Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

    Mahkemece, davacının ev ve ziynet eşyalarına yönelik talebi tefrik edilip, tefrik edilen davada; HMK'nun 114/1-g ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ziynet eşyalarının aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili ile ev eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, bu talep kişisel malların iadesi kapsamındadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir....

      ün yeminli beyanında ‘kendisinin düğün sonrası davacıya düğün borcu ve ev eşya borcu olduğunu söylediğini, düğün borcu ile kasdetdiğinin ev eşyası borcu olduğunu, bunun üzerine davacının çeyreklerini vererek harcayabileceğini söyledi, artan para ile de davacıya yüzük aldığını, bu çeyrekleri davacının isteği ve onayı ile aldığını, aralarında iadeye yönelik bir mevzu geçmediğini’ beyan ettiği dikkate alındığında, ayrıca davalıların yemin beyanları ve dosyadaki diğer deliller incelendiğinde, davacının ziynet eşyasının iadesine yönelik iddialarını ispatlayamadığı, buna mukabil geri iade edilme koşulu olmaksızın davacı kadının isteği ve onayı ile, düğün sonrası ev eşyası borcu için bazı ziynet eşyalarının davalı kocaya verildiği hususunun ispatlandığı kanaatine varılmış, bu nedenle ziynet eşyalarının bedelinin iadesi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili çeyiz senedinde yazılı olan eşyalarında bedelin iadesini talep etmiştir....

        Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3). Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK mad. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK mad. 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3- 1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı)....

        Davacı vekili, dava dilekçesinde ve yargılama sırasında; Davalının müvekkilini bir çok kez evden kovduğunu, davacının ablasının ve eniştesinin araya girmesi ile bir araya geldiklerini, davacının nişanda ve düğünde takılan takılarını davalının öfkeli bir davranışının ertesi günü evde bulamadığını, davalıya sorduğunda kendi adına kiraladığı bir banka kasasına koyduğunu söylediğini belirterek davacıya ait olan 3 adet altın bilezik 300 TL den 900 TL,43 tane tam altın 9.963,10 TL, 53 tane yarım altın 6.140 TL, 71 adet çeyrek altın 4.112,67 TL, olmak üzere toplam 21.115,82 TL değerindeki ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davacıya ait ziynet eşyası bulunmadığını, ziynet eşyalarının davacıya iade edildiğini, ziynet eşyalarının bir kısmının davacı tarafından tatil harcaması kişisel harcamalar için kullanıldığını kalan kısmıyla ilgili davalının bilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

          GEREKÇE : Dava; kişisel malların iadesi (TMK m.226) talebine ilişkindir....

          Dava; ziynet eşyalarının bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır Somut olayda; Mahkemece, düğünde davetlilerin taraflara hediye ettiği altınların para vasfında olduğu, altınların ziynet eşyası vasfında olmadığından sadece kadına bilezik, set-bileklik olarak takılan ziynetlerin iadesi gerektiği kanaatine varılarak çeyrek, yarım ve Cumhuriyet altınları yönünden talebin reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece; düğünde takılan tüm takılarla birlikte çeyrek, yarım ve Cumhuriyet altınlarının da kadına bağışlanmış olması nedeniyle bilirkişi raporu ile tespit edilen altınlar yönünden de davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            toplam ederi, 9,377,40- TL, 1 adet 22 ayar alyans, 5 gr, toplam ederi, 781,45- TL, olmak üzere bu ziynet eşyalarının mevcut ise aynen, mevcut değil ise toplam değerleri olan 22.974,63- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ziynet eşyalarının evliliklerinin üçüncü ayında kaynanası tarafından alındığını, eşine ziynet eşyalarını annesinden almasını söylemesine rağmen eşinin bu isteğini yerine getirmediğini bu sebeple tartıştıklarını ve sürekli kavga etmeye başladıklarını, davacı ile boşandıklarını, davacının hastalığı sebebi ile ziynet eşyalarının bozdurulduğunu, ancak ne kadarının bozdurulduğunun bilmediğini, davacı tarafın ziynet eşyalarının bozdurularak ev yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, iddia konusu evin 30- 35 yıl önce yapıldığını, kendisi hükümlüyken hiçbir duruşmaya çağrılmadığını, tebligatların...

            Mahkemece hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet ve ev eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm verilmesi doğru değildir. 2-)Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu edilen ev ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu ise davanın kabulü ile bilirkişi raporunda geçen altın ve ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen verilmesine, aynen ifası mümkün olmadığı takdirde bu bilirkişi raporlarında geçen çeyiz eşyası ve ziynet eşyalarının toplam değeri olan 17.949,50 TL'nin tahsiline karar verilmiştir....

              ve diğer menkul malların davalılar tarafından müvekkiline iadesini, olmadığı takdirde bedelinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tazmini için mahkemeye başvurmanın hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkiline ait olan ve çeyiz senedinde yazılı olan Yahyalı Halısı Büyük Tip (2 adet), Taba Halısı (2 adet), Yolluk Halısı (3 adet), Halı yastık minder, 15 adet bilezik, 13 adet gremise, 2 kat yatak yorgan 11 yastık, battaniye ve kırlet, muhtelif mutfak eşyası, sandık eşyası, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrikli süpürge, koltuk takımının müvekkiline iadesini ve teslimini, olmadığı takdirde 5.000,00 TL bedelinin (bedele yönelik bilirkişi incelemesi sonucu çıkacak fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalması kaydı ile) müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu