Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olayımızda ziynet eşyalarının evlilik sırsında bozdurularak harcandığı çekişmesiz olmakla birlikte, davalı bu ziynet eşyalarının tarafların anlaşması ile evlilik birliği içinde harcandığını iadesinin istenemeyeceğini savunmaktadır. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde, kanuni her türlü delil denmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığından, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere verildiği hususunda davalı vekiline, davacıya yemin teklif etme hakkı da hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Somut olayda, öncelikle, ziynet eşyalarının varlığının ve ziynet eşyalarının davalı erkeğe verildiğinin veya davalı erkek tarafından rızası dışında davacıdan alındığının ispatı davacı kadına aittir. Davacı kadın, dava dilekçesinde 29/05/2017 tarihinde müşterek konuttan ayrıldığını ve ziynet eşyalarının ortak hanede kaldığını iddia etmiş, cevaba cevap dilekçesinde ise ziynet eşyalarının 24/07/2016 tarihinde İzmir'de yapılan düğünde takıldıktan sonra akşamında kendisinden alındığını ve sonrasında ziynet eşyalarına ilişkin bir malumatın bulunmadığı iddia edilmekle, iddia cevap dilekçesiyle genişletilmiştir. Öte yandan aynı dilekçede davacı kadın sığınma evinden sonra İzmir'e babasının evine gittiğini beyan etmiştir. Talimatla dinlenen davacı tanıkları Amine Hatun Yıldız ve Yılmaz Yıldız, davacının İzmir'e geldiğinde 3 adet bilezik ile geldiğini diğer ziynet eşyalarının bulunmadığını beyan etmiştir....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkek eşin 08.11.2008 tarihinde müvekkilini darp ettiğini, bu olay nedeni ile eş hakkında kamu davası açıldığını, davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı eşte kaldığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini; 09.12.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile de 12 adet altın bilezik, 12 adet ... burması bilezik, 3 adet 14 ayar altın künye, 1 adet altın takı seti, 70 adet çeyrek altın ve bir adet saatten oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmaz ise ödeme günündeki sürüm bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddialarının doğru olmadığını, ziynet eşyalarının davalıda olmayıp, davacı tarafından harcandığını, geriye kalan ziynet eşyalarının da davacı tarafından götürüldüğünü ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
etmediklerini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesini olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evlilik birliği içinde elinden alınıp bozdurulduğunu veya evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Mahkemece, ziynet eşyalarının davacının yanında taşındığını, davacı tarafından götürüldüğünü davalının ispat edemediği belirtilerek yukarıda belirtilen hususlar ışığı altında davacıda olan ispat yükünün davalıya yüklenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen veya fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak bedeli olan ....000 TL talep edilmiş, mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabulü ile ... adet ...'lü burma bileziğin, aynen iadesi mümkün olmadığından dolayı ....690,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı tarafça davalılardan Feride yönünden de ziynet eşyalarının uhdesinde kaldığı iddia edilmiş, mahkemece davalı ...'nin ziynet eşyalarının alınmasından bilgisi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dinlenen tanık beyanları uyarınca dava konusu ziynet eşyalarının alınmasına ilişkin davalı ... yönünden iddia ispatlanamamıştır. O halde; dava konusu ziynet eşyalarının alınmasında davalı ...'ın sorumluluğu bulunmadığından hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davalı ... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. C) Kabule göre de; HMK'nın 326....
Davacı kadın vekili, ziynet alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, taşınmaz yönünden hatanın esasa yönelik değil maddî hata niteliğinde olduğunu, taşınmazın ziynet eşyaları kullanılarak satın alındığını, bu taşınmaz yönünden değerlendirme yapılması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek tüm yönlerden istinaf yoluna başvurmuştur. 2. Davalı ... vekili, ıslahın süresinde yapılmadığını, dava dilekçesindeki talep miktarı ile bağlı kalınarak karar verilebileceğini, ziynet eşyalarının müvekkilinde kaldığının ispatlanamadığını, ziynet eşyalarını davacının yanında götürdüğünü, ispat yükünün davacıda olduğunu, yargılama sırasında usulü hata bulunduğunu, müvekkilinin tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, gerekçenin yetersiz olduğunu, ziynet eşyalarının bozdurulmadığını belirterek ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Dava, davacı tarafından açılan, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesi davasına ilişkindir. Ziynet eşyası alacağı bakımından, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
Ancak ve ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği, onayı ve geri istenmemek üzere ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.(Yargıtay 3.HD.2019/597 E-2019/2876 K.sayılı 02.04.2019 tarihli kararı). Yine Yargıtay 3.HD.nin 2016/11386 E-2018/2023 K.sayılı 05.03.2018 tarihli kararında özetle"... mahkemece;davalının bir kısım ziynet eşyalarının ev ihtiyaçları ve müşterek çocuğun tedavi giderleri için bozdurulduğunu ikrar ettiği nazara alınarak,eldeki davada ispat yükünün davacıda değil de davalı tarafta olduğu ve davalının söz konusu ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiği ve bozdurulduğu hususunu ispat yükü altında olduğu gözetilmelidir"denmektedir....
Dava, ziynet, ev ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle bir kısım ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmadığı takdirde 17.680 TL olan bedelinin davalıdan tahsiline, ev ve çeyiz eşyaları hakkındaki dava atiye terk edildiğinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin hüküm altına alınan ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu edilen ziynet eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir....