Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya Orman İdaresinin bir müdahalesi bulunmadığı gibi, tespit maliki olması nedeniyle davalı Hazinenin çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında “tarla” olarak tespit edilen niteliğinin değiştirilmesine yönelik herhangi bir davası da bulunmamaktadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimi, her iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlıdır. Çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında “tarla” olarak tespit edilen niteliğinin “orman” olarak değiştirilmesi talep edilmediğine ve davacının davası reddedildiğine göre mahkemenin talepten başka bir şeye karar vererek taşınmazın niteliğini “orman” olarak değiştirmesi anılan usul kurallarına aykırı ve isabetsizdir. Olayda, kadastro hakiminin resen araştırma yapmasını gerektiren ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesinde yazılı koşullar da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar vermekten ibarettir....

    Köyü çalışma alanında bulunan temyiz konusu 112 ada 44 parsel sayılı 740176553 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera olarak sınırlandırılmış, çekişmeli 109 ada 53 parsel 14.140,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ... adına tespit edilmişken bu parselin tespitine karşı kadastro komisyonuna itiraz edilmesi üzerine komisyon kararı ile irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespitine karar verilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı ..., çekişmeli 109 ada 53 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak bu parsel yönünden davaya katılmıştır....

      Davacı ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve ırsen intikale dayanarak dava açmış, çekişmeli taşınmazın adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 118 ada 9 parsel olarak Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edilmiş olmasına rağmen, davacı tarafından çekişmeli taşınmazın adına tescili talebi ile dava açıldığı, tapuda kayıtlı zilyetlik nedeniyle tescili istemi ile taşınmazların dava açılamayacağı, davanın tapu iptali ve tescil davası olarak açılmamış olması nedeniyle tescil talebinin dinlenilemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava konusu taşınmazın kadastro tespitine dair ilan 31.05.2005 ila 29.06.2005 tarihinde yapılmış, davacı ise 27.06.2005 tarihinde çekişmeli taşınmazın adına tescili talebi ile dava açmıştır....

        Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 148 ada 459 parsel sayılı 243.839,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı-mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiş, 127 ada 256 parsel sayılı 44.109,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit, 148 ada 180 parsel sayılı 13.581,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....

          Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 109 parsel sayılı 279,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz arsa vasfıyla irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle ...’nün kullanımında olduğu ancak sit alanında kalıp zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 458 ada 1 parsel sayılı 230,47 metrekare taşınmaz kargir ev vasfıyla irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle ...’nün kullanımında olduğu ancak sit alanında kalıp zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır....

            Çekişmeli taşınmaz tespit tutanağı tapu kaydına dayanılarak düzenlenmediği gibi davalılar herhangi bir tapu kaydına da dayanmamışlardır. Bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen bölümün öncesi orman sayılan alan olması nedeniyle somut olayda Yasanın 1/F ve G fıkralarının uygulanma olanağı bulunmadığından, bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen bölüm hakkındaki davanın kabulü ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 19/06/2006 günü oybirliği ile karar verildi....

              Ne var ki, yapılan keşif sonrası alınan 24.11.2013 tarihli ziraat mühendisi ile jeoloji mühendisinin ortak hazırladıkları raporda, tescili istenilen yerin jeodezi ve fotogrametri yönünden yapılan inceleme neticesinde 1991 yılına ait hava fotoğrafında tarımsal faaliyet yapılmış yer olduğu, ancak çekişmeli bölüm üzerinde kısmi olarak 800 metrekarelik bölümünün tarımsal faaliyet için uygun olmayıp, geri kalan bölümün tarımsal faaliyet için uygun nitelikte olduğu ve ihya edildiği belirtildiği halde çekişmeli taşınmaz bölümünün tamamının davacı adına tesciline karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....

                Belediye Başkanlığı'nın talebine uygun olarak davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş olması ve hükümle davacı aleyhine herhangi bir hukuki durum da yaratılmamış olması karşısında, davacının hükmü temyizde hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz inceleme isteminin REDDİNE, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişmeli taşınmazların yargılama sırasında el değiştirmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK'nun 125. ( eski 1086 sayılı HMUK'nun 186. ) maddesi hükmü gereğince, davacının 28.02.2012 tarihli oturumda davasını davalıya karşı tazminata dönüştürdüğü, ancak, faiz talebinde bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre,davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Çekişmeli taşınmazın dört tarafının mera vasfıyla tespit edilip kesinleşen taşınmazlarla çevrili olduğu dosya kapsamıyla sabit olup, keşif mahallinde beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanık ifadelerine göre de, çekişmeli taşınmaz ile mera arasında ayırıcı unsurunun bulunmadığı ve taşınmazın 15-20 yıldır davacı tarafından kullanılmadığı, nitekim bu beyanların dosya arasında yer alan çekişmeli taşınmaza ait fotoğraflarla örtüştüğü, bu haliyle çekişmeli taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delilerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde dosya kapsamına uygun bulunmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin ve davalı ......

                      UYAP Entegrasyonu