Uyuşmazlığın çözümü için konu ile ilgili yasal düzenleme ve kavramların kısaca açıklanmasında yarar vardır. 13. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3). 14. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. 15. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4-249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında da aynı ilke benimsenmiştir. 16....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; eşyaların erkekte olduğunun erkek tarafından kabul edildiğini, boşanma davasının bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu, yine ıslah edilmeyen ziynet alacağı yönünden aleyhe yüksek miktarda vekâlet ücretine hükmedildiği ileri sürülerek reddedilen eşya ve ziynet alacağı davası ve ziynetler yönünden hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ziynetler yönünden işin esasının incelenip incelenmeyeceği, açılan ziynet alacağı davasının kabulünün gerekip gerekmediği ve vekâlet ücretleri noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri. 3....
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının kadın eşe ait olması hususunun doğru olduğunu, ancak uygulama ve Yargıtay içtihatlarında ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayıyla ziynet eşyalarının bozdurulup evin ihtiyaçları için harcandığının davalı tarafça kanıtlanması halinde davalı koca düğünde takılan ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulacağını, buna ilişkin Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, 1.602,00....
Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3). Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK mad. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK mad. 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3- 1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı)....
Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda; yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları ... beyanında ‘…gördüğüm kadarıyla küpe, bileklik ve kolyeden oluşan gerdanlık set, kolunda hediyelik bilezikleri vardı ayarını bilemiyorum. Ben kendisine para taktım takarken üzerinde çeyrek altınlar ve gramlık altınlar vardı. İnce hediyelik bileziklerin dışında burma bileziklerde vardı. Takılar takıldıktan sonra gelin odasına gidildi, takı odasından çıktıktan sonra üzerinde takılar yoktu…’, ... beyanında ‘…Gelin odasında bir tek ben vardım. Ben girdiğimde ... in annesi altınları sayıyordu....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların ... Aile Mahkemesinin 2010/1314E-2012/963K sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalının müvekkilini Aralık 2010’da müşterek çocukları ile birlikte çeşitli hakaretler ve suçlamalarla arabasına zorla bindirerek müvekkilinin Kütahya'daki ailesinin evinin önüne sadece üzerilerindeki kıyafetlerle bırakıp gittiğini, müvekkilinin kişisel eşyaları da dahil ziynet eşyalarının davalıda kaldığını iddia ederek ziynet eşyalarının aynen iadesini olmazsa bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet düzenlemesi ve ziynet eşyası alacağı yönünden; davacı kadın tarafından ise tazminatlar ve nafakaların miktarları ile kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tüm, davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, dava dilekçesi ile talep ettiği ziynet eşyalarının, davalı erkek tarafından elinden zorla alınıp evden kovulduğunu iddia etmiş, davalı erkek ise, kadının kendisinin olmadığı sırada evi terkettiğini ve ziynetleri de giderken götürdüğünü...
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Somut olayda, davacı tarafça dosyaya sunulan çeyiz senedinde, ziynet eşyalarının nitelik ve adet belirtilmeksizin yalnızca "3.000.000.000 (3.000 TL) değerinde ziynet eşyası" olarak belirtildiği mahkemece de hüküm kısmında yalnızca "ziynet eşyasının iadesi" şeklinde hüküm kurulduğu iadesine karar verilen ziynet eşyalarının gram ve ayarlarının gösterilmediği anlaşılmaktadır. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı kadın vekili; kocanın birleşen boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, asıl davada hükmedilen tazminat ve nafakaların miktarına, kişisel eşya alacağı talebinin reddedilen kısmına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı-davacı koca vekili; kadının boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar, kocanın manevi tazminat talebinin reddi, velayet, kişisel eşya alacağı davasının kabul edilen kısmına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma ve kişisel eşyaların bedelinin tahsili, birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davalıya dava dilekçesinin 07/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesinin süresinde olmadığı, davalının 17/11/2021 tarihli dilekçesinde, altınların Hollanda'da bulunan banka kasasına konulduğunu kabul ettiği ancak daha sonra kasadan alınıp, eve getirildiğini söyleyerek buna dair yemin ettiği ve mahkemece bu nedenle davanın reddedildiği görülmüş ise de, davalının cevap dilekçesi süresinde olmadığı için altınların banka kasasından alınarak eve getirilip, davacıya verildiği yönündeki vakıası dikkate alınamayacağı gibi davalının süresinde usulüne uygun olarak dayanmadığı vakıa için yemin etmesinin de davalı lehine değerlendirilemeyeceği, her ne kadar davalı, altınların cins ve miktarına itiraz etmiş ise de, davacının talep ettiği miktarda altının kasaya konulduğunu ve zincire dizili altınların davacının kişisel malı olduğunu beyan etmekle, davacının altınların varlığını ve kişisel malı olduğunu ispat ettiğinin kabul edilmesi...