Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağı ve katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Somut olaya gelince; eşler, 25.05.1987 tarihinde evlenmiş, 09.06.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın m. 10, TMK m. 202/1)....
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Mahkemece, “davacı tarafın hangi mal varlığına ne şekilde katkıda bulunduğu ve ne istediğini dilekçede yeterince açık olmadığı ve bunun düzeltilmesi içinde davacı tarafa ihtarat yapılmasına rağmen duruşma öncesi verilen dilekçede de yine net bir açıklama bulunmadığı yüzeysel bazı beyanlarda bulunduğu anlaşıldığından” usulden reddine karar verilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m)....
HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Taraflar 28.07.2007 tarihinde evlenmiş, 02.11.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 20.09.2011 tarihinde kesinleşmesiyle, evlilik birliği sona ermiştir , Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Tarafların çalışma karşılığı kazançları ile kişisel mallarının gelirleri edinilmiş maldır. (TMK md. 219/f. II, b.1,4) Bu nedenle, bu yasa döneminde kimin çalışıp kazandığının ve dava konusu malların edinme bedellerini çalışma karşılığı kazançları ve veya kişisel malların geliriyle kimin ödediğinin bir önemi yoktur. Evlilik birliği ve edinilmiş mallara katılma rejimi devam ederken çalışma karşılığı kazançlar ve kişisel malların geliri ile edinilen taşınır ve taşınmaz mallar edinilmiş maldır....
Davaya konu 9 numaralı bağımsız bölümün, davalı adına 10.11.2009 tarihinde kat mülkiyeti tesisi yoluyla tapuda tescil edildiği, davalının bu taşınmazı 27.01.1999 tarihinde satış yolu ile edindiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde, 9 numaralı bağımsız bölümün edinilmesine, davacının düğünde takılan ziynet ve paralarla katkıda bulunduğunu beyan ettiği,dosya kapsamına göre, davacının ayrıca ziynet alacağı talebinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, davacının dava dilekçesinde açıkça ziynet alacağı talebinde bulunmadığı gözetilmeksizin davacının talebi aşılarak davacı kadın lehine ziynet alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 2-Davalı vekilinin 8 numaralı bağımsız bölüm ve dava konusu 06 FH 224 plakalı araca yönelik temyiz itirazlarına gelince; İddianın ileri sürülüş şekline göre 8 numaralı bağımsız bölüme ve araca yönelik dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir....
Dava katılma alacağı, birleşen dava ise katılma alacağı, evlilik öncesi edinilen ve şu an davacı birleşen dava davalısı tarafından kullanılan eşya bedeli ve boşanma dava sonrası davacı birleşen dava davalısının kullandığı mallar için yapılan giderlere ilişkindir. Taraflar 17/05/2008 tarihinde evlenmiş, 14/09/2012 (karşı dava 09/10/2012) tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 05/02/2015 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra yapılan evliliklerde eşler arasında başka bir mal rejimi kararlaştırılmadıkça, yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, mal rejiminin devamı süresince bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’ nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m. 170). TKM’ de. mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, velayet, çocuklar için takdir edilen nafakalar ile yoksulluk nafakası ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminat istekleri ile ziynet alacağı ve eşya alacağı talebi konusunda hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verildiğine göre, bu davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı-davalı erkek yararına...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK 355. maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, ziynet alacağı, artık değere katılma alacağı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1)....
Davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve geri verilmek suretiyle davalı kocasına verdiğini ispat etmek zorundadır....