Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Yargıtay 3.HD'nin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....
Davacı, aleyhine yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmış; 3.1.2006 havale tarihli dilekçesi ile de takip nedeniyle ödemek zorunda kaldığı meblağın istirdatını talep etmiştir.Mahkemece davacının borçsuzluğunun sabit olduğuna ve ilamın ibrazı ile eski hale getirme istenebileceğine dayanılarak davacının istirdat talebine yönelik hüküm kurulmadığı görülmüştür.Davacının davasını menfi tespit davası olarak açtığı, yargılama sırasındaki ödemeler nedeniyle talebini istirdat olarak yinelediği ve mahkemece takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.Mahkemece dava konusu takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konuda karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
-TL. borçlu olmadığının tespitine, ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatına, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının borçlu olduğu miktar kadar bononun takibe konu edildiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının ödediği tutarın borçlusu olmadığı hususunu ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ispat yükünün davalı tarafta olduğu, ödenmeyen alacaklar için senedin takibe konu edildiği hususunun ispatlanamadığı, davacı yanca yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde davalıdan tahsili gerektiği, dava istirdat davası olduğu için tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 13.829.-YTL. borçlu olmadığının tespiti ile 13.829....
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu beyan ederek teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasını, yargılama neticesinde müvekkilin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA : Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan cevap dilekçesi sunmamış ve bu nedenle de münkir kabul edilmiştir. DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, Davacıların .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyası nedeniyle menfi tespit istemlerinin ve davacı ... yönüyle 24/02/2021 tarihli dilekçe kapsamında istirdat istemlerinin yerinde olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacılar tarafından çek sureti, ödeme dekontu dosyaya ibraz edilmiş, davacı ...'in imza örnekleri alınmış, tarafların mükellefiyet bilgileri, mukayeseye esas imza örnekleri ve .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra takip dosyası celbedilmiştir. .......
İcra Müdürlüğü 2009/37806 sayılı icra dosyasına ödendiği, davacı şirket tarafından asıl davada eksik ve ayıplı yapılan işler nedeni ile verilen çeklerden borçlu olunmadığının tespiti, ödenen çekler nedeni ile istirdat ve artan ayıplı iş nedeni ile fazla ödemenin istirdadı, birleşen davada ise çekler nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat talep edildiği, bozma ilamında da isabetle belirtildiği üzere birleşen dosya davalısı... Yapı Elemanları Taah. San. ve Tic....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali ve Kurum’a borçlu olmadığının tespiti ile %20 icra inkar tazminatı, Kurumca yargılama sırasında tahsilat yapılması hâlinde ise istirdat istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... ile davalı ... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışmaya başlatılırken bono alındığını, iş sözleşmesinin sona ermesi üzerine işverenin bu bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını belirterek, icra takibine konu bono sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....
Menfi tespit davası, her ne kadar İİK’da düzenlenmişse de davacının (borçlunun) maddi hukuk bakımından borçlu olmadığının tespiti için açılan bir dava türü olduğunu, bu nedenle menfi tespit davası, dava konusu itibariyle icra hukukuna ilişkin olmayıp maddi hukuka ilişkin olduğunu, menfi tespit davası, istirdat davasının öncüsü niteliğinde olduğunu, dolayısıyla istirdat davası, aslında menfi tespit davasının devamı niteliğinde bir dava olup, sadece borçlu tarafından icra tehdidi altında borcun ödenmiş olması durumunda, bu paranın iadesi için açılan dava olması nedeniyle artık borçlu menfi tespit yerine istirdat davası açması gerektiği İİK’da düzenlendiğini, (İİK m. 72/VII). Müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, davcı tarafın müvekkilinin kötüniyetli olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın öncelikle zamanaşımı açısından mümkün olmazsa esastan reddine, davacıdan İİK....
Somut olayda kesin vade bulunmadığı gibi borçlu usulüne uygun şekilde temerrüde de düşürülmemiştir. Bu halde mahkemece kabul edilen 7.550,00 TL istirdat talebi alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken temerrüde esas teşkil etmeyen ödeme tarihlerinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....