Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3). Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK mad. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK mad. 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3- 1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı)....
GEREKÇE : Dava; kişisel malların iadesi (TMK m.226) talebine ilişkindir....
toplam ederi, 9,377,40- TL, 1 adet 22 ayar alyans, 5 gr, toplam ederi, 781,45- TL, olmak üzere bu ziynet eşyalarının mevcut ise aynen, mevcut değil ise toplam değerleri olan 22.974,63- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ziynet eşyalarının evliliklerinin üçüncü ayında kaynanası tarafından alındığını, eşine ziynet eşyalarını annesinden almasını söylemesine rağmen eşinin bu isteğini yerine getirmediğini bu sebeple tartıştıklarını ve sürekli kavga etmeye başladıklarını, davacı ile boşandıklarını, davacının hastalığı sebebi ile ziynet eşyalarının bozdurulduğunu, ancak ne kadarının bozdurulduğunun bilmediğini, davacı tarafın ziynet eşyalarının bozdurularak ev yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, iddia konusu evin 30- 35 yıl önce yapıldığını, kendisi hükümlüyken hiçbir duruşmaya çağrılmadığını, tebligatların...
Mahkemece, davacının ev ve ziynet eşyalarına yönelik talebi tefrik edilip, tefrik edilen davada; HMK'nun 114/1-g ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ziynet eşyalarının aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili ile ev eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, bu talep kişisel malların iadesi kapsamındadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir....
Kadının dava dilekçesinde ziynet ve laptopunun verilmesi talebinde bulunduğu, kadın tarafından ziynet eşyalarının değerleriyle birlikte belirtildiği, ziynet eşyasına ilişkin harçların ikmal edildiği, mahkemece davacının dinlenilen hiç bir tanığına ziynet ve laptop eşyalarına yönelik soru sorulmadığı, bu haliyle ziynet ve laptop eşyalarına yönelik talep yönünden davanın esasına etkili hiç bir delil toplanmadığı anlaşıldığından ve davacının boşanma davasının reddine karar verilmesi nedeni ile ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamakla bu husustaki kadının istinaf talebinin kabulüne, HMK'nun 353/1- a-6 maddesi uyarına ilk derece mahkemesi kararının 3 ve 4 nolu bentlerinin kaldırılmasına, dosyadaki eksiklikler giderilerek ziynet ve laptop eşyası hakkında yeniden karar verilmesi amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece; davalının müşterek çocuğun doğumundan sonra takılan ziynet eşyalarını iade yükümlülüğü altında olmadığı, diğer ziynet eşyalarının ise davalı tarafından bozdurulmak suretiyle harcandığı, davalının bu ziynet eşyalarını iade ile yükümlü bulunduğu, ayrıca davalının iadeyi kabul ettiği eşyalar ile fatura ve veya garanti belgeleri davacı adına olan ev eşyalarının da davacıya iadesi gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulüne, Toplam değerleri 8.822,50 TL olan ev eşyaları ile 17.108,16 TL olan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mükün olmaması halinde ev eşyalarının 8.000,00 TL lık kısmının dava tarihinden, 822,50 TL lık kısmının ise ıslah tarihi olan 02.08.2013 tarihinden, ziynet eşyalarının 2000 TL lık kısmının dava tarihinden, 9.569,25 TL lık kısmının ıslah tarihi olan 02.08.2013 tarihinden ve 5.539,51 TL lık kısmının ise eksik harç ikmali tarihi olan 20.03.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf...
Mahkemece hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet ve ev eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm verilmesi doğru değildir. 2-)Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu edilen ev ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu ise davanın kabulü ile bilirkişi raporunda geçen altın ve ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen verilmesine, aynen ifası mümkün olmadığı takdirde bu bilirkişi raporlarında geçen çeyiz eşyası ve ziynet eşyalarının toplam değeri olan 17.949,50 TL'nin tahsiline karar verilmiştir....
ve diğer menkul malların davalılar tarafından müvekkiline iadesini, olmadığı takdirde bedelinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tazmini için mahkemeye başvurmanın hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkiline ait olan ve çeyiz senedinde yazılı olan Yahyalı Halısı Büyük Tip (2 adet), Taba Halısı (2 adet), Yolluk Halısı (3 adet), Halı yastık minder, 15 adet bilezik, 13 adet gremise, 2 kat yatak yorgan 11 yastık, battaniye ve kırlet, muhtelif mutfak eşyası, sandık eşyası, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrikli süpürge, koltuk takımının müvekkiline iadesini ve teslimini, olmadığı takdirde 5.000,00 TL bedelinin (bedele yönelik bilirkişi incelemesi sonucu çıkacak fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalması kaydı ile) müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
Davacı vekili, dava dilekçesinde ve yargılama sırasında; Davalının müvekkilini bir çok kez evden kovduğunu, davacının ablasının ve eniştesinin araya girmesi ile bir araya geldiklerini, davacının nişanda ve düğünde takılan takılarını davalının öfkeli bir davranışının ertesi günü evde bulamadığını, davalıya sorduğunda kendi adına kiraladığı bir banka kasasına koyduğunu söylediğini belirterek davacıya ait olan 3 adet altın bilezik 300 TL den 900 TL,43 tane tam altın 9.963,10 TL, 53 tane yarım altın 6.140 TL, 71 adet çeyrek altın 4.112,67 TL, olmak üzere toplam 21.115,82 TL değerindeki ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davacıya ait ziynet eşyası bulunmadığını, ziynet eşyalarının davacıya iade edildiğini, ziynet eşyalarının bir kısmının davacı tarafından tatil harcaması kişisel harcamalar için kullanıldığını kalan kısmıyla ilgili davalının bilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava; ziynet ve diğer kişisel eşyaların aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalıdan tahsili istemlerine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının, davacının ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının çeyiz (ev) eşyalarına ilişkin temyiz itirazları yönünden; HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir....