Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü üzere davada davalı adına olan tapu kaydının iptali ve davalının çıkardığı muarazanın giderilmesi talep edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi uyarınca tapu sicilindeki yanlışlık ancak mahkeme hükmü ile düzeltilebilir. Düzeltmeyi yapacak mahkeme ise adli yargı mahkemeleridir. Bu tür davalarda idari yargı görevli olmadığından, çekişmenin esasının incelenerek bir hüküm kurulması yerine davanın yargı yolu sebebi ile reddi doğru değildir. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 26.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar, arasındaki elatmanın önlenmesi, kal, muarazanın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 27.11.2008 gün ve 2008/12507 - 14875 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan elatmanın önlenmesi, kal ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, yargılama aşamasında intifa hakkına konu taşınmaz üzerindeki dava konusu tesislerin kaldırıldığını, davanın konusunun kalmadığını bildirmiştir. Davalı .... aralarındaki sözleşme ilişkisinin devam ettiğini, davanın haksız açıldığını, bu nedenle reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın konusu kalmadığından çekişmenin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.06.2009 gününde verilen dilekçe ile çekişmenin giderilmesi ve kiracılık ilişkisinin devam ettiğinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün Kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 16.04.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı kira ilişkisinin devam ettiğinin tespiti ve sözleşme üzerinde çıkartılan muarazanın giderilmesi istemleriyle açılmıştır. Davalı, davayı görmeye idari yargı yerinin görevli olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Davada dayanılan sözleşmenin tarafları, davacı kiracı ile dava dışı Defterdarlıktır....

        Esas sayılı takip dosyası ile 01.04.2016 vade tarihli 500.000-TL bedelli senede dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla vekiledenine gönderilen ödeme emri ile 63.493,97-TL nin ödenmesi talep edilmiş ise de, takip konusu bonoda imzası bulunanlardan hiçbirisinin bonoda yazılı olan 500.000-TL'yi davalı bankadan almadığını, dolayısıyla söz konusu bononun gerçek bir borç karşılığı düzenlenmediğini, isbat külfetinin davalıda olduğunu ayrıca bono içeriğinde ihdas sebebi nakit olarak belirtilmiş ve bononun bu kayıtla bağlı olduğunu, bedel kaydının alacaklı tarafından ta'lili halinde de ispat yükünün temel borç ilişkisine dayanan alacaklı yanda olduğunu, davalı bankanın davaya konu bonoya dayalı olarak keşideci ve diğer müşterek borçlulara bu bedeli nakten ödediğini makbuz ya da hesaplarına aktarılmış havale, EFT yada virman işlem belgesi ile kanıtlaması gerektiğini beyanla, takibe konu olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, çekişmenin giderilmesi suretiyle el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Bu özelliklerinden dolayı yola bir elatma olursa bunun giderilmesi yolun bulunduğu köy veya belediye tüzel kişiliği tarafından istenebileceği gibi oradan hiç kimsenin izni gerekmeden yararlanan belde halkı tarafından da istenebilir. O yöre halkından olan davacıların dava açmakta hukuki yararları ve aktif dava ehliyetleri bulunduğundan, mahkemece çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması yerine dava yazılı bazı gerekçelerle reddolunduğundan, karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; "Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacı şirketin davalı kuruma toplam 13.561,84 TL alacak yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, bu miktarda yapılan ödemelerin ödeme tarihi olan 14/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Müfettişleri 25.09.2020 tarih ve 9838- İNC-11, 11112- İNC-14 nolu teftiş raporunun iptaline ilişkin istemin HMK 150.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına," şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

              Bu durumda senet altındaki imzanın davalıya ait olması ve borç ikrarını içeren bir belge olması nedeniyle aksinin ancak yazılı delil ile ispatı mümkün olması ve davalının borçlu olmadığına veya borcu ödediğine dair yazılı bir belge sunmaması nedeniyle alacaklı konumunda olan davacının alacağını kanıtladığı, ancak borçlu konumunda olan davalının ödemeyi veya borcu sona erdiren başka bir sebebi kanıtlayamadığı kabul edilmiş, bu nedenle davacının ticari kayıtlarında senede ilişkin ve davalıya borç verildiğine ilişkin bir kayıt olmamasının bu durumu değiştirmeyeceği kabul edilmiş ve senet miktarı kadar davalının davacıya borçlu olduğu kabul edilmiş ve davacının davalıyı daha önceden temerrüde düşürdüğüne ilişkin kanıt sunamaması nedeniyle geçmiş günler faizi talebinin ve taraflar arasındaki çekişmenin yargılamayı gerektirmiş olması nedeniyle icra-inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava, fiili birlikteliğe dayalı ölüm aylığının kesilmesine dair kurum işleminin iptali, aylıkların faizi ile birlikte iadesi ve borçlu olmadığının tespiti birleşen dava Kurum tarafından talep edilen sağlık giderleri yönünden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilâmında belirtildiği şekilde asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                  Ltd.Şti.’nin borcu nedeniyle tesis edilen ipoteklerin fekki, 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsili, davalılardan ...’nin ipoteğe dayalı olarak yaptığı takip sebebiyle borçlu bulunmadığının tespiti ve %40 oranındaki tazminatın da takip alacaklısından tahsili istemlerinde bulunulmuştur. Davalılardan ..., ipotekleri diğer davalı bankadan temlik aldığını, vekaletnamede eksiklik bulunması halinde kendisini ilgilendirmeyeceğini, davanın reddini savunmuştur. Davalı banka, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini davanın reddini savunmuş, vekil olan davalı ..., tesis edilen ipoteklerin usulüne uygun bulunduğunu belirtmiştir. Mahkemece, ipoteklerin terkini ile davalılardan ...’nin yaptığı icra takibi sebebiyle davacıların borçlu bulunmadıklarının tespitine, tazminat istemi ile %40 tazminatın tahsili istemlerinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı banka ile temlik alan davalı ... temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu