"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalıdan boşandığını; 09/11/2006 tarihli mehir senedinde yazan 150 gram 22 ayar altının kandırılmak suretiyle elinden alındığını ve iade edilmediğini, mehir senedindeki ev eşyası ve sair eşyalarının da davalıya ait konutta kaldığını belirterek; mehir senedinde yazan eşyaların aidiyetinin tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eşyaların aynen, mümkün olmadığı takdirde tespit edilecek değerinden şimdilik 8.000 TL'sinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; düğün takılarının tamamının, müvekkil ve davacı eş tarafından müştereken Trabzon'da bir kuyumcuda bozdurularak ortak banka hesabına aktarıldığını, bu paranın tamamen müştereken çocukların doğumunda ve devamındaki masraflarda ve evlilik birliği içerisindeki harcamalarda kullanıldığını, ziynet eşyasının müvekkili tarafından alındığı ve iade edilmeden kişisel olarak harcandığı iddiasının kabul edilmeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Davacı kadın ziynet eşyası alacağı talep etmiş ; TMK.nın 6.maddesine göre ziynet alacağını ispat külfeti kadındadır. Kadın dava konusu ziynet eşyalarının neler olduğunun ve nasıl elinden alındığının da ispat yükü altındadır. Somut olayda davacı kadın ziynet eşyalarının ne kadar olduğu dosyaya sunulan düğün fotoğrafından ve alınan beyanlardan anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl ve karşı dava yönünden davanın kabulüne, velayeti anneye verilen çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk için 300- 1000 TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın eş lehine 300- 750 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, kadın eş lehine 33.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminat hükmedilmesine, erkek eşin maddi ve manevi tazminat isteminin reddine, ziynet eşyası alacağı yönünden davanın kabulüne; erkek eşin 7 adet 22 ayar toplam 140 gr bileziği (30.100 TL), 8 adet çeyrek altını (3.000 TL) kadın eşe aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ziynet eşya bedeli alacağının 33.100 TL olarak kabulüne, kadın eşin 4 adet Cumhuriyet Altını isteminin reddine, kadın eşin, 12 adet çeyrek altın, 1 adet gram altın ve 4.750 TL nakit para istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ev eşyası yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresinde sunduğu 07.05.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; tarafların birlikte gezme amaçlı dışarı çıktıklarını, sonrasında evlerine giremediklerini, ayrıldıktan sonra da ortak ikametin erkek ve ailesinin kontrolünde kaldığını, altınların düğünden hemen sonra elinden alındığını, eşyaların iadesi davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
Bu itibarla; yukarıda açıklandığı üzere boşanma ve ferilerine ilişkin kurulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, her iki tarafın da bu hususlara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, kocanın ziynet eşyasına yönelik karar ilişkin istinaf isteminin reddine, kadının ziynet eşyasına ve ev ve çeyiz eşyasına ilişkin hükümler yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkemenin bu hususa yönelik gerekçe ve hükmünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ev eşyası yönünden ilk derce mahkemesinin yeniden yargılama ile sonucuna göre değerlendirme yapmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
eşyalarının iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından; her iki alacak davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık, hüküm ve temyiz asıl dava yönünden ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığında bedellerinin tahsili, karşı dava yönünden kişisel eşyaların aynen iadesi, olmadığında bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.07.2013(Pzt.)...
Eldeki davada, davaya konu 01.07.2010 tarihli senette “15 kalem ziynet ve ev eşyası ile ayrıca nakit olarak 10.000 Euro paranın (toplam 30.000 Euro) ... ile ...nin evlenmeleri nedeniyle piyasadan temin edilerek gelin ve damada hediye edilen eşya ve takılar olduğu, davalılar Süleyman ve Ali’nin, bu eşyaların tümünü gelin ve damada bağışladıkları, ileride bir durum zuhur ederse gelinin payına düşeni herhangi bir yıpranma ve eskime payı düşülmeksizin gelinin istemine göre isterse değerini, isterse ayın olarak teslim alanlar olarak geline teslim etmeyi ve ödemeyi müşterek ve müteselsil kefil ve borçlu sıfatıyla taahhüt ettiklerinin” belirtildiği, senedin davalılar tarafından imzalandığı, davalıların senedi rıza ile ve müştereken ve müteselsilen borçlu sıfatıyla imzaladıklarını inkar etmedikleri, davacının çeyiz senedinde belirtilen ziynet ve eşyaların yarı değerini talep ettiği görülmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ziynet eşyası alacağı olmadığını, müvekkilinin ziynet eşyalarını 2011 yılı Haziran ayında davacıya verdiğini, taraflar Ankara'da iken davacının Burdur'a ailesinin yanına gitmek istediğini ve ziynet eşyalarının da tamamını almadan gitmeyeceğini davalıya söylemesi üzerine davalının Ankara Batıkent Ziraat Bankası Kasası'nda bulunan ziynet eşyalarının tamamını davacıya verdiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....