada 46 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın eşit paylarla davacı ... İliş, katılanlar .... ve ... adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki tesisine ilişkin kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Durum ve şartarın değişmesi ve çocuğun menfaatinin gerektirdiği hallerde kişisel ilişkiye dair düzenlemede her zaman değişikliğe gidilebilir. Eldeki davada, davacı baba yatılı ve uzun süreli kişisel ilişki talep ettiğine göre işin esasının incelenip, sonucu uyarınca karar verilmesi, gerekirken, 13.07.2012 tarihinde açılan davada verilen hükmün bu davada kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından, kişisel ilişkinin süresi yönünden; davalı tarafından ise kişisel ilişki düzenlemesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31/03/2011 tarihli 6217 sayılı Kanunu'un 30. maddesiyle ilave edilen geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde; çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin...

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı babanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Çocuk ile ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve müşterek çocukla baba arasında düzenlenen kişisel ilişki tesisi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve müşterek çocukla arasında düzenlenen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı- karşı davalı kadının kayınvalidesine hakaretinin tanıkların duyuma dayalı beyanlarından ibaret olduğu, yine davalı-karşı davacı erkeğin cevap ve karşı dava dilekçesinde kıskançlık vakıasına dayanmadığının ve davalı-karşı davacı erkeğin de birlik görevlerini yerine getirmediği vakıasının...

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; kadın tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davası olup karşı dava ise erkek tarafından açılan anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, müşterek çocuk Tuana'nın velayetinin babadan alınarak anneye verilmesine, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                  in velayeti davalı anneye bırakılmış, müşterek çocukla baba arasında "aynı şehirde oturmaları hali” ve "farklı şehirde oturmaları hali için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin, velayetine bırakılan çocukla birlikte ...'da, babanın ise ... oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yaz tatilinde de uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu