İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece; ziynet eşyaları yönünden davanın kabulü ile; 3 adet 22 ayar altın bilezik (her biri 12 gram ağırlığında ve 1.752,00 TL'den 5.256,00 TL), 6 adet 22 ayar altın bilezik (bir adedi 10 gramdan adedi 1.460,00 TL'den 8.760,00 TL), 2 adet 22 ayar altın bilezik (1 adedi 7 gramdan 1.022,00 TL'den 2.044,00 TL), 3 adet Cumhuriyet altını ( tanesi 1.010,00 TL'den 3.030,00 TL), 2 adet yarım altın (bir adedi 505,00 TL'den 1.010,00 TL), 29 adet çeyrek altın (bir adedi 253,00 TL'den 7.337,00 TL), nakit takı parası (2.250,00 TL) ziynet alacağının davalıdan alınarak aynen davacıya iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ziynetlerin toplam bedeli olan 29.687,00 TL ise de taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin dava tarihi olan 03/10/2017'den itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, davacı vekilinin ev eşyası (salon takımı ve yemek odası takımı) talebine yönelik davasının ise subut bulmadığından reddine...
Somut dosyada, kadına ait ziynet eşyalarına ilişkin iddia, savunma ve deliller değerlendirildiğinde; öncelikle, dava ve cevaba cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen maddi vakıalar yargılamanın diğer aşamalarında ve de istinaf yoluyla ileri sürülemez (HMK.m.141). Kadının evden ayrılış şekline göre de ziynet eşyalarını yanında götürme imkanının bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre, tanık beyanı ve iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delillerle dava konusu ziynet eşyalarının erkekte kaldığı, onun tarafından kullanıldığı ispat edilememiştir. Bu nedenle, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddia ettiği tüm ziynet eşyalarının davacı tarafça evden ayrılırken götürüldüğünü; kaldı ki, davacı ile müvekkili Ceyhun arasında devam eden boşanma davasında davacı tarafın, müvekkilleri davalılara ait aile yadigarı olan kolyenin kendisinde bulunduğunu beyan ettiğini, evden ayrılırken düğün CD'leri, altın takı seti, saat ve künye ile birlikte aile yadigarı kolyeyi dahi yanına alan kadının diğer ziynet eşyalarını yanına almadığı iddiası ve düşüncesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkili Osman'a ait aracın peşinatının ve tüm taksitlerinin müvekkili Osman tarafından ödendiğini savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; her ne kadar davacı tarafça, bir kısım ziynet eşyalarının çalınmaması için davalılar tarafından kendisinden alındığı ve birkaçı dışında geri kalanlarının iade edilmediği iddia edilmiş ise de, davacı tanıklarının, davalı Ceyhun'un ablası ve kuzeninin dava konusu altınları davacıdan alıp davalı O.....
Davacının boşanma davası ile birlikte açmış olduğu ziynet, çeyiz ve mehir istemine ilişkin davalarının tefrikine karar verilmiş, ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin yargılamaya iş bu dosya üzerinden devam edilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ziynet alacağı talebi yönünden davanın reddine, çeyiz eşyalarına ilişkin Mahkememizin 2018/841 esas sayılı dosyasından kaldırma kararı öncesi 02/12/2019 tarihinde verilen 2019/755 karar sayılı karar istinaf yoluna başvurulmayarak kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/190 KARAR NO : 2023/371 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇAYELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2022 NUMARASI : 2018/262 ESAS - 2022/337 KARAR DAVA KONUSU : MAL REJİMİNDEN KAYNAKLANAN DAVALAR (Ziynet Eşyası Ve Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 21/10/2017 tarihinde evlendiklerini, düğün merasiminin öncesinde ve evlilikleri süresine davacının tutum ve davranışları, dürüstlük karinesine uymaması, daha önce resmi olarak evlenip boşanmış olması ve bunu kendisinden ve ailesinden gizlemiş olması, daha önceden kredi ve normal bir çok yere borçlu olması ve bunu kendisinden gizlemesi, alkol alışkanlığının olması, alkol aldığı zamanlarda...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2014 NUMARASI : 2012/654-2014/249 Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, 2. Aile Mahkemesi'nin 2010/585 E. - 2011/1232 K. sayılı ziynet eşyalarına ilişkin davada 6000 TL ziynet eşya bedelinin davalıdan tahsiline hükmedildiğini, bu davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak talepte bulunulduğunu, daha önce açılan davada 6000 TL dışındaki ıslah edilmeyen kısma ilişkin 5000 TL ziynet eşya bedelinin davalıdan tahsilini (ıslah ile 27.450 TL ) talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; derdestlik ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini dilemiştir....
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, düğünde takılan 10 adet adana burması, 2 metre köstek, 8 adet beşi bir yerde, 1 adet set takımı, 5 adet enli kelepçe bilezikten oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurularak kendi adına zeytinlik aldığını belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep etmiştir. Davalı, zeytinliğin bir kısım altınların satılarak alındığını, zeytinliğin küçük bir arazi olduğunu, takı bedelinin altında olduğunu, geri kalan kısmı ile davacının hacca gittiğini, zeytinlik için satılan altınlar yönünde de davacının rızası olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....
DAVA KONUSU : Ziynet Ve Çeyiz Eşyası Alacağı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evden sadece kıyafetlerini alabildiğini, düğünde alınan ev eşyaları, takılan takıların ve çeyizlerini alamadığını, ıslahla harca tabi olmak üzere arttırılmak kaydı ile 50.000- TL takı ve çeyizin müvekkiline aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin müvekkiline ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü davacı kadındadır. Somut olayda, davacı kadın 31.07.2014 tarihinde açtığı boşanma davası ile birlikte ziynet alacağını talep etmiş, mahkemece ziynet alacağı önünden dosyanın tefrikine karar verilmiştir....