Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, haczedilmezlik şikayeti istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

Dava dilekçesinde meskeniyet şikayeti ile birlikte Samsun İli Salıpazarı İlçesi Esatçifliği mevkinde bulunan 138 Ada 7 parsel ve 140 ada 11 parselde bulunan 2 adet fındık bahçesinin borçlunun geçimini sağlayan arazi olması nedeni ile İİK.82/4 maddesi gereğince haczedilemeyeceği şikayetinde bulunulduğu halde, mahkemece sadece meskeniyet şikayeti yönünden bilirkişi incelemesi yapıldığı, fındık bahçeleri yönünden herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, mahkeme kararının gerekçesinde sadece meskeniyete konu taşınmazdan bahsedildiği, ancak hüküm kısmında genel bir ifadeyle davanın kabulüne, İstanbul 23.İcra Müdürlüğünün 2018/8557 Esas dosyasından davacının taşınmazı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği, hangi taşınmaz veya taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırıldığı hususunda açıklık bulunmadığı, haczedilmezlik şikayetinde bulunulan iki adet fındık bahçesine ilişkin hacizlerin de kaldırılıp kaldırılmadığı hususunda tereddüt bulunduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin diğer...

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle, haczedilmezlik şikayeti konulu iş bu davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, örnek 7 ilamsız takipte borçluya gönderilen ödeme emrinin 10.10.2019 tarihinde 7201 s....

Sayılı emsal içtihadında özetle;" Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir." denilmiştir....

Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Borçlunun çiftçi olduğu iddiasının tanık dahil her türlü delil ile ispatı mümkündür. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....

İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde İİK'nun 82/12 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, borçlunun iki oğlu ile birlikte yaşadığı ve çiftçilik yaptığı gözetildiğinde köyün içinde daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip bir meskeni mahcuz taşınmazın değerinden daha düşük bir değere edinebileceğini, bilirkişi raporunda borçlunun haline münasip ev alabileceği değerin yüksek belirlendiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davasıdır....

Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....

Dava, haczedilmezlik şikayeti ile, 3. kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Haczedilmezlik şikayeti kabul edilen davacı üçüncü kişi davaya konu takip dosyasında taraf olmadığı gibi, ipotek alacaklısı sıfatına da sahip değildir. Takip dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişi şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını isteyemez. Bunun yanı sıra davacı üçüncü kişi vekili dava dilekçesi ile mahcuzların müvekkili şirkete ait olduğunu belirterek istihkak iddilarının kabulünü talep etmiş ve yargılama sırasında nispi harcı da tamamlamıştır. Bu durumda Mahkemece, davacı üçüncü kişinin istihkak talebi hakkında tarafların tüm delillerini toplayarak oluşacak sonuca göre değerlendirme yapılması gerekirken sadece şikayete yönelik gerekçe ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çiftçilik nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi, İİK 82/4. 3. Değerlendirme İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. İİK'nın 106. maddesinin haciz tarihi itibari ile uygulanması gereken hükmünde; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” düzenlemesine yer verilmiştir....

      Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması, çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....

      UYAP Entegrasyonu