İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile ziynet ve çeyiz eşyalarının bedellerinin tahsiline karar verilmiş ancak, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerleri hükümde ayrı ayrı ve ayrıntılı şekilde gösterilmediği gibi gerekçeli karar içeriğinde ise aynen iade yönünde hüküm bulunmadığı halde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsiline karar verildiği gerekçelendirilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2. fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin 2. fıkrasında da gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır....
İlk derece mahkemesince Dairemiz kararından sonra yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile ziynet ve çeyiz eşyalarının bedellerinin tahsiline karar verilmiş ancak, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerleri hükümde ayrı ayrı ve ayrıntılı şekilde gösterilmediği gibi, hangi bilirkişi raporunun hükme esas alındığının da belirtilmediği, gerekçede aynen iade yönünde bir karar verilmediği halde hükümde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsiline karar verildiği gerekçelendirilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2. fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır....
Davacının, diğer talepleri yönünden davalı Salih'in, davacının dosyaya sunduğu çeyiz senedindeki imzayı inkar ettiğine ve senetteki imzanın davalı Salih'e ait olduğu belirlenemediğine göre, davayı çeyiz senedine dayalı olarak açan davacının iddiasını ispat edemediğinin kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan ziynet eşyalarının kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terkedilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan sözkonusu ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'indendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi herzaman mümkündür. Davacı, davaya konu ziynet eşyalarının varlığının, evi terkederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığının ispat yükü altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi ya da tazminine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 10/07/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf Sebepleri Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl ve birleşen davanın kabulü erkeğin tazminat taleplerinin reddi, kadının tazminat taleplerinin kabulü, ziynet ve çeyiz eşyaları hakkında verilen kabul kararı, hükmedilen nafakanın fazla olduğu yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Davacı vekili 30.05.2011 havale tarihli dava dilekçesinde; evlilik esnasında çeyiz senedinde belirtilen eşyaların müvekkilinin eşi davalı ... ve kayınpederi davalı ...’a teslim edildiğini, davalı ...’ın kusurlu hareketleri ve müvekkiline karşı kötü muameleleri nedeniyle tarafların boşandıklarını, davalı eşin kötü niyetli davranarak ve hile ile aldatarak müvekkilinden aldığını, müvekkilinin defalarca talep etmesine rağmen davalıların ziynet eşyasını vermediğini, davalı ...’ın fiziki ve manevi cebirde bulunarak müvekkilini müşterek haneden kovduğunu, bu nedenle müvekkilinin çeyiz senedinde belirtilen eşyaları yanına almadan müşterek haneden ayrıldığını ileri sürerek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 7.250,00TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevabı: 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası, reddedilen manevi tazminat talebi, çeyiz alacağı davasının kabulü, ziynet alacağının reddi nedeniyle lehine hükmedilmeyen vekalet ücreti ile yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet ve hakaret ettiğine...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Uyuşmazlık, kişisel eşya sayılan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf, iddiasını çeyiz eşya senedi, tanık, bilirkişi incelemesi ve yemin delillerine dayandırmıştır. Bu delillerden, çeyiz eşya senedi 25.06.2009 tarihli celsede dosyaya sunulmuş ve mahkemece verilen ara kararı ile saklanılmak üzere yazı işleri müdürlüğüne teslim edilmiştir. Bundan ayrı, yemin deliline dayanmış olan davacı tarafa bu hakkı da hatırlatılmamıştır....
Davacı kadın ziynet ve çeyiz eşyasının aynen olmadığında toplam bedeli 30.000 TL'nin tarafına verilmesini talep etmiştir. Talep edilen bu bedelin ne kadarının ziynet-çeyiz için istenildiği ve ziynet, çeyiz, ev eşyalarının cins, nevi, miktarı açıklattırılmadan (HMK m. 31), bu taleplere yönelik diğer deliller de toplanılıp değerlendirilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
İlk derece mahkemesince talepte bağlı kalınarak davacı kadının ziynet eşyası alacağı davasının kabul edilen kısmı olan 1 kg 22 ayar altın ve bileziğin (500,00 TL), 1 çift 22 ayar, 5 gr küpenin (200,00 TL) ve 1 adet saatin (100,00 TL) nin toplam değeri 800,00-TL, yine davacı kadının çeyiz alacağı davasının kabul edilen kısmında belirtilen eşyaların değeri 1.200 TL, toplam bedeli 2.000 TL olup, bu miktar karar tarihindeki temyiz kesinlik sınırı olan 3.200,00.- TL'yi aşmadığından, temyiz sınırı altında kalan ziynet ve çeyiz alacağına ilişkin kararlar kesindir. Açıklanan sebeple, davacı kadının ziynet ve çeyiz alacağı davalarının kabul edilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....