Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; "Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 303.maddesinde düzenlenen kesin hüküm tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözönünde tutulur. Düzenlediği hak ve çıkar ilişkileri yönünden yasal gerçeklik (hakikat) sayıldığından taraflarını bağlar. Bu sebeple daha önce aynı vasi adayını aynı kısıtlı adayına vasi olarak atayan Görele Sulh Hukuk Mahkemesinin 31/01/2017 tarih, 2012/181 esas ve 2012/388 karar sayılı ek kararının iş bu dava yönünden kesin hüküm oluşturmakta, vesayet altına alınan kısıtlı hakkında yeniden vesayet altına alınma kararı kesin hüküm nedeniyle verilemeyeceğinden davanın REDDİNE," şeklinde karar verilmiştir. Karara karşı, davacı T1 vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde, vesayetin kaldırılmasını talep etmiş; mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden davanın reddine karar verilmiştir. 1-Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesine dayalı olarak verilen vesayet altına alınma kararının kaldırılması talebine ilişkindir. Vesayetle ilgili hükümler kamu düzenine ilişkindir....

    Dava ve takip ehliyeti, kişinin kendisi veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların dava ve takip ehliyeti yoktur. İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacının Soma Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/02/2008 tarih 2008/34 XX 642/75 K sayılı kararı ile TMK 405. maddesi uyarınca vesayet altına alındığının anlaşılmasına, vesayet altına alınma kararından sonra kısıtlı hakkında takip yapılamayacak olmasına, Manisa 1....

    Kısıtlanması istenilen vekilinin ek karara yönelik temyiz istemi yönünden; Türk Medeni Kanunu'nun 396. maddesinde, vesayet organlarının vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlar, 397. maddesinde de kamu vesayetinin vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütüleceği, vesayet makamının sulh hukuk mahkemesi, denetim makamı ise asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmış olup; kanun koyucu kamu vesayetinde vesayet organı vasiler ile vesayet daireleri sulh ve asliye mahkemesi arasında 461. maddede bir hiyerarşi kurarak, vesayet makamı sulh hukuk mahkemesinin vasinin eylem ve işlemlerine karşı, denetim makamı asliye hukuk mahkemesinin de sulh hukuk mahkemesinin kararlarına karşı şikayet ve itiraz merci olduğu belirlenmiş; 488. maddesinde ise, ilgililerin vesayet makamının vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararlara karşı tebliğinden itibaren on gün içinde itiraz edebileceği, denetim makamının gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin olarak karara...

      HD'nin 22/04/2015 gün ve 2014/18881 E ve 2015/6682 K ve 18/03/2014 gün ve 2013/20185 E ve 2014/4990 K sayılı kararları) Somut olayda, Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 04/03/2021 tarihli rapor içeriğine göre; kısıtlı adayında, kısıtlanmayı gerektirir bir akıl hastalığın bulunmadığına yönelik rapor düzenlendiğinin anlaşılmıştır....

      O halde, mahkemece, davalı erkeğin vesayet dosyası ile eldeki dava dosyası, alınan tüm sağlık kurul raporları ve varsa daha önceki tedavi evrakları hep birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınmak suretiyle giderilmesi ve davacı kadının da Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 42. maddeleri uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.10.2018 (Salı)...

        Somut olayda; kısıtlanması talep edilen T3 hakkında Seydişehir Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunda, T3 TMK'nın 405. maddesi uyarınca vesayet altına alınması gerek bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu rapor doğrultusunda TMK'nın 405. Maddesine göre vasi talebinin reddi doğru olmuştur. Ancak; talep dilekçesinde, vesayet altına alınma talebi yanında, yasal danışma atanması talebinde de bulunulduğuna göre, vasi atanması talebini reddeden ilk derece mahkemesinin, Türk Medeni Kanunu'nun 429. maddesi gereğince yasal danışman atanmasını gerektiren bir durum olup olmadığını inceleyerek bu hususta da bir karar vermesi gerekmektedir. Bu itibarla; 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vesayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacı ..., ...'ın TMK'nun 405. ve 406. maddesi gereği kısıtlanarak vasi tayin edilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, kısıtlı adayının kısıtlanması gerektirir belgelerin yeterli delillerin dosyaya ibraz edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. ve 406. maddesi gereğince vesayet altına alınma istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir....

          Maddesi gereğince vesayet şerhi olarak tedbir konulmasına, Kısıtlı adayı T3'ın sahibi olduğu motorlu taşıtların trafik sicil kaydını tutan Emniyet Genel Müdürlüğü'nden sorulması ve yine varsa araçlar üzerinde vesayet şerhi kapsamında tedbir konulmasına, Ankara Özel Magnet Hastanesi'nden kısıtlı adayının tedavi geçmişi, kullandığı ilaçlar ve bunların etkisine ilişkin detaylı dosyasının istenmesi ve sağlık kurulu raporunun bu çerçevede alınmasına, Haklı davamızın kabul edilerek aile üyelerinden birinin vasi olarak atanmasını saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim." şeklinde talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Alaca Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 21/12/2022 tarih 2022/639 Esas, 2022/622 Karar sayılı ilamıyla davanın usulden reddine karar verilmiştir....

          Kısıtlanan ergin çocukların "kural olarak" vesayet altına alınmayıp "velayet altında bırakılacağına" ilişkin yasal düzenlemenin (TMK m. 335/2, 419/3) sonucu olarak "velayet altında bırakılan" çocuk ve mallarına yönelik yapılacak işlemlerde velayete ilişkin hükümlerin uygulanması gerekecektir. Kaldı ki alınmasına ihtiyaç duyulan araç, velinin kendi mal varlığından karşılanmak suretiyle alınması halinde izne ihtiyaç bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 74. maddesi gereğince kanuni temsilci olan velinin bu aracın kullanımından dolayı ileride doğabilecek hukuki ve cezai sorumlulukları kabul ettiğine dair noterden tanzim ve tasdik edilmiş taahhütname verme zorunluluğu karşısında velinin kısıtlı adına araç alımı için hakimden izin talebinde bulunmakta hukuki yarar ve kanuni gereklilik yoktur....

            UYAP Entegrasyonu