Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan ortak çocukla baba arasında “farklı il veya ilçede olmaları hali ” ve “aynı il veya ilçede olmaları hali " için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin, velayetine bırakılan çocukla birlikte ....’ın .... ilçesinde , baba'nın ise ....’nın ... ilçesinde oturduğu anlaşılmaktadır....

    O halde Gebze 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/250 esas sayılı dosyasının getirtilmesi, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan her iki ebeveyn ve ortak çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; davacının iddialarının çocuk üzerindeki etkisinin ve tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için davalı babanın kişisel ilişkiye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve diğer tüm deliller de göz önüne alınmak suretiyle kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, velayetin değiştirilmesi davasının reddi, nafaka ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan müşterek çocukla baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali” ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin, velayetine bırakılan çocukla birlikte ...'da, baba'nın ise ...'da oturduğu anlaşılmaktadır....

        Davalı vekili, davanın kabulüne karar verilmesi, yatılı olarak kişisel ilişki günleri verilmesi, boşanma davası ile mevcut davanın birleştirilmesine karar verilmemesi, kişisel ilişki davasının boşanmanın feri niteliğinde olmasına rağmen vekalet ücreti hükmedilmesi, davacı ile çocukların görüşmesini engellememesine, dava açılmasına sebebiyet vermemesine rağmen aleyhine vekalet ücreti verilmesi yargılama giderlerinden sorumlu olması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır.Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....

        Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

        Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer....

        Yine çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlar da kesinleşmedikçe icra edilemez (Baki Kuru-İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa 923- 924). Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan G.Osmanpaşa 3. Aile Hukuk Mahkemesinin 17/06/2022 tarih, 2021/421 Esas ve 2022/616 Karar sayılı ilamı, boşanma kararı ve çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin olup, takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline ilişkin kararı yerinde olup, davalının istinafında isabet bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan sebeplerle davalının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, aralarındaki anlaşmaya göre tarafların boşanma tarihinden Ekim 2021 tarihine kadar ortak çocuğun haftanın 3 günü babada, 4 günü annede olmak üzere çocukla birlikte olduklarını, aynı zamanda babanın istisnasız her gün ortak çocukla en az 2, 3 saat vakit geçirdiğini, müvekkilinin yıllık izinlerinde davalının da onayıyla ortak çocukla tatillere çıktığını, ancak Eylül 2021 tarihinde müvekkilinin yeni bir evlilik yapması üzerine süre gelen durumun bozulduğunu, davalının tüm tutum ve davranışlarının değişerek ortak çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiyi engellediğini, müvekkilinden sürekli artan ve değişen taleplerde bulunduğunu belirterek; müvekkili ile davalı arasında mutabık kalınan protokol doğrultusunda süregelen şekilde çocukla baba arasında iki haftada bir hafta sonuna denk gelecek, diğer...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece taraflar arasında görülen davacı tarafından açılan ortak çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasında mahkemece dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden yetkisizlik kararı verilmiştir. 01/10/211 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m.116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m.117/3) düzenlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 164. maddesinde gösterilmiştir....

            Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Tüm dosya içeriğine göre; velayeti babada olan çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişki çocuğun üstün yararına uygun olup değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda da her zaman istenebileceğinden ilk derece mahkemesinin çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi bu aşamada usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu