Mahkemece hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet ve ev eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm verilmesi doğru değildir. 2-)Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu edilen ev ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu ise davanın kabulü ile bilirkişi raporunda geçen altın ve ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen verilmesine, aynen ifası mümkün olmadığı takdirde bu bilirkişi raporlarında geçen çeyiz eşyası ve ziynet eşyalarının toplam değeri olan 17.949,50 TL'nin tahsiline karar verilmiştir....
Mahkemece, dava konusu çeyiz eşyalarının değerleri tespit edilmemiştir. Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve çeyiz eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacı evlendiğinde her ne kadar tarafların kullanımına ayrı ev açılmış ise de hiçbir zaman kullanılmadığını, tarafların evinin kayınbabanın evi ile aynı avlu içinde olduğunu, müvekkili ile davalı ... arasında evlenirken çeyiz eşya senedi düzenlendiğini ve bu senet üzerinde yazılı olan eşyaların davalı tarafta kaldığını, ziynet eşyalarının ise davalı ... tarafından satılarak araba alındığını, davacının rızası olmadan davalılar tarafından zorla alınan bu takıların halen iade edilmediğini belirterek ziynetleri ile çeyiz eşya senedinde gösterilen eşyaların aynen olmadıkları...
Hüküm, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası miktarı itibariyle ayrı ayrı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, ayrı ayrı kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası alacak miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Mahkemece; çeyiz eşyasına ilişkin talepten vazgeçildiği, ziynet eşyalarının ise; davacının rızası ile kullanıldığı veya davacıda olduğunun davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 4 adet 22 ayar desenli bilezik 80 gram (6.080,00 TL), 1 adet 14 ayar burgu zincir 15 gram (1.000,00 TL), 1 adet 14 ayar taşlı set 35 gram (2.400,00 TL), 1 adet altın kaplama saat (100,00 TL), 4 adet çeyrek altın (540,00 TL), 1 adet 22 ayar burması bilezik 20 gram (1.520,00) TL'nin aynen iadesi; aynen iadesinin mümkün olmaması halinde, değeri olan toplam 11.620 TL'nin davalıdan tahsiline, çeyiz eşyaları yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün değilse bedelinin iadesi talebine ilişkindir....
Davacı ile davalı ...’un 6.5.2003 tarihinden itibaren birlikte yaşamaya başladıkları, taraflar arasında 6.5.2003 tarihli çeyiz senedi düzenlendiği ve bilahare davacı ile davalı ...’un ayrıldıkları dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar çekişmesizdir. Davalı tarafça çeyiz senedindeki imzalara itiraz edilmediğine göre bu belgede belirtilen eşyaların davalı tarafa teslim edildiğinin kabulü gerekir. Öte yandan Yargıtay’ın öteden beri sapma göstermeyen içtihatlarına göre de, ziynetlerin kadın üzerinde bulunduğu ve taşındığı karine olarak kabul edilmektedir. Ziynet eşyalarının davalılarda kaldığı hususunda ispat yükü davacıda olup davacı bu iddiasını ispatlayamamıştır. Buna mukabil davalılar da 6.5.2003 tarihli çeyiz senedi ile teslim aldıkları ziynet eşyaları dışında kalan eşyaları ayrılırken davacıya iade ettiklerini ispatlayamamışlardır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının kanıtlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m. 190/1)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, ziynet alacağı yönünden davanın reddine, çeyiz eşyası alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının başka bir kadından çocuğu olduğunu öğrenmesi ve facebookta o kadını eşi olarak gösterdiğini görmesi üzerine sadece üzerindeki kıyafetlerle müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını, çeyiz eşyalarını, giysilerini alamadığını, sadakatsizlik sebebiyle boşanma davasının açıldığını, davalı ile aralarında mal rejimi sözleşmesinin bulunmadığını, çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, düğünlerinde takılan CD kayıtları ile tespiti mümkün olan 4 milyarlık altının bugünkü rayiç bedeli üzerinden değerinin...
Somut olayda; davacının delil olarak dayandığı çeyiz senedinin aslını sunamaması karşısında bu delilin delil başlangıcı (HMK madde 202) olarak kabulü gerektiği, yazılı delil başlangıcı vasfındaki çeyiz senedinde de yer alan çeyiz ve ziynet eşyalarının davacı tarafça davalı tarafa teslim edildiğinin, davacı tarafça usulüne uygun dayanılan tanık beyanları ve diğer delillerle ispatlandığı, buna göre; davacının ziynetlerin cins, adet ve miktarı ile davalı erkek tarafından alındığını, sonrasında ise iade edilmediğini, yine çeyiz eşyalarının davalı erkekte kaldığını ve iade edilmediğini ispat ettiği, bu itibarla ilk derece mahkemesince verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....