Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hüküm hakkında davacı kadın nafaka ve tazminat miktarları ile nafakalar hakkında yıllık artış oranı hükmünün kurulmaması ve zina hukuksal nedenine dayalı davanın reddine karar verilmesi yönlerinde istinaf kanun yoluna başvurmuş, ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince kadın yararına hükmolunan tazminat miktarları artırılmasına, nafakalar hakkında artış hükmü kurulmasına karar verilmiş, zina hukuksal nedenine dayalı davada ise; hak düşürücü sürenin dolduğundan bahsedilemeyeceği ve erkeğin zina eyleminin gerçekleşmiş olduğu belirtilmekle birlikte zina nedeniyle boşanma talebinin konusuz kaldığı gerekçesi ile esası hakkında hüküm tesisine yer olmadığına kararı verilmiştir....

    Bunun üzerine mahkemece erkek tarafından açılan eldeki davanın, boşanma yönünden konusuz kaldığı belirlenerek esası hakkında karar verilmemiş, davalı kadın sadakatsiz davranışları nedeniyle tamamen kusurlu kabul edilerek davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Erkek tarafından açılan dava münhasıran özel boşanma nedeni olan zina hukuki nedenine dayalıdır. Davalı kadının boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yeniden evlenmek maksadıyla yanında akrabalarının da bulunduğu ortamda başka bir erkekle görüşmüş olması kadının zina yaptığının kabulü için yeterli değildir. Hal böyle olunca, toplanan delillerden; davalı kadının zina eylemini gerçekleştirdiği kanıtlanamamıştır. Davacı erkek zina sebebiyle boşanma davası açmakta haklı olmadığına ve davalının kusurunun kanıtlanamadığına göre davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

      Davacı kadın vekili; davanın TMK'nın 161.maddesinde düzenlenen zina ve TMK'nın 163.maddesinde düzenlenen haysiyetsiz yaşam sürme sebebine de dayandığını, zina nedeniyle açtıkları davanın af nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı gibi, haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle açılan davada, haysiyetsiz yaşam sürmenin affedilmesi veya en azından hoşgörüyle karşılanması diye bir hususun TMK'nın 163.maddesinde düzenlenmemesine rağmen mahkemece, davanın sadece zina nedenine dayandırılmış olduğu düşünülerek boşanma kararı verilmemesi nedeniyle istinaf kanun yoluna başvurmuş, kararın kaldırılarak, davalının zina başta olmak üzere sadakatsiz ve haysiyetsiz yaşam sürmesi sebebiyle tarafların boşanmalarına ve diğer taleplerinin de kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı erkek vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayanılarak boşanma isteminde bulunulmuş, mahkemece tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, "cinsel ilişkinin" varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davalı erkeğin bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış değildir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı erkeğin başka bir kadınla evden çıkarken ve sokakta yürürken görüldüğü anlaşılmakla beraber, evlilik sırasında, bir başka kadınla cinsel birleşmenin gerçekleştiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılamamaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK166/l) hukuki sebeplerine dayanılarak boşanma isteminde bulunulmuş, mahkemece tarafların zina (TMK m.161) nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, "cinsel ilişkinin" varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davalı kadının bir başka erkekle cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış değildir. Davalı kadının bir başka erkekle telefonda konuştuğu anlaşılmakla beraber, evlilik sırasında, bir başka erkekle cinsel birleşmenin gerçekleştiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılamamaktadır....

          Davacı eş zina hukuksal sebebine dayalı olarak Türk Medeni Kanunu madde 161 hükmüne göre boşanma isteminde bulunmuştur. Yerel mahkeme Türk Medeni Kanununun 161. madde hükmüne göre tarafların boşanmalarına karar vermiştir. Hüküm TAM KUSURLU davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Değerli çoğunluk TAM KUSURLU davalı eşi EŞİT KUSURLU duruma getirmiştir. Değerli çoğunluk "DAVADAN SONRA" oluşan davacı eşin başka kadınla ilişkisini hükme esas alarak ZİNA TAKASI yaparcasına ikiniz de zina yaptınız, o halde eşit kusurlusunuz demiştir. Bu anlayışa göre davacı eş bir de zina yapan eşine fiziksel şiddet uygulasaydı AĞIR KUSURLU olup zina yapan eşine MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT vermek zorunda kalacaktı. Değerli çoğunluğun bu düşüncesine katılabilmeme gerek maddi gerekse usul hukuku kurulları izin vermemektedir. 1-Zina MUTLAK ve ÖZEL bir boşanma sebebidir. Bu tür davalarda KUSUR KIYASLAMASI yapılamaz....

            SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendindeki "zina nedeniyle boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına" ilişkin bölümün hükümden tamamen çıkartılması ile yerine "davacı kadının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.12.2017 (Pzt.)...

              Buna göre; dava TMK 161. maddesine dayalı zina nedeniyle açılan boşanma davasıdır. Ancak mahkemece hükmün gerekçesinde davanın TMK'nun 161 ve 166/1 maddesine dayalı olarak açıldığı tespiti yapılıp, hüküm kısmında ise TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan dava hakkında kabul kararı verilmiştir. Davacının TMK 166/1 maddesine dayalı olarak açılan boşanma davası bulunmamaktadır. Dava TMK 161. maddesine dayalı zina nedeniyle açılan boşanma davası olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş TMK 161 maddesi uyarınca açılan dava hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermektir. Hal böyleyken mahkemece davanın TMK 166/1 maddesine dayalı olarak açıldığı yönündeki belirlemesi ve buna yönelik hüküm kurması doğru olmadığı gibi ve davacı erkeğin TMK 161 maddesine dayalı zina nedeniyle açılan boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından hükmün onanmasına karar verilmiştir....

                Davalı kadının kanıtlanan davranışları zina değil, Türk Medeni Kanununun 185.maddesindeki sadakat yükümlülüğüne aykırı “güven sarsıcı davranış” niteliğindedir. Zina nedeniyle boşanmaya neden olma, neden olan kişi için hem toplumsal statü ve moral, hem de hukuksal olarak ağır sonuçlar doğuran bir olgudur. Türk Medeni Kanununun 236/2.maddesi zina nedeniyle boşanma durumunda zinayı; zina yapan eşin edinilmiş mallara katılma rejiminde hesaplanacak katılma alacağının azaltılmasına hatta tümüyle kaldırılmasına yol açabilecek bir kusurlu davranış olarak kabul etmiştir. Açıklanan gerekçelerle; yerel mahkemenin davaya “zina nedenli olarak" kabulüyle boşanmaya karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu nedenle de bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

                  Bu nedenlerle, zina nedeniyle açılmış bir boşanma davasında davacı davalının zina dışındaki kusurlu davranışlarını iddia olarak; davalı da davacının kusurlu davranışlarını savunma olarak ileri sürme hakkına sahiptir. Davalı davacının kusurlu davranışlarını savunma olarak ileri sürebileceği gibi; bunları kusura dayanan diğer özel ve genel boşanma sebebi yaparak karşı dava veya ayrı bir dava haline getirme, ayrıca açtığı davanın da gerektiğinde birleştirilmesini talep etme hakkına sahiptir. Bu şekilde savunma veya ayrı bir dava yoluyla ileri sürülen kusurlar kanıtlandığı takdirde, bunların ağırlık ve derecesinin zina davranışıyla karşılaştırılması; kimin daha az/fazla veya eşit kusurlu olduğunun takdir edilmesi mümkün ve gereklidir....

                    UYAP Entegrasyonu