İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının ziynet alacağı talebinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, kadının dava dilekçesinde ziynet eşyalarını erkeğin abisine ve babasına verdiğini beyan ettiğini, bu durumda erkeğe dava açılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen ziynet alacağı davası ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat-Nafaka-Ziynet ve Çeyiz Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, HMK m. 190/1). Davacı kadın dava dilekçesinde, davalı erkeğin 20 TL verip kendisini babasının evine gönderdiğini ve daha sonra aramadığını, ziynet eşyalarının kendisine iade edilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde, davacı kadının el öpmek amacıyla babasının evine gittiğini ve ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü ziynet eşyalarının kadında bulunduğunu savunmuştur....
Mahkemece davacının rızası ile ziynet eşyalarının alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak balayı ve iş ihtiyacı nedenleriyle harcandığı davalı yanca kabul edilmektedir. Davalı koca kadının iade edilmemek üzere kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini tanık anlatımları ile kanıtlayamamıştır. Bu nedenle dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir....
Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Toplanan delillerden; davacı tanıklarının ziynet eşyaları konusunda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı ..... ise, kadının talep ettiği ziynet eşyalarından 4 adet cumhuriyet altını ile 8 adet çeyrek altının davacı kadın tarafından kayınpederine verildiğini, onun da ziynetlerle, davalı oğlu ile diğer çocuklarına dükkan açtığını, kadının bileziklerini satarak kendi adına kayıtlı ev satın aldığını beyan etmiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, kadının talep ettiği ziynet eşyalarından 4 adet cumhuriyet altını ile 8 adet çeyrek altın dışındakilerin davalı erkekte kaldığı ispatlanamamıştır....
Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının bozdurulduğu anlaşılmış ise de; tekrar iade edilmemek üzere davalı-karşı davacı erkeğe verildiği hususu kanıtlanmamıştır. Bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı erkek ispatlamak zorunda olup, davalı erkek bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından nafakaların miktarı, ziynet alacağı davasının reddi ve reddedilen ziynet alacağı davasında aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle 23.07.1999 doğumlu ortak çocuk Türker'in inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, davacı kadının boşanma ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın dava dilekçesiyle ziynet alacağı talep etmemişken, dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra sunduğu 25.08.2015 tarihli dilekçesi ile bedel, cins ve...
Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde, erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda ise; kadının, düğünde takılan altınların bir kısmının emaneten alınıp, düğünden sonra iade edileceğine, diğerlerinin ise rızası ile kadın tarafından bozdurularak kendi babasına verildiğine ilişkin erkeğin iddiaları kanıtlanmamıştır. Erkek düğünde takılan ve varlığı ispatlanan ziynet eşyalarını iade ile yükümlüdür. Mahkemece bu husus gözetilmeden ziynet alacağı davasının kısmen kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2 bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.10.2018 (Pzt.)...
Somut olayda, davacı(kadın) dava konusu edilen ziynet eşyasının davalının annesi tarafından elinden alındığını ancak Kayseri'ye geldiğinde ve gezmeye giderken kullanmasına izin verildiğini ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalının ailesi tarafından rızası dışında elinden alındığı iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır....
Zira; olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Somut olayda davacı kadın ziynet eşyalarının düğün töreninden sonra davalının isteği ve bilgisi dahilinde davalının annesine teslim edildiğini iddia etmektedir. Davalı koca ise davacı kadının bu beyanlarını kabul etmiş ve fakat dava konusu ziynet eşyalarının kısa bir süre sonra davacı tarafa iade edildiğini belirtmiştir. Davalı kocanın, ziynet eşyalarının düğünden sonra annesine teslim edildiği yönündeki kabul beyanları ile davacı kadın ziynet eşyalarının zilyetliğinin davalı tarafa geçirildiği yönündeki iddiasını ispat etmiş olup, bu kez ziynet eşyalarının balayından sonra davacı kadına iade edildiği yönündeki iddiasını ispat yükü davalı kocaya geçmiştir....
Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyaya delil olarak sunulan düğün CD'lerinden bir kısım ziynet ve nakit paranın davacı geline, bir kısım ziynet ve nakit paranın ise davalı damada takıldığının tespit edildiğini belirterek her iki tarafa takılan ziynet eşyaları ile paralar ayrı ayrı gösterilmiştir. Düğün sırasında kadına (geline) takılan ziynet ve paranın kadına ait olduğu kabul edilmekte ise de, erkeğe (damada) takılan ziynet ve nakit paraların da kadına hediye olarak takıldığı ya da kadına bağışlandığı kanıtlanamamış ise bu ziynet ve paranın erkeğe ait olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, erkeğe takılan ziynet ve paraların da davacı kadına takıldığı ya da sonradan bağışlandığının kanıtlanıp, kanıtlanmadığı üzerinde durulmadan, erkeğe takılan ziynet ve paranın da davacı kadına aitmiş gibi hüküm kurulması doğru değildir....