Davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 4-Davacı kadın, dava dilekçesinde talep ettiği ziynetlerin sadece aynen iadesini istemiş, 16.04.2015 tarihli ıslah niteliğindeki dilekçesi ile de dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde 33.032 TL. bedelinin dava tarihinden itibaren faiziyle tahsilini istemiş olup, mahkemece davacının ziynet alacağı talebinin kabulü ile aynen iadesine veya bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline hükmedilmiştir. Davacı kadın ıslah dilekçesiyle ilk defa bedel talebinde bulunduğundan, ıslah tarihi olan 16.04.2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan kabul edilen ziynet alacağı bedeline dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2591 KARAR NO : 2022/1456 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2021/253 ESAS, 2021/458 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET KARAR : Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/253 Esas, 2021/458 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine Fethiye İcra Müdürlüğünün 2021/3513 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takip dayanağı ilamda ziynetlerin aynen iadesi veya bedel iadesi şeklinde hüküm kurulmadığını, bu yönde hüküm bulunması halinde ancak davalıya seçimlik hak tanınmış olabileceği ihtimalinin değerlendirilebileceğini, fakat ilam ile aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedel iadesi şeklinde hüküm...
Aile Mahkemesinin 2015/426 Esas 2016/40 Karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, dosyanın Yargıtay da olduğunu, müvekkiline birçok altın ve ziynet eşyası takıldığını, bunların davalılar tarafından müvekkiline iadesi gerektiğini, aynen iadesi mümkün değilse altın ve ziynet eşyalarının değerinin bilirkişi vasıtasıyla tespit edilerek dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir. Davalı T3 cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait kendisinden ziynet eşyası ve altın olmadığını, davacının kendisine altın ve ziynet eşyası vermediğini, kendisinin de davacıdan herhangi bir talebi olmadığını, davacının ziynet eşyaları ve altınları kendisinin haberi olmadan kullandığını ve vereceği yerlere verdiğini, bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir....
rağmen iade edilmediğini, ziynet eşyalarının müvekkilinin uhdesinde ve mülkiyetinde iken davacının alması ve geri vermemesi üzerine müvekkilenin hakkı olan bu ziynet eşyalarının teslim tarihinde aynen iadesine, iadesi mümkün olmadığında fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 19.500,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi birlikte tahsiline, taraflar evli iken davalı adına kayıtlı olarak alınan 34 XX 156 plakalı doğan marka aracın davalı tarafın boşanma davası açılır açılmaz satıldığını ve parasını uhdesine geçirdiğini, edinilmiş malları katılma rejimi gereği müvekilenin de evlilik birliği içerisinde bu aracın alınmasında katkıda bulunduğu göz önünde bulundurularak fazla ilişkin haklarının saklı kalmak şartı ile yarı beledi olarak tahmin edilen 2.500,00 TL miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekile lehine hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir....
Bu husus gözetilmeden, davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3- Ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-karşı davalı kadın ziynet alacağına ilişkin talebinde; 590 TL takı parasının, her birisi 20'şer gr ağırlığında 22 ayar 9 adet burma bileziğin ve her birisi 12'şer gr ağırlığında 14 ayar 2 adet takı bileziğinin aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bedeli olan 12.000,00 TL'nin erkekten tahsilini talep etmiş, bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 5.492.0 TL arttırarak toplam 17.492,00 TL üzerinden usulünce ıslah etmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olduğu üzere ziynet eşyalarının erkeğin annesinde kaldığı ve kadına iade edilmediği, yine takı paralarının da taraflarca harcandığı ispatlanmıştır....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "Davacının ziynet eşyalarının aynen iadesi yönündeki talebi ile ilgili karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, bedel iadesi yönünden hukuki yarar bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ziynet alacağı davası hakkında bozma sonrası verilen son kararın hukuka uygun verilip verilmediği bozmaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; bahsi geçen ziynet eşyalarının kadında olduğunu, eşyaları toplayıp evden ayrıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ziynet eşyaları ve paranın aynen iadesi, aynen iade mümkün değilse bedelinin iadesi talebiyle açılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, pazar alanındaki işlerin gelişmesi ve daha çok mal getirebilmek adına ziynet eşyalarının davacı tarafça davalıya verilerek minibüs satın alındığını belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE; Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedeline hükmedilmesi talebi niteliğindedir....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Somut olayda; davacı(kadın) dava konusu edilen ziynet eşyalarının ve kişisel eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek iadesini talep etmiş; mahkemece, dava TMK'nın 122.maddesine göre nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri alınması istemi olarak nitelendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen, dava dilekçesinin içeriğine göre, ziynet ve kişisel eşyanın iadesi istemine ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece dava türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın ziynet ve kişisel eşya alacağı olarak nitelendirilmesi gerekirken, nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri alınması olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. O halde, mahkeme, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, yukarıdaki madde hükümleri de gözetilerek tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, tarafların yaklaşık 2 yıllık evli olduklarını, aralarında halen devam eden bir boşanma davası olduğunu, Yağmurca köyündeki anne ve babası ile birlikte yaşadığını, evden hiçbir ziynetini alamadan ayrıldığını, söz, nişan ve düğünde takılan toplam 23.550,00TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı uhdesinde kaldığını, müvekkilinin eşyalarını rızaen almak için aile efradı ve köy muhtarı ile birlikte gittiklerinde, müvekkiline dava konusu edilen yukarıda belirtilen ziynet eşyalarının geri verilmediğini, ancak ziynet eşyalarının halen davalıda bulunduğunu belirterek, ziynetlerin aynen...