İspat yükü kendisine düşen ve davasını dayandığı delillerle kanıtlayamayan kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen kararın isabetli olmadığı anlaşılmış olup, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç itibariyle; davalı - karşı davacı erkeğin kusur belirlemesine, davacı - karşı davalı kadının ziynet eşyasının iadesi davasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine, davalı - karşı davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemenin 2016/856 Esas sayılı dava dosyasının 06/04/2017 tarihli oturumunda 7. nolu ara karar ile kadının ziynet eşyası alacağı davasının boşanma davasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmesi sonucu ziynet eşyası alacağı davasının mahkemenin 2017/277 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır....
Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabulü vardır. Söz konusu ziynet eşyasının (altın vs.) evlenme sebebiyle gerek ailelerce ve gerek yakınlarca kadına geleceğinin güvencesi olarak takıldığı kabul edildiğinden emaneten (geçici olarak) takıldığı konusunda kadının bir kabulü olmadığı sürece genel kural kabul edilecektir. Artık, ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür"....
GEREKÇE : Davanın konus, ziynet alacağı davasıdır. Dairemizin 2019/192 E.- 2019/249 K....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, asıl davada kadının ziynet alacağı isteminin reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadının ziynet/takı parası iadesi bu olmadığı takdirde bedellerinin tahsili ve çeyiz eşyalarına yönelik istinaf başvurularının bu hususlara yönelik yasal sonuçları dahil olmak üzere tefrikine, davalı karşı davacı erkeğin, kadının davasındaki boşanma hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun istinaftan feragat nedeniyle reddine, diğer kısımlara yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Takı Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davalı-davacı ...'den kabul edilen ziynet ve takı alacağı yönünden 365 TL nispi temyiz peşin harcının alınmadığı görülmektedir....
Dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre davacı evden ayrılış biçimi itibariyle dava konusu ettiği ziynet eşyalarını beraberinde götürebilecek koşullara sahip ise de, davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı da isticvabında, dava konusu edilen bir kısım ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde evin geçimi, giderler ve yeni doğmuş çocuklarının masrafları için taraflarca birlikte bozdurulup harcandığını belirtmiştir. Dinlenen davacı tanıkları da davacının ailesinin evine üzerinde hiçbir ziynet eşyası olmadan döndüğünü beyan etmişlerdir. Dava konusu ziynetlerin evlilik birliği içinde bozdurulduğu mahkemenin de kabulündedir. Hükmün gerekçesi davalı tarafından da temyiz edilmemiştir. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mah.Sıfatı ile) Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve kişisel eşyaların iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının ziynet eşlaranının davacıda kaldığına ve kişisel eşyalarının değerine yönelik temyiz itirazına gelince; Davacı dava dilekçesinde ziynet ve kişisel eşyalarının davalıda kaldığını ve aynen iadesi veya bedelinin tahsilini istemiştir....
-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, ziynet eşyalarının müvekkilde bulunmadığını, bu nedenle iadesi de mümkün olmadığını, ziynet eşyaları ve altınlar davacı ve ailesince muhafaza edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın müvekkilin babasına ait olmakla kredi ile satın alındığını, davacının mesnetsiz iddiasının aksine davacıya ait herhangi bir altın ya da ziynet eşyası kullanılmadığını ve kredi kullanılması sebebiyle buna gerek de olmadığını beyan etmekle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece;"Açılan dava; ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir....
Aynı kanunun 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre ise, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır. Dosyanın incelenmesinde; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedelini talep etmiş olmasına karşın, aşamalardaki (22.01.2013 tarihli celsede) beyanında ise dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini değil bedelini talep etmiş, eş söyleyiş ile talebini bedel iadesi olarak açıklamıştır. Buna karşın mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesi yönünde de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....