WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK m.72 uyarınca borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacı vekili yargılama sırasında davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. Menfi tespit davalarında borçlu tarafından İİK m.72/3 uyarınca ihtiyati tedbir kararı alınmadığı durumlarda İİK m.72/6 gereğince borç da ödenmişse davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda mahkemece fazla ödemenin tespiti halinde bu ödemenin istirdadına karar verilmesi gerekir. Mahkemece alınan 23.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının davadan sonra yaptığı ödemeler de dikkate alındığında 10.183,94 TL fazla ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Davalı vekilinin fazla ödeme miktarı yönünden bilirkişi raporuna karşı açık bir itirazı da bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacı tarafından davalıya yapılan fazla ödemenin istirdadına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

    borçlu olmadığının tespiti gerektiği ve İİK'nun 72. maddesindeki kötüniyet tazminatı koşullarının somut olayda gerçekleştiği, davacının 1.000,00 -TL bedelli ve 30.06.2009 vade tarihli senede yönelik istirdat talebinden vazgeçtiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının dava konusu 5 adet bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, 30.06.2009 vade tarihli ve 1.000,00 -TL bedelli senet yönünden talebin reddine, borçlu olunmadığına karar verilen 5 adet senet bedelinin %20'si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. a- Hükmüne uyulan bozma ilamında icra mahkemesince alınan raporun hükme esas alınamayacağı açıkça belirtilmiş olup, yerel mahkeme yönünden kesin hüküm oluşturmayan ve bağlayıcı bulunmayan İcra Hukuk Mahkemesi'nce aldırılan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında isabetsiz olup, bu durumda mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda dava konusu bonoların...

      Kararı, kanuni süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde, borçlunun icra takibinden önce veya sonra borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin 6. fıkrasında, menfi tespit davası sırasında borç ödenmiş ise davaya istirdat davası olarak devam edileceği öngörülmüştür. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi anılan yasa gereği olup, davacılar vekilinin borcun icra dosyasına ödendiği yönündeki beyanına ve özellikle davacı vekilinin davaya istirdat davası olarak devam edilmesi talebine rağmen, mahkemenin davayı menfi tespit davası olarak sonuçlandırıp hüküm kurması hatalıdır. Davaya İcra İflas Kanunu'nun 72/6....

        Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/07/2014 NUMARASI : 2012/309-2014/408 Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat,senet iptali ile senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tespiti ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Borçlu, İİK'nın 72. maddesinin 6. fıkrasına göre menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasının kabulü kararının faiz, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin bölümü için ilâmlı icra yoluna başvurabilir; fakat, bunun için de, istirdat davasının kabulü kararının kesinleşmesi gerekir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 391). 21. Borçlu, menfî tespit davası açmamış ve borcu cebrî icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK'nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilâmı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilâmın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilâmın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443,I; İİK m. 36)....

              Davacı vekili, menfi tespitin yanı sıra paranın ödenmesi halinde istirdat isteminde bulunmuş, bu talebini yargılama sırasında tekrar etmiştir. Yargılama sırasında takip dosyasına 115.170,38 TL ödenmiştir. Menfi tespit davasında ödeme olgusunun tespiti ve talep halinde yargılamaya istirdat davası olarak devam edilmelidir. Mahkemece, talep ve ödeme olgusu gözetilerek, davacının borçlu olmadığı miktarın belirlenmesi, belirlenen bu durumda davacı tarafından fazladan yapılan tüm ödemelerin belirlenerek istirdadına karar verilmesi gerekirken, davacının istirdat talebi hakkında hiç bir değerlendirme yapılmayarak, talebin önemli bir kısmı hakkında hüküm verilmediği anlaşılmıştır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit,istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, abonesi olduğu telefonun şehirler arası konuşmaya kapatılması için yazılı talepte bulunmuş olmasına rağmen konuşmaya kapatılmadığından 8.6.2003 tarihinden başlamak üzere 1.248.240.000 TL'lik fahiş fatura geldiğini, 0’lı hatlarla yapılan konuşmalardan sorumlu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, telefonun şehirler arası görüşmelere kapatıldığını, ancak 131 ve 115 li sesli yanıt sistemleri ile telefonun 0’lı hatlara açılabildiğini, bu hatlarında kapatılması ile ilgili davacı talebinin olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

                Halkbankası A.Ş.’den kullandığı krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu; davacının, dosyada mevcut 07.09.2008 tarihli Taahhüt ve Beyan başlıklı kooperatife verdiği belge ile dava dışı borçlu Sevdiye ...’ın borcunun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu kabul edip bu yönde taahhütte bulunduğu, mahkemece, davacının borcun tamamından sorumlu olmayı taahhüt etmesi sebebiyle ödediği bedeli kooperatiften isteyemeyeceğinden istirdat davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının borcun tamamından sorumlu olmayı taahhüt etmesi sebebiyle ödediği bedeli kooperatiften isteyemeyeceğinden istirdat davasının şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur....

                  Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Dava, kooperatif tarafından aidat alacağı için davacı aleyhine yapılmış olan icra takibi kapsamında borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. İstirdat davasının, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir (İİK.m.72/VII)....

                    UYAP Entegrasyonu