göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- İİK.nun 72/6. maddesi,” Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. “ gereğince menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği gibi, davacılar da bu hususta ayrıca talepte bulunmuştur....
Somut olayda, davanın yasal dayanağı olarak her ne kadar 6183 sayılı Yasa'ya koşut olarak 2004 sayılı Kanun'un 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmü şeklinde düzenleme getirilmemiş ise de Anayasa'nın 141. maddesindeki, "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir" hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali isteminin istirdat istemine dönüştüğü ortadır. Bu doğrultuda dava konusu borcun yargılama esnasında ödenmiş olması nedeniyle istirdat istemine dönüşen davada, davacının istirdat istemi hakkında yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiracılığın ve kiralayan sıfatının tespiti-Muarazanın giderilmesi-İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılığın ve kiralayan sıfatının tespiti,muarazanın giderilmesi ve istirdat davasına dair karar, Dairemizin 19/06/2014 gün ve 2014/6446-8200 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalılar (Maliye Bak.,İçişleri Bakanlığı,Diyanet Bşk.) tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 5219 sayılı Kanunla değişen, 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesinin III.fıkrasının 1 numaralı bendinde, miktar veya değeri 6 milyar TL (6 Bin TL)'den az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararların düzeltilmesinin istenemeyeceği hüküm altına alınmıştır....
Turizm A.Ş. ile aralarındaki bayilik ilişkisinin sona erdiğini ileri sürerek, davalının fuzuli işgalinin sona erdirilmesini, tesislerin tüm yapı, eklenti, makine, pompa, alet ve techizatı ile birlikte kendilerine teslimini ve taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuş, ... davacı yanında davaya katılarak davanın kabulünü talep etmiştir. Mahkemece, davanın taşınmaza yönelik olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, hükmü davacı ve davalı temyiz etmiştir. Dava, sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi, menkullerin teslimi ve çekişmenin giderilmesi istemine ilişkindir. HUMK'nun 13. maddesi uyarınca, gayrimenkul üzerindeki bir ayni hakka ilişkin davalar gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Bu yetki kuralı mutlak olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir....
Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, senetteki imzanın davacıya ait olmadığı, dava tarihi itibariyle davacının maaşından yapılan kesintiler toplamının 39.828,23 TL olduğu, davanın menfi tespit davası iken istirdata döndüğü, istirdat davasında tazminat olamayacağı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacının senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 39.828,23 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava menfi tespit ve istirdat davası olup mahkemece takibe konu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı aleyhine girişilen takipte ödeme emrinin davacıya 09.10.2003 tarihinde tebliğ edildiği, davacının mal beyanı dilekçesi ile birlikte borca itiraz ettiği, menfi tespit ve istirdat davalarının takibin kesinleşmesinden itibaren (1) yıl içinde açılması gerektiği, oysa davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık senet nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, icra kanalı ile tahsil edilen bedelin istirdadına ilişkindir. Kural olarak borçlu icra takibinden sonra yeni takip sırasında borç ödeninceye kadar borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (Bkz. Prof.B.Kuru İcra ve İflas Hukuku el kitabı s-311) Somut olayda icra kanalı ile davacı borçludan çeşitli tarihlerde tahsilatlar yapılmıştır. Son tahsilat tarihi ise 26.11.2007’ dir....
lik çeke istinaden davalı tarafından, davacı hakkında 12.11.2007 tarihinde icra takibi yapılmış, davacı 08.02.2008 tarihinde menfi tespit ve istirdat davası açma hakkını saklı tutarak borcu ödemiş, aynı tarihde de iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, davacının çekle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 72/1. maddesi hükmüne göre borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit açabilir.Aynı maddenin 7. fıkrası hükmüne göre borçlu olmadığı bir parayı temamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak pararın geriye alınmasını isteyebilir. Somut olayda davacı borçlu 08.02.2008 tarihde borcu ödemiş, aynı tarihte menfi tespit davası açmıştır....
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasıdır.Uyuşmazlık: davacının davalıya ----- takip dosyasındaki senetten kaynaklı borçlu olup olmadığının tespiti hususlarındadır. Davacı, davalıdan----- satın aldığını, buna ilişkin noter satış sözleşmesini mahkemeye sunduğunu, satışa konu aracın resmiyette ----- adına kayıtlı olduğunu, aracı davalıdan satın aldığını, devri üçüncü kişi -------- yaptığını, aracı ilk aldığında davalıya hiç para vermediğini vade ile ödeyeceğini, küçük bir miktar ödediğini, dava konusu senedin de aracın ödenmeyen satış bedeline ilişkin olduğunu, aracın ayıplı satıldığını iddia ettiği, davalının ise, araç satışını doğruladığı, dava konusu senedin ödenmeyen araç bedeline ilişkin olduğunu, lakin alacağından vazgeçtiğini, beyan etmiştir. Davalının alacağından vazgeçmesi nedeniyle, taraflar sulh olduğundan davacının -----dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....
Bu durumda artık davacının, dava konusu icra takibinden dolayı, menfi tespit davası değil istirdat davası açması mümkün olup, hukuki niteleme hakime ait olduğundan, davanın istirdat davası olarak görülmesi gerekmektedir. 2-İstirdat davasının maddi hukuka ve takip hukukuna ilişkin şartları mevcut olup, bu davanın maddi hukuka tek şartı, davacının borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olmasıdır. Davacı istirdat davası açabilmek için, maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı bir parayı, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmalıdır. Geri verilmesi istenen paranın maddi hukuk bakımından geri istenmesinin mümkün olması gerekir. Burada borçlu yalnız borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlü olup, bu parayı yanılarak (hata ile) kendisini borçlu sanıp ödemiş olduğunu ispat etmek zorunda değildir. İstirdat davası, bir yıl içinde açılabilir. Bir yıllık dava açma süresi zamanaşımı değil hak düşürücü süredir. Bu nedenle mahkemece kendiliğinden gözetilir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, davalı ... tarafından takibe konulan 10.08.2005 tarihli 25.000.-YTL. bedelli çekin, davalılar tarafından hakka ve ahlâka aykırı biçimde ele geçirilerek davacılar aleyhine takibe girişildiği gerekçesiyle borçlu olunmadığının tespiti ve % 40 tazminat istemine ilişkindir. Birleşen davada davacı vekili, çek zayi sebebiyle açılan 2005/553 Esas nolu dosyada, çeki elinde bulunduranların belirlenmesi üzerine, mahkemece verilen süre içinde açılması istenilen çek istirdat davası olduğunu belirterek, 25.000.-YTL. bedelli çekin davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemine ilişkindir....