WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, çeyiz ve ziynet eşyalarının bedelinin tahsiline ilişkindir....

    Somut olaya gelince, tarafların evlendikten sonra müstakil evi olmalarına rağmen davalının annesi ve babasıyla yaşadıkları, ziynet eşyalarının davalının annesinin zilyetliğinde bulunduğu ve davacı kadına verilmediği , davacının el çantası dışında herhangi bir şey almadan evinden ayrıldığı görgüye dayalı tanık beyanlarıyla kanıtlandığı anlaşılmakla davacı kadın tarafından ziynet eşyalarının yanında götürülmediği dosya kapsamı ile sabit görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacı kadının iddiasını ispat ettiği gözetilerek dosya kapsamındaki bilirkişi raporları dikkate alınarak talep edilen ve varlığı ispatlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde delilerin takdirinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin itirazları haklı bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....

    Tüm bu genel açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık konusu olan her biri 25 gram olmak üzere beş adet bilezik, ayrıca üç adet üç telli burmalı bilezik, 58 adet çeyrek ve 12 adet yarım altından oluşan ziynet eşyalarının bozdurularak ev alındığı iddiasıyla aynen olmadığı takdirde bedelinin ödenmesinin talep edildiği, erkek eş tarafından bu iddiaya yönelik bir savunmanın yapılmadığı, kadın eşin tanık beyanları ile düğünde takılan ziynet eşyalarının tamamının bozdurularak ev alındığının açıklandığı ancak cins-miktar ve çeşidinin belirtilmediği, erkek eş tanıklarının ise talep edilen ziynet eşyalarına yönelik hiçbir beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır....

      Mahkemece hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet ve ev eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir. 2-) Davacı vekili dava dilekçesinde ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır, diğer ev eşyalarının da varlığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi doğru değildir....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 09/05/2011 tarihinde evlendiklerini, davalının, evliliğin ilk yıllarından itibaren sürekli davacı ile tartışmak için bir sebep bulduğunu, ev içinde ve ev dışında başkalarının yanında davacıyı küçük düşürdüğünü, davalının yolda birşey olur kaygısıyla 22 ayar kırmızı altın takı setinin davacıya vermediğini, davacıya ait çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının bir kısmının davalının yaşadığı müşterek konutta kaldığını, bu ziynet ve çeyiz eşyalarının davacıya ait olduğunu belirterek, listesi yapılan 7.230 TL değerindeki çeyiz eşyaları ile 22 ayar ( 1 kolye, l bileklik , l çift küpeden oluşan) kırmızı altın takı setinden ibaret 3.770 TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen ya da olmadığı takdirde toplam değerleri olan 11.000,00 TL bedelin, (değer bilirkişi marifetiyle tespit edildiğinde arttırılmak kaydıyla), dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İstinaf Sebepleri Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının boşanma davasının kabulünün ve erkeğin boşanma davası ile manevî tazminat talebinin reddinin gerektiğini, nafakaların miktarının az olduğunu, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kadının boşanma, ziynet ve ev eşyası davasının reddi, erkeğin boşanma ve ev eşyası davasının kabulü, kusur belirlemesi, redddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....

            Somut olayda; mahkemece, davaya konu edilen ziynet eşyalarının davalının babasından miras kalan evin üzerine yaptırılan evin yapımında harcandığı ve davacıya iade edilmediği hususunun davacı tarafından gösterilen ve ileri sürülen tüm delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında bilgisine başvurulan davacı tanığı olan davacının babası ...'ın beyanı dikkatlice incelendiğinde; davaya konu ziynet eşyalarının davalının babasından miras kalan evin üzerine yapılan evin yapımına harcandığını,nitekim bizzat bunu kızının kendisine ifade ettiğini,yine davacı kızının boşanmadan önce müşterek evden ayrılıp kendisinin yanına geldiğinde üzerinde sadece 1 adet takı setinin bulunduğunu,başka ziynet eşyası bulunmadığını,nitekim diğer altınların daha öncesinde bozdurulduğunu,kızının 1 adet takı setini bozdurup bunun parasını kendisine ev alımı için verdiğini beyan ettiği; davacı tanıklarından davacının dayısı olan ...'...

              Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile diğer tüm bilgi ve belgelere göre, davacı ve davalının evlendikten sonra Danimarka'da yaşadıkları, mehir senedinde yazılı tüm ev ziynet eşyalarının davalının ailesinin evine getirildiği, davacının yurt dışına çıkarken ziynet eşyalarını yanına almayıp muhafaza edilmek üzere kayınvalidesine bıraktığı, bir süre sonra tarafların kendilerine Türkiye'de bir ev yaptırdıkları ve çeyiz eşyaları ile tüm ziynet eşyalarının bu eve getirdikleri, davalı kadının ziynet eşyalarını yine yurt dışına götürmediği ve Türkiye'ye geldikleri izin dönemlerinde bu altınlarını taktığı, giderken yine evde bıraktığı, tarafların Danimarka'da 2007 yılında boşandıkları ve bu tarihten beri ayrı yaşadıkları, Türkiye'deki boşanmanın ise, 2010 yılında gerçekleştiği, davacı ve davalı ayrıldıktan sonra taraflara ait müşterek konutta davalı ve annesinin kaldığı anlaşılmaktadır....

                Davalı; davacının iddialarının doğru olmadığını, ziynet eşyalarının kendisinde bulunmadığını, ziynet eşyalarından 3 adet burma bilezik, 21 gr bilezik, 28 adet çeyrek altın ve 2 adet künyenin davacının bilgisi ve rızası doğrultusunda ev ihtiyaçları ve davacının eğitim masrafları için bozdurulduğunu, çeyrek altınların bir kısmı ile de dava konusu ... ... televizyonun alındığını, bu konuda ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

                  Davalının istinaf başvurusuna ilişkin olarak; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara ve dinlenen davacı tanık beyanlarına göre; davalı erkeğin yargılama sırasında kısıtlandığı ve annesinin velayeti altına alındığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesi tarafından yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu, davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı, yine davacı kadın tarafından ileri sürülen, davalı tarafından ev yaptırılmak üzere ziynet eşyalarının kendisinden alındığı vakıasının ispat edildiği, ispat yükünün davalı tarafa geçtiği, ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından geri verilmemek üzere kendisine verildiğinin ispat edilmesi gerekeceği, davalının bu yönde iddia ve ispatının olmadığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, her ne kadar davacı kadının aynen iade ve faiz talebi bulunmamasına rağmen aynen iade ve faize hükmedilmesi hatalı ise de bu konuda açıkça bir istinaf bulunmadığından hataya değinilmekle yetinilmesinin gerektiği...

                  UYAP Entegrasyonu