Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-Çeyiz alacağına ilişkin davaya konu eşyaların, dava tarihindeki değeri ile yıpranma paylı bedellerinin tespit edilen her eşya açısından tek tek bilirkişi raporunda hesaplattırılmadan yetersiz, eksik ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesi doğru olmamıştır. 3- Davacı-karşı davalının ziynet alacağına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Davacı-karşı davalı kadının, ziynet alacağı davasının, ilk derece mahkemesi tarafından, ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı uhdesinde olduğunu ispatlayamadığından ve yerleşik yargısal içtihatlar da gözetildiğinde ziynet eşyalarının kural olarak kadın olan eşin uhdesinde bulunmasının karine olarak kabul edildiği göz önüne alındığında, davacı-karşı davalı tarafın ziynet eşyalarının iadesi talepli davasının reddine reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları, çeyiz eşyalarının sayı ve nitelikleri açık olarak yazılmalıdır. Mahkeme hükmünde, "...çeyiz senedinde ayrıntıları belirtilen ve bilirkişilerce değeri tespit olunan..." ifadesi ile yetinilmiş, hakkında hüküm kurulan eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gramı ayrı ayrı yazılmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet ve çeyiz eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

    Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı kadın, ziynetlerin varlığını ve davalı erkek tarafından rızası dışında alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır. Somut olayda; davacı kadın, davalı erkek tarafından ziynet eşyalarının elinden alındığını ve iade edilmediğini dayandığı delillerle ispat edememiştir. İspat yükü kendisine düşen ve davasını dayandığı delillerle kanıtlayamayan davacı kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekir....

    O halde, çeyiz senedinde yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının davalılara teslim edildiği hususu tarafları bağlamakta olup, bu durumda davalı eş ve davalı kayınpederin çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya geri verdiklerini kanıtlamaları gerekir. Oysa ki davada, davalılar senette yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya teslim ettiklerini yazılı bir belge ile kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca mahkemece; ziynet eşyaları yönünden çeyiz senedini teslim alan sıfatı ile imzalayan kayınpeder ...'ın da davalı ... ile birlikte sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ziynet eşyaları yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozma sebebi yapılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA) Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine İlişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 23/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Çeşitli sebeplerle koca tarafından bozdurulan-harcanan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Somut olayda, davacı taraf ziynet eşyalarının tapu masrafları için harcandığını ve tekrar bilezik yapılarak kendisine geri verileceğini belirttiği görülmüştür. Davalı tarafça da ziynetlerin borçlara harcandığı kabul edilmiştir. Şu durumda; davalı tarafın ikrarı ile dava konusu edilen bir kısım ziynet eşyalarının koca tarafından harcandığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın, bozdurulup harcanan bu ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek kaydıyla kendisine verildiğini, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının harcandığını ispatlaması gerekir. Başka bir deyişle, davalının bu hususları ispatlaması halinde davalı koca bu ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur. Ne var ki, ispat yükü kendisine geçen davalı koca, davacı kadının bu altınları bir bir daha iade edilmemek üzere kendisine verdiğini kanıtlayamamıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

          Açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiğini, davalının düğünden 6 ay sonra müvekkilini ailesinin evine bıraktığını, daha sonra gelip almadığını, ardından müvekkili aleyhine boşanma davası açtığını, tarafların 2009 yılında boşandığını, müvekkilinin ziynet ve çeyiz eşyalarının müşterek ikametgahta kaldığını belirterek; ziynet ve çeyiz eşyalarının bedeli olan toplam 81.700,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı asil 02.04.2015 tarihli celsede dava konusu çeyiz eşyalarının tamamını davalıdan teslim aldığını bildirmiştir....

            Davacı, davalı ile gayri resmi olarak evlendiklerini, düğün yaptıklarını, davalının kendisini evlenme vaadi ile kandırdığını, davalının başka bir bayanla yaşamaya başladığını, yaşananlar nedeni ile psikolojisinin bozulduğunu, ayrıca evden ayrılırken altınlarını ve çeyiz eşyalarını alamadığını belirterek ziynet ve çeyiz eşyasının iadesini ve uğramış olduğu manevi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının talep ettiği ziynet eşyaları ile düğün CD'sinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu takılan takıların birbirini tutmaması nedeni ile ziynet eşyalarının iadesi talebinin reddi ile davacının davalı ile düğün yaparak resmi nikah olmaksızın beraber yaşamayı kendisinin tercih ettiği belirtilerek manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ziynet alacağı davası yönünden; davalı ziynet eşyalarının borç için bozdurulduğunu kabul etmekle ispat yükünü kendi üzerine almıştır....

                UYAP Entegrasyonu