Davalı taraf bu alacak kalemi için de karar verilmemesini istinafa konu etmiştir. Dairemizin 2019/1490 esas sayılı dosyası üzerinden verilen karardan sonra İlk Derece Mahkemesinin davacı tarafa talep ettiği çeyiz eşyaları ile ilgili olarak değer bildirmek ve harç yatırmak üzere Harçlar Kanunu 30- 32 maddesine göre süre verdiği, verilen süre içerisinde davacı tarafından belirlenen işlemlerin yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte bu talep yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davanın mehir senedinden kaynaklı alacak ve kişisel eşyanın iadesi talebine ilişkin olduğu, mehir senedi yönünden her iki davalıya, kişisel eşyanın iadesi yönünden ise sadece davalı Volkan'a davanın yönlendirildiği, davacının mehir senedinin ifa edilmediği iddiası ile açtığı işbu davanın dayanağı olan mehir senedi incelendiğinde herhangi bir ihtilaf halinde Konya Mahkemelerinin yetkili olacağının kabul edildiği, işbu davada yetkinin kesin ve kamu düzenine ilişkin olmaması sebebiyle tarafların yetki sözleşmesi yapabilecekleri, hal böyle olunca mehir senedinden kaynaklı talep yönünden yetkili mahkeme Konya Mahkemeleri ise de HMK'nın 110....
Buna göre, zamanaşımına uğramış bir bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden, eldeki uyuşmazlığın da kambiyo senedinden kaynaklandığı kabul edilemeyecektir. Bu durumda davanın mutlak ticari nitelikte bulunmamasına ve temel ilişkiden kaynaklı olarak alacak talep edildiğine göre uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda anılan içtihat uyarınca davanın taraflarının tacir olmadığı zaman şımına uğrayan bonodan kaynaklı alacağın temel ilişki kapsamında talep edilebileceği ve de Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin yetkili olduğu anlaşılmakla Mahkememizin krşı görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.(T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİ : 2019/1565 E. : 2019/2808K.) " Somut olayda; Davacı Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil KARAR Davacılar, 30.10.2008 tarihli harici satış senedinden kaynaklı kişisel hakka tutunarak tapu iptali ve tescil istemişlerdir. Dava dilekçesi ve yargılama aşamasında, nizalı taşınmazın zilyetliğinin davacılara devredildiği yönünde bir iddia bulunmamaktadır. Bu durumda, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi görevi Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyası Dairemize gönderilmiş bulunduğundan, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleyecek Dairenin Yüksek Başkanlar Kurulunca belirlenmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, zamanaşımına uğramış bir bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden, eldeki uyuşmazlığın da kambiyo senedinden kaynaklandığı kabul edilemeyecektir. Bu durumda davanın mutlak ticari nitelikte bulunmamasına ve temel ilişkiden kaynaklı olarak alacak talep edildiğine göre uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda anılan içtihat uyarınca davanın taraflarının tacir olmadığı zaman aşımına uğrayan bonodan kaynaklı alacağın temel ilişki kapsamında talep edilebileceği ve de Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin yetkili olduğu anlaşılmakla Mahkememizin krşı görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
ye isabet edecek daire ile ilgili ödenecek bedelin mahsuplaşmasından kaynaklanmakta olup; davacı ... ile davalı arasında yapılan ek sözleşme içeriğine bakıldığında, verilen borcun, davalı taraf gerçek kişi tacir olsa dahi onun bakımından ticari iş teşkil eden bir yanının bulunmadığı, aynı şekilde diğer davacının da tacir olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi ve belge bulunmadığı, münhasıran kambiyo senedinden kaynaklı bir uyuşmazlığın da olmadığı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin içtihatlarına göre kat karşlığı inşaat sözleşmelerinin kural olarak tüketici işlemi mahiyetinde olmadığı, zira bu türden sözleşmelerde arsa maliklerinin arsalarını değerlendirmek amacıyla hareket ettikleri, tüketici olarak bir işlem yapmadıkları, dolayısıyla nisbi ve mutlak ticari dava niteliğinde olmayan ve bir tüketici işleminden kaynaklanmayan fazla ödemeden kaynaklı istirdat davasına bakmak görevi asliye hukuk mahkemesine ait bulunmaktadır....
Dava dilekçesinde, ziynet, ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde şimdilik eşyaların değeri olarak 1.000 TL talepte bulunulduğu, mahkemece bu 1.000 TL değerinin ne kadarının ziynet alacağı, ne kadarının çeyiz eşyaları alacağı için istendiği konusunda açıklama yapmak için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği halde verilmediği, yargılama sırasında 12/03/2020 tarihli celsede çeyiz eşyaları konusunda tarafların anlaştıkları, davalı tarafın çeyiz eşyalarını almaları için davacı tarafa gün vereceklerini beyan ettikleri, 02/07/2020 tarihli celsede de taraflar arasında düzenlenen çeyiz ev eşyalarına ilişkin tutanak tuttuklarını bildirdikleri, bu tutanağın dosya arasına alındığı, mahkemece çeyiz eşyaları iade edildiği için bu alacak hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ziynet alacağı talebinin ise reddine karar verildiği anlaşılmış olup davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmiş ise de, bu vekalet ücretinin hangi alacak davası için verildiğinin belli olmadığı...
nedenlerle çeyiz listesinde yazılı bulunan eşyaların, takıların, düğünde takılan 40.000,00 TL para ile ev alımı için verilen 70.000,00 TL'nin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde nakten tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda borçlular aleyhine düzenlenen icra emrinde ilama uygun olarak 4 adet gremse, 1 adet tek ata altın, 1 adet çeyrek altın ve 1 adet çerçevenin aynen iadesi mümkün değilse mislen teslimi talep edilmiş; ancak çeyiz eşyası ile ilgili hükümde bilirkişi tarafından tespit edilen eşyaların öncelikle aynen iadesine karar verilmesine rağmen aynen iade talep edilmeden eşya bedeli olan 2.175,00 TL ve faizi talep edilmiştir. Bu talep açıkça ilama aykırıdır. Sonuç olarak icra emrinde çeyiz eşyalarına ilişkin talep ilama aykırı olup icra emrinin bu talebe ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekirken ilama uygun diğer alacak kalemlerini de kapsayacak şekilde icra emrinin tümden iptali isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı vekili, davalı ile davacının resmi nikah yapmadan evlendiklerini, 24.10.2002 tarihinde çeyiz senedi düzenlediklerini; davacının, davalı ile müşterek yaşadıkları evden kovulması üzerine çeyiz eşyalarını alamadığını belirterek 10.000 TL manevi tazminat ve 18.850 TL çeyiz eşyası bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili çeyiz eşyalarının davacıda kaldığını ve davalının davacıya şiddet göstermediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....