Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, karar verilen ziynet eşyalarından bir kısmının gramı yazılmayarak HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müşterek haneyi terk ederek evden ayrıldığını, giderken yanında tüm ziynet eşyalarını götürdüğünü, davanın kötüniyetli olarak açıldığını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacının dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyasına ilişkin talebinin kabulü ile; 1 adet set 14 ayar 40 gramlık( Kolye, küpe, bileklik) değeri 5.720,00 TL, 3 adet beşibiryerde değeri 20.088,00 TL, 11 adet 22 ayar bilezik değeri 33.480,00 TL, 16 adet çeyrek altın değeri 5.200,00 TL, 1 adet ata lira değeri 1.320,00 TL olmak üzere, bu ziynet eşyalarının Davalı Hasan'dan mümkün ise aynen alınarak suretiyle davacıya verilmesine, belirtilen ziynet eşyalarının aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde bu ziynet eşyalarının bedelleri olarak talep edilen toplam 65.808,00.-TL'nin Davalı T3 alınarak Davacı T1 verilmesine karar verilmiştir....

    Diğer taraftan, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda ise; bu konuda herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi, kadının rızası ile katkı amacıyla bozdurulmak üzere ziynet eşyalarının verildiğine dair herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir; ancak davalı, davacı kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamamıştır....

      Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyası olmadığını, düğünde takılan ziynet eşyaları ile araba aldıklarını ve bu araba ile davacının abisinin kaza yapması sonucu arabanın pert olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacı kadın her ne kadar davalı erkeğin kendisine ait olan ziynet eşyalarını aldığı ve geri vermediğini iddia etmiş ise de ileri sürdüğü delillerle, talep ettiği ziynet eşyalarının varlığını ve davalı tarafça iade edilmek üzere alındığını ancak iade edilmediğini ispatlayamadığı kanaatine varılarak, davacının ispatlanamayan ziynet eşyası alacağı davasının reddine, davacının usulüne uygun şekilde açılmış bir katkı payı davası olmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın usulüne uygun şekilde katkı payı davası açmakta muhtariyetine karar verilmiştir....

      ailesinin hanesine geldiğinde bu ziynet eşyalarını yanında götürmediği, ziynet eşyalarının davalıda olduğunun davacı tarafça ispatlandığı, düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı kadına ait olduğu ancak, belirtildiği gibi dosya kapsamına göre bu ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı ve davacıya verilmediğinden bahisle davacının ziynet eşyasının iadesi davasının kabulü ile 5 adet 22 ayar (tanesi 23 gram) bileziğin, 50 adet çeyrek altının, 1 adet kolye, küpe ve yüzükten oluşan (22 ayar ortalama 32 gram) takı setinin davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, iade mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının toplam değeri olan 27.240,66 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

      ile dilekçede belirtilen ziynet eşyalarının aynen teslimine, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde şimdilik 5.000,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. 2.Davacı kadın vekili 30.12.2018 tarihli dilekçesiyle ziynet alacağı davasını ıslah etmiş ve ziynet eşyalarının aynen teslimini, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde 17.043,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir....

        Hayat deneylerine göre, olağan olanın, bu çeşit eşyanın (ziynet) kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların, davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir....

        Somut olayda, davalılar cevap dilekçelerinde, davacının ziynet eşyalarını üzerinde taşıdığını evden ayrılırken de yanında götürdüğünü belirtmişler, mahkemece davalılara; ''davacının ziynet eşyalarının tümünün düğün borçlarının ve diğer borçların ödenmesi için elinden alınıp alınmadığı'' hususunda yemin teklif edilmesi üzerine, davalılar tarafından davaya konu ziynet eşyalarının bozdurulduğu ve nerelerde kullanıldığına dair beyanda bulunularak yemin edilmiş, bir sonraki celsede de, ''davacının ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere davalı kocaya verilip verilmediği, ziynet eşyaları konusunda bozdurulması bakımından kadın isteği ve onayı alınıp alınmadığı'' hususunda yemin teklif edilmiş, davalılar tarafından davaya konu ziynet eşyalarının davacı kadının rızası ile bozdurulduğu ve nerelerde kullanıldığına dair beyanda bulunularak yemin edilmiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkemece ziynet alacağı yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ziynet eşyalarının davalı tarafından müvekkilinden zorla alındığını, bu durumun ispat edildiğini, boşanma ilamında da bu yönde karar verildiğini, anılan hususun dikkate alınmadığını, ziynet eşyalarının arabanın modeli yükseltileceği bahanesiyle müvekkilinden alınıp davalının parasını kendisine harcadığını ileri sürerek ziynet eşyalarının iadesine yönelik talebin reddine ilişkin hükmün bozulmasını istemiştir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince "Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının reddine, yine kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı, davacı-karşı davalı kadın tarafından "kendi boşanma davasının ve ferilerinin reddi ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin bölge adliye mahkemesince bu yöne ilişkin istinaf talebi olmadığı değerlendirmesi yapılarak incelenmediği anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu