WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı talebi kabul edilmiş, çeyiz eşyası alacağı ve davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davası ise reddedilmiştir. Söz konusu hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafaka, tazminatlar ve ziynet alacağı yönlerinden temyiz edilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından ise temyiz edilmemiştir. Dairemiz 13.07.2018 tarih ve 2018/3675 Esas ve 2018/8696 Karar sayılı kararı ile tazminat miktarlarının çok olduğu, ziynet alacağı talebinin kısmen kabulü gerektiği, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına faiz talebi bulunmadığı halde faize hükmedilmiş olması ve vekalet ücreti yönlerinden bozulmuş, temyize konu diğer yönlere ilişkin olarak ise hüküm onanmıştır. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz....

    Aile Mahkemesi'nin 2020/395 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasında davacıya ziynet ve mal rejiminin tasfiyesi bakımından dava açmakta muhtariyetine denildiğini, henüz verilmiş bir hüküm bulunmadığını, bu sebeple bu taleplerinin boşanma dosyasında derdest olduğunu, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, ziynet eşyalarının miktar ve adetini kabul etmediklerini, davacının ziynet eşyalarını da alarak evi terk ettiğini belirterek davanın derdestlik dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, aksi kanaat halinde Ankara 18. Aile Mahkemesi'nin 2020/395 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Davacı kadın davasını ziynet ve çeyiz eşyası alacağı olarak açmış, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde 5.000,00 TL alacak talep etmiş, ziynet yönünden verdiği ıslah dilekçesinde toplam 5.000,00 TL'lik talebin 2.500,00 TL'sinin ziynet yönünden, 2.500,00 TL'sinin çeyiz eşyası alacağı yönünden olduğunu açıklamıştır. Çeyiz eşyası alacağı yönünden talep 2.500,00 TL'dir. Davacı tarafından açılan alacak davasında ziynet ve çeyiz eşyası alacağının kabul edilen toplam bedeli üzerinden davacı lehine bir vekalet ücreti, reddedilen bedel üzerinden davalı lehine bir vekalet ücretine hükmedilesi gerekirken ilk derece mahkemesince davacı kadın lehine ziynetin kabul edilen miktarı üzerinden 7.806,15 TL, çeyiz eşyası alacağı yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Yine yargılama giderlerinin ziynet ve çeyiz yönünden ayrı ayrı belirlenmesi doğru olmamıştır....

    Hüküm, ziynet eşyası yönünden de istinaf edilmiş olup, boşanma davasında yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemek ve yargılamanın daha sağlıklı yürümesi için ziynet alacağı yönünden tefrik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....

    Davalı-karşı davacı kadın ise boşanma ve ziynet alacağı davası açmıştır. Mahkemece erkeğin açtığı evliliğin iptali davası reddedilip kadının açtığı boşanma davası kabul edilerek boşanma kararı verilmiştir. Boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında kaldığından boşanma kararı kesinleşmiş ve evlilik boşanma ile sona ermiştir. Bu haliyle evliliğin iptali davası konusuz hale gelmiştir. Gerçekleşen duruma göre, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek üzere evliliğin iptali davasının reddine yönelik hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

      Dava, 4721 sayılı TMK.nun 202, 218, 227, 231, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi ile değer artış payından kaynaklanan katılma ve değer artış payı alacağı, (bağımsız bölüm ve diş hekimliği için yapılan donanımdan kaynaklanan alacak) ziynet eşyaları bakımından bağışlama amacının ortadan kalkmış olması nedeniyle BK. nun 244 ve devamı maddeleri gereğince dava dilekçesinde açıklanan takı ve ziynet eşyalarının iadesi, davalı tarafından diş hekimliği ofisi olarak kullanılan iş yeri nedeniyle istenen kira bedeline ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; 224 ada 25 parselde bulunan 24 nolu bağımsız bölüm için ½ oranında tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tescil, olmadığı taktirde aynı oranda bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde ve nişanda takılan ziynet ve paraların davalı tarafından alınıp, iade edilmediğini, ayrıca davalının mehir olarak da her biri 22'şer gram 5 adet bilezik almayı vaat edip, bu vaadini de yerine getirmediğini belirterek ziynet eşyalarının ve paranın aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 550,00 TL'nin (500,00 TL altın, 50,00 TL para) faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, bu yüzden usulden reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği kadar takı takılmadığını, takı töreninden hemen sonra davacının ablası Keziban'ın tüm takı ve paraları aldığını, davacıya mehir olarak bilezik sözü verilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

        Kişisel (çeyiz) eşyaları yönünden; aynen iade talebi bulunmayıp bedelin istendiği dikkate alındığında bedeli tespit edilen eşyalar için alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bedeli tespit edilemeyen ya da bulunmayan kişisel eşyalar yönünden aynen iadesi hakkında HMK'nun 26.maddesindeki taleple bağlılık ilkesi uyarınca karar verilemeyeceği anlaşılmıştır. Davanın düğünde takılan ziynet ve takı paraları ile kadına ait kişisel/çeyiz eşyalarının bedeline ilişkin olarak açıldığı, evlilik birliği içerisinde edinilen menkul mallardan mal rejiminin tavsiyesi kapsamında usulünce açılmış bir alacak davası bulunmadığı dikkate alındığında, yargılama sırasındaki bu talebin HMK'nun 141.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu, bu nedenle mahkemece bu talebin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

        tarafından davalı ... aleyhine açılan ve tefrik ile ... numarasını alan mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine ilişkindir. Başka bir anlatımla, taraf beyanlarına, dosya içindeki belgelere göre görülmekte olan dava eşlerin evlilik birliği içinde edindiği bildirilen ... parseldeki 2 nolu aile konutuna ilişkin mal rejiminin tasfiyesine dair olup iş bu davada ziynet eşyaları dava konusu değildir. Ne var ki; mahkemece, hükmün ilk bölümünde asıl dava yönünden davanın kabulü ile, 47.500-TL ziynet eşyası bedelinin taleple bağlı kalınarak 36.200-TL'sinin ...'dan tahsiline, hükmün ikinci bölümünde ise karşı davanın kabulü ile ... parsel nolu taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Az yukarıda da açıklandığı gibi tefrik ile oluşan ... sayılı dava dosyasında ziynet eşyalarına ve tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkin bir talep bulunmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

          (HMK mad. 297/2) Somut davada, mahkemece, davanın kabulüne karar verildiği, yasal karinenin aksinin hangi deliller ile ne şekilde ispatlandığına ilişkin sübutun gerekçede açıklanmadığı görülmüştür. 2- Ziynet eşyası alacak davasının boşanma davası ile birlikte açıldığı, sonradan tefrik edildiği, bir kısım yargılama sürecinin boşanma dava dosyası içerisinde yapıldığı dikkate alındığında, tarafların boşanmasına ilişkin mahkemenin 2018/370 esas, 2020/185 karar sayılı dava dosyasının delil olarak dosya içerisine alınması, bu dosya içerisinde alacak davasına ilişkin olan tüm delillerin eldeki dava dosyası ile birlikte değerlendirilmesi, istinaf incelemesinde de değerlendirmeye esas olmak üzere, dava dosyası içerisinde gönderilmesi gerektiği anlaşılmıştır. 3- Kabule göre de; mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine hükmedildiği, ancak hüküm fıkrasında (hatta gerekçede) aynen iadesine olmadığı takdirde bedeline hükmedilen ziynet altınlarının somut...

            UYAP Entegrasyonu