Davacı kadın, ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ispatla yükümlüdür. Davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanları davacı kadından duyuma dayalı olup, tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını ve harcandığını ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Temyiz Sebepleri 1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, reddedilen katılma alacağı davası ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. 2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, katılma alacağı davasında vekalet ücreti ile ziynet alacağı davasının kabulü yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafın katılma alacağı bulunup bulunmadığı, katılma alacağı davasında vekalet ücretinin miktarı ile ziynet alacağı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi ve ziynet alacağı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, katılma yoluyla kusur tespiti, çeyiz ve ziynet eşyaları alacağı, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı karşı davacı erkeğin katılma yolu ile çeyiz eşyasına yönelik olarak temyiz itirazının incelenmesinde; Davalı karşı davacı erkek hükmü Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433. maddesi uyarınca katılma yoluyla çeyiz eşyası alacağı yönünden temyiz etmiştir. Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır....
Taraflar arasındaki ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince katılma alacağı davası yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; Taraf vekillerinin katılma alacağı davası yönünden temyiz dilekçelerinin incelemesinde; Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....
Taraflar arasındaki ziynet ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, katılma alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Dava; mal rejiminin tasfiyesi ve ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. "...katılma alacağına tasfiye tarihi olan karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren alacağa faiz işletilmesi yerinde değildir..." (Yargıtay 2....
alacağı yönündeki talebini ispatlayamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine, kadının katılma alacağı talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise kadının, cevaba cevap dilekçesi ile katılma alacağı talebinde bulunduğu, cevaba cevap dilekçesi ile yeni talep ekleyemeyeceği, kadının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı talebi hakkında usule uygun açılan dava olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı talebinin reddine karar verildiği dikkate alınarak erkek yararına 100,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyaların Aynen Olmadığı Takdirde Bedelinin İadesi ve Katılma Alacağı K A R A R Tarafların boşanmalarına ilişkin ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2011/1234 Esas- 2012/885 Karar sayılı dava dosyasının aslının veya okunaklı onaylı örneğinin tüm belgeleri ile noksansız ve sıralı olarak eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için, dosyanın Yerel Mahkeme'ye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
Davacı dava konusu edilen para ve ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı yan ise bunların davacı tarafından beraberinde götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır. Olayda, davacı ve davalı 16.06.2000 tarihinde evlenmişlerdir....
Dava; davacı tarafından açılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi davasına ilişkindir. Ziynet eşyası alacağı bakımından, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....