Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/1674 ESAS, 2022/315 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; düğünde müvekkiline takılan 10 adet 25 gram burma bilezik, 9 adet tam altın ve 2 adet çeyrek altının davalı tarafça alınıp iade edilmediğini belirterek aynen iade mümkün olmazsa bedelinin tahsilini talep ve dava etmiş bilahare mahkemece dava değerini bildirmesi için verilen sürede 09/10/2020 tarihli dilekçe ile; ziynet eşyasının aynen iadesi olmazsa 130.250,00 TL ziynet bedelinin yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, düğünde takilan ziynetlerin mevcutsa aynen, değilse bedelinin, çeyiz eşyalarının da bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet alacağı yönünden davanın reddine, çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen, mevcut değilse bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 24.07.2008 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasında çeyiz eşya senedi yapıldığını, müvekkilin evden dövülerek ve kovularak çikartıldığını, babası avluda müvekkili ağlarken bulup eve götürdüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları sakli kalmak üzere çeyiz senedinde yazılı eşyaların bedeli olan 15.000 TL nin tahsilini istemiştir....
Mahkemece, davacının bozmadan sonraki ıslahına göre, davanın kabulü ile 44.000 TL katkı payı ve 18.751.50 TL katılma alacağına hükmedilmişse de; varılan sonuç da dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava 1086 sayılı HUMK'un yürürlükte olduğu 12.09.2006 tarihinde açılmış olup söz konusu usul kanununda belirsiz alacak davası türü tanımlanmamıştır. Başka bir anlatımla, davanın açıldığı tarihte Türk Hukuk Sisteminde belirsiz alacak davası şeklinde bir dava türü bulunmamaktaydı. Davacı, dava değerini 7.000 TL olarak göstermiştir. Dairemizin bozma ilamından sonra 15.02.2018 tarihinde ıslah dilekçesi vererek talebini 44.000 TL katkı payı alacağı 18.571.50 TL katılma alacağı olarak yükseltmiş, Mahkemece de arttırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir....
Açıklanan nedenle davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz talebi karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından, davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı-karşı davalı kadının münhasıran ziynet alacağı davasına yönelik katılma yolu ile temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....
Dolayısı ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalının ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının ziynet alacağına hüküm kısmının 8,12,13 ve 14 no’lu bentlerinin kaldırılarak, davacının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1- Davalının ziynet alacağı dışındaki istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının ziynet alacağına yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, Kahramanmaraş 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı ve Ziynet Alacağı ... ile ... aralarındaki katılma alacağı ve ziynet alacağı davasının kabulüne dair... Aile Mahkemesi'nden verilen 19.02.2014 gün ve 349/101 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000,00 TL katılma alacağı ile ziynet eşyası nedeniyle 1.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 26.11.2013 tarihli dilekeçesi ile talep miktarını artırarak, toplam 27.945,40 TL talep etmiştir. Davalı, taşınmazın kişsel mal olduğu, davacının ziynet eşyalarını evden giderken götürdüğünü iddia ederek açılan davanın reddini savunmuştur....
, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi, eşya ve ziynet alacağı talebi konusunda anlaşarak anlaşmalı şekilde boşandıkları, artık kadının anlaşmalı boşanmada talebi olmadığını açıkca ifade ettiği ziynetler konusunda ziynet alacağı talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiği görülmekle, davalı vekilin gerekçenin düzeltilmesine yönelik haklı istinaf talebinin kabulü ile gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde, ziynetlerin cebren elinden alındığını belirterek ziynet eşyalarının mevcutsa aynen, değilse bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davanın reddini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile çeyiz eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 2.240 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, ziynet alacağına ilişkin davanın ise reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından ziynet alacağına ilişkin talebin reddi yönünden temyize getirilmiştir. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....