Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde ziynet ve takı parasını erkeğin aldığını, rızası olmadan harcadığını belirterek düğünde takılan 10 adet bilezik, 80 tane çeyrek altın ile 15.000,00 TL takı parasının aynen iadesine, aksi halde belirlenecek bedelin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Kadın vekili 18.02.2019 tarihli beyan dilekçesi ile; düğünde kadına 3 adet 20'şer gram 22 ayar bilezik, 5 adet 25 gram 22 ayar bilezik, 2 adet 10 gr 22 ayar bilezik, 80 adet çeyrek altın ve 15.000,00 TL para takıldığını, ziynetler için şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL ve 15.000,00 TL takı parası olmak üzere toplam 20.000,00 TL talep ettiklerini açıklamış, harcını ikmal etmiştir. Davalı karşı davacı kadın vekili 18.09.2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, ziynet ve parası yönünden 81.999,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı-davacı kadın vekili; tedbir nafakası miktarının az olması ve hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde sona ermesine karar verilmesinin usule ve yasaya uygun olmadığı, 10.000,00 TL düğün takısı parası yönünden davalarının reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin 10.000,00 TL düğün parası davasının reddine dair kararının usul ve yasaya uygun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla kadının bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadının karşı davası tedbir, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat ve ziynet eşyası alacağı davasıdır. "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....

İkili burma bilezik, 41.766TL değerinde bir adet 22 ayar 100 gr takı seti ve 1431,16 TL değerinde bir adet Cumhuriyet altınının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedeli olan toplam 155.130,04TL'nin ıslah tarihi olan 22/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; ıslah dilekçesi ile talep sonucuna konu ziynet eşyalarını daralttığına yönelik kısmi feragatinin söz konusu olmadığı, ayrıca buna yönelik davalı yararına vekalet ücreti ve lehine hükmolunan ziynet bedeline uygulanan faiz süresinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek vekili, davanın reddi gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış ziynet alacağı istemine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından reddedilen ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmiştir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/03/2022 NUMARASI : 2021/313 ESAS, 2022/132 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet alacağı KARAR : Van 2. Aile Mahkemesi 28/03/2022 Tarih, 2021/313 Esas, 2022/132 K....

    Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve iadesi gerekir. Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının davalı kocası tarafından bozdurulduğunu ve bir kısmı ile amcasına olan borcunu ödediğini bir kısmı ile de araba aldığını ileri sürmüş; davalı eş ise; sözü edilen altınların davacının onayı ile bozdurulup aile birliğinin giderlerine harcandığını, bir kısmının da (8000 TL'lik kısmı) araba alımında harcandığını savunmuştur. Davalı, bu beyanıyla; davacının, bir kısım altınların bozdurulduğu iddiasını kabul etmiştir. Ancak, bu ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup geri verilmemek kaydı ile harcandığı savunmasını ise kanıtlamış değildir. Bu nedenle, davalı bu ziynetleri de iade ve tazminle yükümlüdür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, cevap ve karşı dava dilekçesi ile çeyiz eşyası alacağı ve takı bedeli alacağı olmak üzere 20.000 TL. maddi tazminat talep etmiştir. İstek Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi anlamında boşanmanın fer'i (eki) olan maddi tazminat kapsamında olmayıp, bağımsız bir talep olarak ayrı harca tabidir. Başvurma harcı, dava dilekçesindeki bütün talepleri kapsadığından yeniden başvuru harcı alınması gerekmez....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların düğünün Elazığ'da olduğunu, takı törenindeki bilezik, set ve bir kısım altının müvekkilinin üzerindeki kurdeleye takıldığını, bir miktar altın ve nakit paranın ise zarfa konularak sandığa atıldığını, düğün sonunda davalının ailesinin evine gidildiğini, burada müvekkilinin üzerine takılan takılar ile sandığa atılan takı ve nakit paranın sayıldığını, toplamda 1 adet 130 gram 24 ayar döküm set, 14 adet 20 gram 24 ayar düz bilezik, 1 adet bileklik, 38 adet çeyrek altın, 9 adet yarım altın ve 10.000,00 TL nakit para takıldığını, düğünden sonra 10.000,00 TL nakit paranın davalı ve ailesi tarafından alınıp, daha sonra müvekkiline iade edilmediğini, diğer ziynet eşyalarının müşterek hanede muhafaza edildiğini, 03/04/2014 tarihinde kurban bayramı için Elazığ'a gidildiğinde müvekkilinin ailesini ziyaret etmek için davalıdan izin aldığını ancak davalının babasının bu duruma...

        HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca; hüküm sonucunda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Aksi durumda hakim hiç bir karar vermemiş sayılacağı gibi verilmiş hüküm hukuki varlık kazanmış sayılmaz. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (md.141/3). Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK.md.27) gereğidir. Dosya incelendiğinde; davacı kadının dava dilekçesinde boşanma isteminin yanında ziynet alacağına yönelik talebinin de bulunduğu, mahkemece hüküm fıkrasında boşanma davasının reddine karar verildiği, ziynet alacağı yönünden olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmadığı gibi, bu talep yönünden bir gerekçe de yazılmadığı, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmaktadır....

        Aile Mahkemesinin 02.12.2008 tarih ve 2008 / 19-941 esas ve sayılı kararla takı bedelleriyle ilgili açılan davanın kısmen kabul edilerek verilen bu kararın temyiz aşamasında bulunduğu anlaşıldığına ve mahkemenin hüküm fıkrası “... mal rejiminin tasfiyesi ve katkı payı alacağına ilişkin tazminat davasının reddine.” ilişkin bulunduğuna, takılara ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığına göre, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 14,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,15 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına 31.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu