Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : 04/04/2022 KARAR TARİHİ : 18/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dilekçesi ile, Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020...esas sayılı dosyasında müvekkil ... ile temsil kayyımı talep edilen şirket arasında "Hisse Devir Sözleşmesinin Hükümsüzlüğünün Tespiti" davası görülmekte olduğunu, 07/02/2022 tarihli celsede "Davacı ...'...

    Madde kapsamında düzenlenen isteğe bağlı kayyım atanması, yönetim kayyımının bir alt türü olarak kabul edilmektedir. 6102 sayılı TTK 410 ve devamı uyarınca genel kurulu toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır....

      Sayılı davada, hakem heyetinin 2 nolu Toplantı tutanağı ile hakem ücretlerini sözleşmede belirtilen oran üzerinden toplam 680.824,70 TL, hakem sekreteri ücretini ise 50.000 TL olarak belirlemiş olmasına rağmen, hakem heyetince sonradan sunulan sulh sözleşmesindeki bedeller üzerinden hakem heyetince yeniden hakem heyeti ve sekreterinin ücretinin belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu iddiası ile hakem heyeti kararının ücret yönünden kısmen iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. Temyize konu edilen davada ise, dava sebebi ve konusu farklıdır. Diğer bir anlatımla derdest bir davanın bulunmadığı açıktır. Mahkemece; davanın derdestlik nedeniyle de reddine karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki, davacı taraf, sunmuş olduğu delillerle hakem heyeti kararının iptali yönündeki iddiasını, ispat edememiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/325 E. 17.06.2016 tarihli ara kararı ile kayyım tayin edildiği ve vakfın 18.07.2016 tarihli karar defterinde (kayyum heyeti tarafından alınan karar) ......

          nın mirasçı olarak kaldığı, davalı şirketin organsız kaldığı gözetildiğinde gündemin davacı tarafından oluşturulmak üzere genel kurul toplantısı yapılmak üzere toplantıya çağrı hususunda izin ve yetki verilmesine dair karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın kabulüne , Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün... sicil numarasında kayıtlı ... İNŞAAT TAAHHÜT İHTALAT İHRACAT PETROL ÜRÜNLERİ LİMİTED ŞİRKETİ'nin gündemi davacı tarafından belirlenmek üzere genel kurul toplantısı yapılmak üzere toplantıya çağrı hususunda davacı ... (TCKN: ...)'...

            Temyiz isteminin reddine dair ek kararlar duruşma istemli olarak kısıtlanması istenilen vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.05.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... ile karşı taraftan vasi adayı ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava, ...'ın kısıtlanması ve vasi atanması istemine ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, kısıtlanması istenilen ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Dernek Üyeliğinin Kendiliğinden Sona Erdiğinin Tespiti, Kayyım Atanması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.04.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz olunan davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... vekilleri Avukat ..., Avukat ... ve Avukat ....., davalı ... vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ... ile asli müdahil ... vekilleri Avukat ... ve .....geldiler. Diğer aleyhine temyiz olunan fer'i müdahiller adına gelen olmadı....

                Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevabi yazı ekinde gönderilen çağrı kağıdında hükümlünün adresinin "... Mahallesi ... Caddesi ... Koop B/18 Blok No: 7, Daire No: 3 .../...” olarak bildirildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesince hükümlünün ceza infaz kurumuna girmeden önceki son ikametgah adresinin "... Caddesi No:5 .../...” olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca "Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir." Hükümlü vasi atanması talep dilekçesinde cezaevine girmeden önceki son yerleşim yeri adresini "... Caddesi No:5 .../..." olarak beyan etmişse de ceza infaz kurumundan gönderilen hükümlü formunda hükümlünün ikamet adresi olarak "... Mahallesi ... Caddesi ... Koop....

                  "bilgi alma hakkına" ilişkin verilen cevaplardan anlaşılacağı üzere, müvekkilleri tarafından özel denetçi atanması talep edilen konuların tamamının doğruluğu tevil yoluyla ikrar edildiğini ve ancak bu eylemler/işlemler sebebiyle davalı şirketin bir zararının bulunmadığının iddia edildiğini belirterek TTK 439/1. maddesi uyarınca, 25.10.2022 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağında belirtilen konularda mahkemece özel denetçi atanmasını talep ve dava etmiştir....

                    …'dan oluşan üç kişilik jüri heyeti belirlendiği, adı geçen jüri üyelerince hazırlanan raporlarda davacının yardımcı doçentlik kadrosuna atanması konusunda jüri üyelerinin olumsuz görüş bildirdiği, bunun üzerine jüri raporları baz alınarak davacının anılan kadroya atanmaması ve anılan kadroya …'in atanması yönünde tesis edilen işleme karşı bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar zorunluluk durumunda dekanın kendisini jüri üyesi olarak belirlemesine engel bir ifadenin ilgili mevzuatta yer almadığı görülmüşse de, dava konusu olayda dekan yerine profesör veya doçent ünvanına sahip başka bir öğretim üyesinin jüri olarak belirlenmesine engel bir durumun varlığı ortaya konulamamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu